Olmuyor,olmadı ve hiç de olmayacak ! Sevgisiz olmuyor, olmuyor işte arkadaş !
Gözlerimden akan her damla yaş,sevgiden, sevinçten,mutluluktan olsaydı keşke.
Ah o sevgi denen yaramaz,hercâi,ele-avuca sığmaz,güzel ve nazlı çocuk var ya,işte onu bir yakalarsam, "uç uç böceğim, annem sana terlik pabuç alacak"tekerlemesiyle terleteceğim!
Hesaba çekeceğim, sevgisiz geçen yıllarımı ! Yollara,fallara,yıllara; baktığım onca hasret dolu günlere bir çizik atacağım !
Ey sevgi, neredeysen çık gel artık ! Bak,kış mevsimi yavaş yavaş terk-i diyar eylemeye hazırlanıyor sensiz yüreğimde !
Papatyalar,güller,nergisler,karanfiller ve erik ağaçlarıyla şarkılar, türküler söyleyip,
el-ele,gönül gönüle vereceğimiz o mutluluk ânını bekliyorum.
Cemrelerden biri düşmüş diyorlar daha şimdiden, Şubat'ın bu son günlerinde.
Demek ki toprağın kıvrak hareketlerinin bir nedeni de buymuş ! Ey gözünü sevdiğimin, delikanlı cemreleri ! Biriniz, şu yüreğime düşsün ansızın !
Isınsın buz kutupları gönül dağımın !
Verin bana; mutluluğun , sevginin, insanlığın o altın anahtarını! Mavi, masmavi denizlerle; gökyüzünün aynı renkte birleştiği şu yaşlı çınar ağacının dibinde, o ilâhi kâinat ressamının; olağan-üstü eseri olan şu yemyeşil,zümrüt,cennet tabiatın en taze, en güzel ve en dik duruşlu portresini çiziyorum gözlerimin bebeğine !
Ve o an aklıma,bir başka göz-bebeği, cânanım, nar tanem, nur tanem geliyor!
Yüreğimin en derin bir semtinde, sevgi pazarları kuruluyor ! Yakışıklı bir prens oluyorum; prensesinin arayan ve özleyen !
Ey sevgi, ey dağı- taşı titreten; Samanyolu'nda şarkı, Âşık Veysel'in sazında türkü
olan efsûnlu güzel !
Saçlarıma düşen " 55.yaş akları " nın mâsum çocuğu !
Her 28 Şubat'ta, her doğum günümde seni arar gözlerim ufuklarda! Alnımdaki
derin ve kalın çizgilerde; şiir, şarkı,türkü gibi ezgilerde ve Konya Ovası kadar geniş
şu gönlümde, yerin dünden hazır ve de nâzır !
Sen bir gel, ben bin geleyim. Sen bir " merhaba " de; ben müebbet selâma durayım seni !
Sevgi, ey güzel ve özlenen, yüreğimde kıvılcımlanıp közlenen ve köşe bucak gizlenen o
deli çocuk !
Lûtfedip de bir gün gelirsen, gönül kapımdaki o kurumuş güllere aldırma sakın !
Bil ki o güllerin, can suyunu, özünü içime içime akıtmışım ben yıllar yılı öncesinden !
Ey sevgi,hadi gel; nazlanma artık bu kadar ! " Çok naz, âşık usandırır "derler, bilirsin !
Ben ne aşktan ne de meşkten ne de seninle gönlümde kurduğum o sırça köşkten
vazgeçerim !
Ben, benden geçerim de senden asla vazgeçmem bil ki ey güzel sevgi !
Olmuyor, olmadı ve hiç de olmayacak ! Senin yerin asla dolmayacak !
Sevgisiz olmuyor, olmuyor işte arkadaş !
|