Sevgili okurlarım, konuşma; insanların aklını kullanma sanatıdır. Yeri geldiği zaman, konuşmanın ve susmanın zamanını bilmek insanlar için en büyük meziyettir.
Türkçemizde şöyle güzel bir ifade vardır:
“Söz bilirsen söz söyle sözünden ibret alsınlar, söz bilmezsen sükût eyle seni bir adam sansınlar.”
İnsanı diğer yaratıklardan ayıran ve ona ayrı bir değer kazandıran konuşma, tarifi mümkün olmayan çok üstün bir meziyettir.
Her insan, konuşmayı ve susmayı yerine ve zamanına göre en güzel şekilde ayarlamasını bilmelidir.
Onun için her insan konuşma usul ve üslubunu yerli yerince kullanmalıdır.
Atalarımız: “Çok söz yalansız, çok para da haramsız olmaz.” Demiştir.
Allah insana bir ağız, iki kulak vermiştir.
Bunun da en bariz şekildeki manası: “Bir konuş, iki dinle” demektir.
“Söz gümüş ise, sükût altındır” cümlesini hemen hepimiz birçok kereler duymuşuz ve söylemişizdir.
İnsan yerinde yeteri kadar konuşmalı, şayet konuşmayı gerektiren bir ortam yoksa sükût etmelidir.
Dile hâkimiyet, sahibini yüceltir. Konuşma organı olan dili gelişigüzel ve uluorta kullanmak ise, sahibini toplum içinde şahsiyetsiz ve seviyesiz kılar.
Gelelim son günlerde gündem oluşturan parti liderlerinin konuşmalarına.
Anayasa değişikliği için 12 Eylül’de yapılacak olan referandum da iktidar “Evet” oyu, muhalefet ise “Hayır” oyu istiyor vatandaştan.
Bunun için parti liderleri referandum mitinglerinde birbirlerini suçlayarak meydanlarda nutuk atıyorlar. Yöresel sözleri kullanarak ağza alınmayacak konuşmalar yapıyorlar.
Bir parti liderinin, vatandaşa hitap ederken “argo” kelimeleri kullanması doğru değil.
Birisini ikaz etmek zorunda kaldığımızda nasıl ve nerede yapmamız gerektiğini, takdir etmek istediğimizde de zaman ve mekânını seçebilmeliyiz.
Bir topluluğa hitap ederken, söylediklerimizi kulağımız duymalı. İnsanlara hitap ettiğimizi ve onların da kalpleri, hisleri ve hatta onurları olduğunu bilmeliyiz.
Liderlerin, topluma kötü model olmamaları için, hiçbir surette argo konuşmamalıdırlar ve konuşma üslupları seviye kaybetmemelidir.
Üzülerek belirtmek istiyorum. Bugün meclis içerisinde, konuşma üslubunu bilmeyen ve argo ağızlarla konuşan bakan ve milletvekilleri var.
Bunların sinir sistemleri biraz bozulunca, ağızlarını bozarak ver yansın ediyorlar, karşı tarafa. Bunları halkımız televizyon ekranlarından izliyor.
Konuşma üslubu; insanın kişiliğini, seviyesini ve seciyesini sergiler. Günümüzde, her hangi bir konu hakkında, bilende bilmeyende, fikir beyan ediyor ve ağzı olan konuşuyor.
Konuşma, insanların aklını kullanma sanatıdır. Yeri geldiği zaman, konuşmanın ve susmanın zamanını bilmek insanlar için en büyük meziyettir.
Devleti ve hükümeti yönetenler, ülkenin sorunlarını çok iyi bilmeli, düzgün ve az konuşmalı, yeri geldiği zaman sinirlerine hâkim olmalı ve vatandaşa devletin sıcaklığını hissettirmelidirler.
|