Sevgili okurlarım, Ramazan kutlu bir ay. Zamanın manevi havayla yoğrulduğu, kötülüklerin ortalıktan elini ayağını çektiği, insanların birbirlerine sımsıcak baktığı, gönül dostlarının iftar sofralarında buluştuğu bir ay. Sevinç zamanı…
Ramazan boyunca iftar yemekleri büyük önem taşıyor. Aile fertleri, eş dost, akraba iftar sofrasının başında buluşuyor. Özellikle hafta sonları kalabalık iftar yemekleri veriliyor. Son yıllarda kentlerde insanlar oruçlarını evde olduğu kadar lokantalarda ve toplu mekânlarda da açıyor.
İftar sofraları, ikramların en anlamlı ve en iç açıcılarından olup derin düşünce duygularının yaşandığı, sevinçlerin paylaşıldığı sofralardır.
Sevinç, saadet ve heyecan duygularının yaşandığı iki iftar yemeğinde bulundum.
İlki, Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı’nın” Geleneksel İftar Yemeği” idi.
Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı, Geleneksel İftar Yemeği alışkanlığını her yıl daha da zenginleşen iftar mönüleriyle canlı tutuyor. Vakfı’nın bu yılki Geleneksel İftar Yemeği; bilim, siyaset ve iş dünyasının ünlü isimleri ile sivil toplum kuruluşlarının başkanlarını bir araya getirdi.
Vakıf Başkanı İbrahim Karakoç, Ramazan ayına bu yıl da nail olmanın mutluluğuyla, geleneksel iftar yemeklerini bir kez daha gönül dostlarıyla paylaşmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi.
İkinci iftar yemeği suponsorluğunu İpek Ailesi'nin üstlendiği YOYAV’ın iftar yemeği idi.
Ramazan-ı şerifin estirdiği sevinç ve saadet havasını dost ve kardeşleriyle paylaşmayı güzel bir gelenek haline getiren YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, Cuma günü Ankara Çay yolunda ki TEB Dora Oteli’nde verdiği iftar yemeğinde dostlarını buluşturdu. Otelin çim kaplı bahçesinde ki havuz başında sema gösterileri eşliğinde gerçekleştirilen iftara katılanlar, gönül dostlarıyla bir arada olmanın mutluluğunu yaşadılar.
Gecede hayırsever iş kadını Melek İpek'e ithafen okuduğum, şair Fatma Uçarlar’ın yazmış olduğu “GÖNÜL” isimli şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum.
*
GÖNÜL
Veren el alandan üstündür derler,
Sen de vermesini biliver gönül,
Düşmüş ağlıyor bak, minicik çocuk,
Haydi! Gözyaşını siliver gönül.
Yardımlaşın demiş, yüce Muhammet,
İyi düşünceden doğar muhabbet,
Aç gönül sofranı, yapıver davet,
Fakirle sofranda oluver gönül…
Durma git yoksula, kapısını çal,
Varsa ihtiyacı, onu da sen al,
İstiyorsa sohbet, gitme orda kal,
Garibin derdini alıver gönül…
O gelmezse sen git, onun yanına,
Can suyu ol can kat, onun canına,
Yakışmaz ağlamak sanma şanına,
Bırak gözyaşını salıver gönül…
İster taş atsınlar, isterse de gül,
Vazgeçme yardımdan, bunu görev bil,
Yoksul karşısında daima eğil,
Deli diyenlere gülüver gönül…
|