Sevgili okurlarım, yerel seçimlere az bir zaman kala partilerde hareketli günler başladı.
O nedenle bugünkü yazımı, belediye meclis üyeliklerine aday olacak olan okurlarıma sunuyorum.
Yerel seçimlere yaklaştığımız şu günlerde genellikle belediye başkanlarının hizmet performansı sorgulanırken, aynı seçimle beş yıllığına göreve gelmiş olan ve kent halkının pek de tanımadığı belediye meclis üyelerinin, seçildikleri kent için neler yaptığı hemen hiç kimsenin aklına gelmez ve medyamızda bunu gündeme getirmez.
Belediye meclis üyelerinin birçoğu seçildikten sonra, ciddiye alıp meclis toplantılarına bile katılmazlar.
Sonra kabul edilmeyen konularda ahkâm keserler…
Oysa belediye meclis üyeleri, yerel demokrasi açısından son derece önemli bir işleve sahiptir.
Seçmenler, seçtikleri belediye meclis üyeleri ile o kentin sorunlarının çözülmesini, daha yaşanabilir bir kente ulaşmayı istemektedir.
Peki, belediye meclis üyeleri seçildikten sonra o kent adına ne yapmaktadırlar?
O kentin sağlıklı ve yaşanabilir olması yönünde nasıl bir faaliyette bulunmaktadırlar?
Sadece meclis toplantılarına katılıp el indirip kaldırarak apar topar geçen kararları oylayıp, ardından her toplantı için “huzur hakkı” ücretini alarak, görevlerini yaptıklarına mı inanmaktadırlar?
Belediye meclis üyeliğinin anlamı ve işlevi bu mudur?
Tabi ki bu değildir.
Yerel seçimlere yaklaştığımız şu günlerde, belediye başkanları kadar, belediye meclis üyeliklerine aday gösterileceklerin, partiler tarafından iyi seçilmesi gerekir.
Belediye meclis üyesinin partisine katkı sağlaması ve oy getirebilesi için, yaşadığı toplum tarafından iyi bilinmesi ve sevilmesi gerekiyor…
İşte, bu noktada ortaya partili isimler mi yoksa partili olmayan ama toplum tarafından sevilen isimler mi ikilemi çıkıyor…
Tabi ki toplum tarafından tanınan ve sevilen isimler önem arz ediyor…
Maalesef ülkemizdeki belediye meclis üyelerinin büyük bölümü, bu önemli görevin içini boşaltarak algılamakta, yerel demokrasinin önemli bir parçası oldukları bilinci ile hareket etmemektedir.
Hatta zaman zaman yargıya da yansıyan biçimiyle, belediye meclis üyelerinin bir bölümünün imar yolsuzluklarına karıştıkları, özellikle imar komisyonlarında bulunmak için gayri ahlaki biçimde çok ciddi çıkar çatışmalarına girdikleri, belediyedeki nüfuzlarını yandaşlarına çıkar sağlamak için kullandıklarına tanık olunmaktadır.
"Yerel seçilmiş yöneticiler, demokrasinin temel taşlarıdır”
Bu ilkeden hareket ederek, belediye meclis üyeleri, hukukun üstünlüğünü, demokrasi geleneğimizi, devletin varlığını ilelebet korumayı ve yaşatmayı prensip edinmelidirler.
Vatandaşlarımızın modern şehircilik hizmeti alabilmelerini sağlamak için çalışmalıdırlar.
Bunları gerçekleştirebilecek, meclis çalışmalarına yararlı olabilecek kişiler, bu üyeliklere aday gösterilmelidirler.
Bugün Türkiye’de 33 bin 678 erkek belediye meclis üyesi varken, kadın belediye meclis üyelerinin sayısı 799.
Belediye meclislerinin iyi çalışabilmesi için, yerel seçimlerde daha çok kadının aday gösterilmesi de önem arz ediyor ve gerekiyor.
Yoksa dost bizi alışverişte görsün misali her önüne gelen bu bizim partinin adamıdır diyerek, belediye meclis üyeliğine aday gösterilirse, o meclisten ülkeye hayır gelmez…
|