Sevgili okurlarım, yıllar yarlardan yarlar yıllardan vefasız. Zaman ise çok çabuk geçiyor, bazen de yürekleri delip geçiyor.
Bugün 1 Mayıs… Yardımsever iş adamlarımızdan KOZA Davetiyeleri’nin kurucusu Ali İpek’i aramızdan ayıran ölüm tarih sayfalarına bugün 15. yılını da ekledi.
Bir kaza ve ani bir bitişle ecel, bir dostumuzu aramızdan alınca, bunu içimize sindirmekte güçlük çekiyoruz. Ölümün mantığımıza sığacak bir kuralı olmadığını bildiğimiz halde!
Çünkü kaybettiğimiz her dost, her değerli insan kendisiyle birlikte bizim iç dünyamızdan da bir şeyleri söküp götürüyor. O ölünce çevremizi o içinde yaşarken olduğu kadar dolu ve değerli bulamıyoruz.
Çalışma ve yaşama gücümüzü besleyen iç kıymetlerden bir şeylerin eksildiğini hissederek karamsarlığa bürünüyoruz.
On beş yıl önce aramızdan ebediyete intikal eden değerli insan Ali İpek’in anıları hafızalarımızda taptaze duruyor. Sevgi dolu temiz yüreği, her zaman gülümseyen gözleriyle olgun, bilgili ve iyimser bir insan olarak.
Bu değerli insanı 20 yıl önce mübarek Ramazan ayında, KOZA İpek Fabrikasında verilen bir İftar yemeğinde tanımıştım.
Sonra eşi Melek İpek’in sosyal, kültürel ve yoksullara yardım konusundaki etkinliklerinde, onu yakından tanıma fırsatım oldu.
Ali İpek bir erdemler yumağı idi.
Onun hakkında idi ile biten cümleler kurmak, bana çok zor geliyor ve yazmakta güçlük çekiyorum.
Bulunduğu her toplumda kendisiyle birlikte bir seviye götüren kişiler vardır. Değil onların meclisinde olmak, onların var olduğunu düşünmek bile bir rahatlık, bir huzur, bir güven ve bir tatlı övünme verir insana.
İşte rahmetli Ali İpek bunların en önde gelenlerinden birisi idi. Benim gözümüzde medeni insanın bir simgesi idi.
Yaratılıştan nazik, saygılı, samimi, insancıl, her zaman sağduyulu ve iyi niyetli yardımsever bir insan idi…
Gençliğinden belkide çocukluğundan beri olgun, olgunluğun şaşmaz kıstası ile belirli; alçak gönüllü, gösterişten hoşlanmaz, sessiz ancak coşku dolu ve cesur bir insandı…
İş hayatındaki azimli, özverili ve başarılı çalışmasıyla her geçen yıl çıtayı yükseltti.
Kelimenin tam anlamıyla dürüst, pazarlıksız, ödün vermeyen, başı dik, kendisiyle tutarlı, ölçülü, üstün ve hızlı bir zekâsı vardı. Çünkü o hayat üniversitesini bitirmişti.
Şakayı çok severdi. İsterdi ki çevresi de, kendisi gibi herkesle şaklaşsın, barışık, ahenk dolu, sevgi dolu hoşgörü içinde olsun…
Ali İpek, yoksul babası ve fakir dostu idi. Dostluğu dengeli, ölçülü ve akılcıydı.
Onu tanıyan herkesin de, bu duyguyu benimle paylaşacaklarından eminim.
İşte rahmetli Ali İpek yüreği sevgi dolu böyle güzel bir insandı…
Mesleki bilgi, görgü ve engin tecrübesinin oluşturduğu birikimi ile KOZA bugün marka oldu.
Eşi Melek İpek ile birlikte, çok iyi yetiştirdiği evlatlarıyla ülkemizegüzel hizmetler verdi. Sofrası açıktı… Hemşerilerini, misafiri ve ikramı çok severdi.
Devletiyle barışık, kanunlara saygılı, devletten vergi kaçırmayan dürüst bir iş adamıydı.
Kimseden takdir, alkış ve ödül beklemeksizin arı gibi çalışıp durdu. Kazandı, vergisini verdi.
Yoksula kucak açtı… Yaptığı yardımlarla yoksulun ve dar gelirlinin umut kapısı oldu. Birçok sivil toplum kuruluşundan çok sayıda takdirname ve ödül aldı.
O artık aramızda yok…
Her fani gibi o da, değerli evlatlar yetiştirerek 0nbeş yıl önce bu dünyadan göç etti.
Ölümünün on beşinci yılında, manevi huzurunda saygı ile eğiliyorum.
Mekȃnı Cennet olsun. Nur içinde yatsın…
|