Sevgili okurlarım, yazıma bir Japon atasözü ile başlamak istiyorum:
“Çocuklarınıza susup dinlemeyi öğretin, konuşmayı nasıl olsa öğrenirler”
Halk arasında büyüklerimiz; “Söz gümüşse, sükût altındır” derler.
Birde; “Söz bilirsen söz söyle sözünden ibret alsınlar, söz bilmezsen sükût eyle seni bir adam sansınlar.”
Bunları hatırlattıktan sonra gelelim konumuza:
Konuşmak mı zor, susmak mı?
Konuşmak, başlı başına bir sanattır.
Konuşmalarımız; bir işe yaramalı, güzel duyguları, doğru düşünceleri yansıtmalıdır..
Yapıcı, ders verici, gönül alıcı, ara bulucu, yararlı ve yol gösterici olmalıdır..
Susmak ise; insanoğlunun en zor ve en erdemli davranışlarından biridir.
Aklın dile hâkim olmasıdır.
Yazmak ise; “Ben böyle düşünüyorum” demektir. Düşüncelerini ifade etmek ise o kadar kolay değildir.
İnsan, en şerefli bir varlık olarak yaratılmıştır.
Yaratıcımız, bu nedenle her zaman insana yakışan bir biçimde yaşamamızı emreder.
Duygu, düşünce, sosyal ilişkiler, toplum halinde yaşama, aynı zamanda bir sorumluluk taşımamızı da öğütler.
Toplum içerisinde yerine göre konuşmalı ve gerektiğinde susmasını da bilmeliyiz.
En zor ancak en erdemli davranışlardan biri susmaktır.
Bilhassa yazmak ya da konuşmak ile bir işi uygulamaya geçirmek çok farklı durumlardır ve kolay da değildir.
Ancak bilip, görüp hatta kızıp susmak, büyük olgunluktur. Bazen susup sabretmek insanın kendisini en iyi şekilde terbiye etme yoludur.
“Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı” diyen atalarımız; sözün, konuşmanın, susmanın ölçülerini inancımızdan alarak günümüze kadar taşımışlardır.
Çevremizdeki konuşmalara bir dikkat edelim. Ne görürüz?
Çoğunu onaylayamayacağımız; yanlış, çirkin, kaba sözler…
Ağızlara yakışmayan bu sözler niçin sarf edilir?
Niçin boş sözlerle çok kıymetli zaman çarçur edilir?
Bunu anlamak mümkün değil!
İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır.
Ancak yerinde ve zamanında konuşmak şartıyla…
Bir insan yerinde ve zamanında konuşmayı veya susmayı bilmezse;
O insan için konuşmakta zor, susmakta…
Konuşmak susmaktan daha kolaydır bence.
Susmak, sabır ve güç ister.
Ne zaman, nerede nasıl konuşmalı? Nerede susmalı?
Bunu bilirsek konuşmakta, susmakta zor olmaz.
Diogenes şöyle der:
"Tanrı bize çok işitelim diye iki kulak ve az konuşalım diye bir dil vermiştir."
Kıymetini bilelim…
|