Son günlerde Medya'da "Sokak Çalgıcısı" diye bir tâbir dolaşıp duruyor.
Bence çok yanlış ve onur kırıcı bir tabir bu. Ne demek yâni "Sokak Çalgicısı" !
Geçenlerde bir gazetede okudum.
Bir kaç duyarlı (!) vatandaş, tek suçu gürültü (!) yapmak olan bazı gençleri, ilgili mercilere şikâyet etmişlerdir. Şikâyetlerinin tek nedeni ise gürültü kirliliğine yol açmakmış.
Ve haklarında yasal işlemler uygulanıp, bu "Sokak Çalgıcıları" (!) cezaya çarptırılmış.
Kimsenin kanunlara karşı çıktığı yok.Kanunlar, bir ülkenin, devletin ve milletin,toplumun
güveni için şarttır.
Ancak, sırf sokakta ki gece yarısı da değil, gündüz saatlerinde, tek amaçları, okudukları yüksek okul,üniversite gibi eğitim, öğretim kurumlarında okuyup, aile bütçesine yük olmak istemeyen bu gençlerimize birer "Sokak Çalgıcısı" ve suçlu muamelesi yapmak doğrusu benim zoruma gitti.
Ne yapsın yâni bu gençlerimiz?
Hırsızlık mı yapsınlar, banka mı soysunlar, adam mı öldürsünler?
İşte ne güzel bir uğraş bulmuşlar kendilerine.Üstelik kimseye de bir zararı yok.
Gürültü yaptıklarını iddia ve şikâyet edenler acaba o şehirdeki yüzlerce aracın çaldığı klakson seslerini, fabrika gürültülerini, kendi aralarında yüksek sesle ve küfürlü konuşan diğer insanları,düğün konvoylarının klakson çalmalarını, paralı açık hava gazino ve benzeri yerlerdeki gürültüler için ne yaptılar acaba.
Sırf ailelerinin kabarık bütçesine destek,olabilmek için,kendi ayakları üzerinde durup,
nefret ve kinin acaba tek nedeni gürültü mü yoksa müzik yapmaları mı ?
"O zaman, çevrsinde yakın evler bulunan stadyumlardan duyulan tezahüratları da, yolda bağıra bağıra, yüksek sesle hemde küfürler savurarak konuşan ve toplumu rahatsız eden
bu insanları da şikâyet ettiler mi peki ?
Ayrıca bu gençler,üniversiteli, yüksek okullu olup yarın ülkemizi ve geleceğimizi onlara
teslim edeceğiz ki bizler şimdiden yok gürültüymüş, yok patırtıymış kendimizi biraz olsun
yargılayabildik mi ?
Başkalarını şikâyet ne de olsa çok basit. O halde bu gençlerimize gelin hep birlikte sahip çıkalım.Köstek değil destek olalım.Acaba bugüne dek bu gençlere maddî ve mânevi yönde kaç kişi yardım elini uzattı ki ?
Yardımsever vatandaşlarımızı bu dediklerimden tenzih ederim.
Biz niçin bu kadar hoş görüsüz ve acımasız ve de duyarsız bir toplum olduk ?
Niçin birbirimizi en küçük bir olayda kötüleyip, karalayıp uçurumlar yaratıyoruz ?
Bu sevgisizlik,bu düzensizlik,bu kin ve öfke niçin ?Kimsenin kanunlara bir şey dediği yok ancak bu " Sokak Çalgıcısı " diye toplumdan dışladığımız hepsi de birer pırlanta hükmünde olan bu gençlerimizi,sırf okul harçlıklarını temin etmek ve müzik bilgi ve emeklerini toplumla, insanlarla paylaşıp,dikkat çekmekten başka,takdir edilmekten ve üç-beş alkıştan başka bir amaçları olmadıklarını ne zaman idrak edebileceğiz acaba ?
Yumurta fırlatmamışlar,eylem yapıp kamu araç ve binalarını,eşyalarını tahrip etmemişler,akşamlara dek kahve köşelerinde " alpapzı, ver kızı "diyerek kumar oynamamışlar,onun bunun kızına sarkıntılık edip,laf atmamışlar, kimsye hakaret etmemişler de sadece biraz müzik yapmışlar,ailelerine yükolmaktan kaçınmak için "çam sakızı, çoban armağanı" denecek kadar cüzi bir parayla konser vermişler.
Ne yazık ki her konuda kalem oynatan o köşe yazarlarımız,Medya dünyası bu olaya her
nedense sessiz kalmışlardır.
Kısacası ve özetle artık " Avrupa Birliği"ne gireceğiz diye bazı değerlerimizi yok sayamayız.
Yaşatmalıyız.
Yoksa ilerde ödeyeceğimiz fatura da çok kabarık olacaktır.
"Sokak Çalgıcısı"yerine de bence bu gençlere "Müzik gönüllüsü Genç Yetenekler" demek
daha güzel ve doğru olur.
|