31 Mart 2012 Cumartesi günü, ilginç bir olaya şahit oldum İstanbul'da iken.
Beşiktaş semtinde bir martı, trafiğin yoğunluğuna hiç aldırış etmeden ve
korkmadan bir aracın üzerine konmuştu. Şimdi o martıya sesleniyorum:
Ey yolunu şaşırmış, Marmara Denizi'ni aşırmış garip martı ! Ne işin var
senin arkadaş İstanbul'un bu yoğun trafiğinde o arabanın üzerinde ? Deli
misin sen ya ? Buldun yepyeni ve lüks aracı, kondun üstüne değil mi ? Bir
de masum,- masum poz veriyorsun. Amacın belli. İnsanların ilgisini çekmek,
gündem oluşturmak değil mi ? Vallahi sen bu akılla daha çok insanı kandırırsın.
Doğrusu amacına ulaştın martı kardeş ! Başardın ilgi çekmeyi ! Şimdi gazeteciler,
muhabirler ve de özellikle magazin paparazzileri peşine düşerler. Kimbilir belki
İstanbul Basını' na haber bile olmuşsundur. Kolay da değil hani bu zamanda öyle
bir anda meşhur olmak. Belki film teklifleri bile alabilirsin. Reklamlarda oynayabilirsin.
Vallahi artık ünlü olunca sen ne İstanbul'u tanırsın ne de bizleri. Laf aramızda, vallahi
nice ünlü bile senin kadar kısa zamanda böyle ilgi çekici bir gündem oluşturamadı
desem yalan da olmaz hani. Bak hele şu duruşa,şu bakışa. Mübarek dersin ki Kraliyet
Ailesinin en asil bir üyesi. İyi güzel de madem ki bir fırsat yakladın, biraz güler insan
canım ! Ne o öyle somurtup duruyorsun. Hani bilmeyen de seni en ağır suçtan hüküm
giymiş bir hücre firarisi sanacak ! Kımılda az, öt biraz ! Halk seni beğensin, sevsin ve
alkışlasın.
Hem sahi, başka işin gücün yokmuydu da gelip İstanbul'un göbeğinde araç
üstü show ( şov ) yapıyorsun ? Doğrusu bu tavrını hiç beğenmedim. Amacını aşma.
Hem Marmara' nın bu güzel denizinde, pupa yelken gemilerin, vapurların üzerinde
özgürce uçmak varken, bir arabanın üstünde, tavuk gibi pineklemek hiç sana yakıştı
mı öyle ? Yoksa sen bir pravakatör müsün ? Şimdi diğer kuş araların da senin yaptığın
gibi birer aracın üzerine çıkıp, açık hava kampı yapmaya kalkarsa ne olur bu canım
İstanbul'un hali ?
Yoksa sen, şu İstanbul halkının gülmeyen yüzlerini, sevgisiz bakan
gözlerini protesto etmek amacıyla mı geldin buraya ? Anlıyorum seni ! Aslında bunun
için geldiysen bak takdir ettim o zaman. Gülmeyi, sevgiyi, saygıyı,vefâyı, hatır ve gönül
denen güzel hasletleri unuttu İstanbullular. Aslında sadece İstanbullular değil, tüm ülke
insanları unutmuş bu değerler manzumesini. Maddi sorunların yanı sıra bir de mânevi
değerlerin suistimal edilmesi, unutulması gibi birçok sebepten insanlar birarayış ve
bunalım içersinde. Sadece Türkiye'de deği, tüm Dünyada var aslında bu tür olumsuz
sebepler ve sorunlar. Bu düşüncelerle ve sevgiyle sana biraz daha dikkatli bakınca
sende kendimi, unutulan sevgiyi, saygıyı ve toplumsal arayışı ve kimliği gördüm.
O bembeyaz teninle, sağa- sola şaşkın ve anlamsız bakışlarınla, İstanbul'da özel bir
gündem yarattın. Aslında sana kocaman bir teşekkür borçluyuz. Zira tebessüm
etmeyi unutan dudaklarımızda ve sevgisiz gözlerimizde ve yüzlerimizde bir umut
ışığı yaktın. Sağol martı arkadaş. İstanbul seninle gurur duyuyor. Martıca sevgiler.
|