Bir tartışmadığımız İstiklâl Marşı'mız kalmıştı,şimdi o da oldu sonunda !
Bu sıra gündeme bomba gibi bir iddia ve haber düştü: " İstiklâl Marşımıziçin telif ödenecek"miş ! Nedeni de bu marşta bir de Alman müzisyenin emeği varmış.GESAM adlı müzik telif kurumu bu yüzden bir telif hakkı oluştuğunu belirtip,marşımızın güfte yazarı,şair merhum Mehmet Akif Ersoy'un vârislerinin bulunmadığını ve hak iddia edebilmeleri için de 70 yıllık bir süre sonrasında zaman aşımına uğradığını ancak bestecisi Zeki Üngör'ün vârislerinin hayatta olup telif için başvuru yapmış olabilecekleri
ifade edilerek,Devletimizin bu marşı kamulaştırabilmesi için de hak sahibi olan
vârislerinden yazılı belge almaları gerektiği belirtiliyor.
Şöyle ki; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre, koruma süresi eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıl. İstiklal Marşı'nın eser sahiplerinden Mehmet Akif Ersoy'un vefatı ise 1936. Yani onun telif hakları açısından süre dolmuş.
Yurt içi, yurt dışı aslında telif hakkı için bu bölge kavramı şart değil.Zira her türlü
yazılı,görüntülü ve sesli yayınların telif hakları kanunla güvence altına alınmış olup bunu da Türkiye'de MESAM yâni Mûsiki Eserleri Meslek Birliği,Müyap( Müzik
Yapımcıları Meslek Birliğ ve GESAM gibi müzik ve telif kuruluşları üstlenmiş.
Kendim de bir MESAM üyesi olarak yıllardır bu meslek birliği üyesiyim ancak
çok fazla bir telif aldığım söylemek iyimserlik olur.Hatta bir ara 100 milyon liraya
varan bir üyelik aidat borcum olduğu belirtilip aradan 2 hafta sonra tekrar aradığmda
bu defa 70 milyon lira borcum olduğu ifade edildi.Telif alabilmek için önceden adıma
gönderilen bankamatik kartımın kullanım süresi bitince yeni kart için önce Mesam'a
daha sonra ise ilgili bankaya başvurdum ancak aradan 2 ay gibi bir süre geçmesine
rağmen hâlen bankamatik kartım gelmedi.
Demek istediğim binlerce üyesi olan MESAM belki zamanla daha düzgün ve seri
çalışarak bu tür aksaklıkların önüne geçebilir.Yine de şu anda yasal olan bir müzik
ve telif kurumudur.
Milî Marşımızın güfte yazarı,şair merhum Mehmet Âkif Ersoy o zamanlar açılan
marş yarışmasına para ödülü almamak şartını ileri sürmüş ve isteği kabul edilince
yarışmaya girip kazanmıştı.
Ancak o günün şartlarıyla bugünün şartları bir değil ve bırakın millî marşı stadlardaki
o bildiğimiz" hey baba hindi" espirili tezahüratından bile telif isteme hakkı doğmuş.
Dilerim bu konu en uygun biçinde sonuçlanır.Yoksa zaten kendi yağlarıyla kavrulan okullar her marşımızın okunmasında telif yâni para,ücret öderse bu işin altından pek de kolay kalkacağa benzemiyor. Hadi hayırlısı diyelim.
Aslında şairler,besteciler,söz yazarları,aranjörler kısacası her türlü görsel ve yazınsal ürün veren sanatçılar için telif onların emekleri açısından güzel bir olay ve hak meselesi.
Yeter ki ölçüsü,dozu iyi hesaplansın ve kaş yaparken göz çıkartılmasın.Yoksa çözümlenmeyecek bir konu olmaz.
Barış,demokrasi ve insan emeğine saygı ile bu işin de en iyi biçimde çözümleneceğine inanıyorum.
Saygımla.
|