Sevgili okurlarım, Hizbullah, PKK ve çete davaları ile cinayet sanıklarının tahliyeleriyle tartışmalı hale gelen CMK’nın 102. maddesi, muhalefet, iktidar ve kamunun gündeminde.
Tutukluluk sürelerini düzenleyen ve yürürlüğe yeni giren CMK’nın 102. maddesi kapsamında yaşanan tahliyeler kamu vicdanını derinden yaralayarak sızlattı.
Eli kanlı teröristlerin ve katillerin hüküm giymelerine karşın serbest kalması kamu vicdanını derinden sarstı.
Daha önce cinayetten iki kez hapse girmiş, 93 yılında özel affı’yla, 2000 yılında da Rahşan Affı’yla ceza evinden çıkmış, çıktıktan sonra tekrar cinayet işlemiş birçok suçlu, bu defa da 102. madde ile yine tahliye olarak, aramızda dolaşıyor.
Sürekli affın çıktığı Türkiye’de suçluların elini kolunu sallayarak aramızda dolaşması, toplumda bir kaygı ve üzüntü yaratmaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102. Maddesinde yapılan düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile birlikte, cezaevlerinde yatan etnik bölücü terör örgütü PKK ile Hizbullahçı suçlular başta olmak üzere cinayet, gasp, tecavüz ve bilumum suçlular teker teker tahliye ediliyor.
Bu durumu; ister af olarak görün, isterseniz de hukuki bir düzenleme olarak görün!
Gerçek olan ise, suçluların ellerini kollarını sallayarak cezalarını çekmeden salıverilmesidir.
Düşünün! Adamın biri çıkıyor 5 kişiyi gözünü kırpmadan öldürüyor, 13 kişiyi yaralıyor ve kanun 90 yıl 10 ay ceza ile cezalandırıyor bu adamı.
İşte bu şahıs kanunda yapılan bir yeni düzenleme ile 5 yılın sonunda serbest kalıyor.
Öte tarafta devlete, millete, askere, polise, sivil vatandaşa her türlü hain saldırıyı düzenleyip vatanını, milletini, bayrağını seven insanımızı katleden, etnik bölücü terör örgütü PKK’lı terörist tutuklulara gelince… Mahkemeler suçlarına 20-30 sene ceza vermiş. Ama kanundaki bir düzenleme ile 10 yılın sonunda serbest kalıyor.
Kaçırdıkları insanları domuz bağı denilen yöntemle ellerini kollarını bağlayıp canlı – canlı üzerlerine beton döküp katleden terör örgütü Hizbullahçı tutuklar da, 10 seneyi doldurmaları neticesinde serbest bırakıldılar.
Sokaklarımızda savunmasız kızlarımızın ırzına geçip bundan da pişman olmayan namussuzların da, suçlarına biçilen cezalarını doldurmadan serbest bırakılıp, sokaklara geri dönmelerine izin verildi… Bunların hepsi, kamunun vicdanını sızlatan tahliyelerdir.
Veya vatandaşın can ve malına zarar verip, malını gasp eden gaspçılarında mahkemenin biçtiği cezanın tamamını çekmeden sokaklara geri dönmelerinin sağlanması…
Hani adalet mülkün temeli idi! Adaletin mülkün temeli olduğuna inanıyor hak, hukuk ve adaletten bahsediyoruz…
Adalet mi bu? Bunun neresi hukuk? Bunun neresi adalet?
Kanun buysa, bu insanları kanunsuzluğa itmektedir
Şehitlerimizin kemikleri ile kamu vicdanını sızlatan tahliyelerdir bunlar!
|