Sevgili okurlarım, bugün mübarek Ramazan. Kutlu bir ayın başlangıcı. Zamanın manevi havayla yoğrulduğu, kötülüklerin ortalıktan elini ayağını çektiği, insanların bir birlerine daha sıcak baktığı bir ay.
Sahuruyla, iftarıyla, ezan sesiyle müminlerin kaynaştığı ve kucaklaştığı kutlu bir ay, sevinç zamanı.
Günümüzde, toplumun her kesimi için din konusunda sağlıklı bir bilgi alanı oluşturmak zorunlu ve öncelikli bir konu hâline gelmiştir.
Bu mübarek ayda, dinin doğru anlaşılması, toplumun din konusunda aydınlatılması ve din hizmetlerinin daha iyi seviyeye getirilmesi için yazılı ve görsel basına çok önemli görevler düşmektedir. Çünkü kamuoyu, medyanın insanlara ulaştırdığı bilgilerle şekillenmektedir.
Farklı düşüncelerin seslendirilmesi, demokratik hayatın vazgeçilmez bir şartıdır.
Ancak farklı düşüncelere sahip olanların, fikirlerini topluma ulaştırmada; sahip oldukları dünya görüşü, dini anlayış, entelektüel birikim vb. sebeplerle, kelime ve kavramlara farklı anlamlar yüklemesinin, toplumda yanlış anlaşılmalara ve kavram kargaşalarına zemin hazırladığı da bir gerçektir.
Din hakkında bilgilerin, dinin temel kaynaklarından elde edilip hayatın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde insanlara sunulması gerekmektedir.
Ortaya çıkan yeni ihtiyaç ve beklentilerin yerinde ve zamanında karşılanabilmesi için yapılan hizmetleri sürekli değerlendirmek ve yapılacak olanları da planlamak gerekmektedir. Böylece dinle hayat arasında dinamik bir bağın kurulması sadece çağımız insanının asli bir ihtiyacını karşılamakla kalmayacak, zaman zaman din alanında veya dinle ilişkili olarak gündeme gelen ve kamuoyunu da tedirgin eden yanlış söz, davranış ve oluşumların önlenmesinde de etkili olacaktır.
Ramazan Ayı’nda, dinî yayınlara daha geniş yer ayıran basın-yayın organlarımızın, dinî-ilmî münakaşalar ve akademik düzeydeki fikrî farklılıklar yerine; insanlığı ilgilendiren ana dinî konular ve toplumu aydınlatacak temel dinî bilgiler üzerinde yoğunlaşmaları gerekmektedir.
Basınımızın, bilhassa Ramazan’da halkımızın sağlam bir dinî eğitim kazanmasını hedeflemeleri, şüphesiz, daha uygun ve daha faydalıdır.
Bu nedenle, yazılı ve görsel basınaracılığı ileRamazanayının önemi anlatılmalıdır.
Ramazan geleneklerinin başında “İftar davetleri” geliyor. Bu gelenekle, evlerdeki sofralar her zamankinden daha şen oluyor.
Ramazanın ruhuna uygun olarak hemen her yerde yoksullara gıda yardımı yapılıyor.
Ramazan gelenekleri yörelere göre farklılık gösterirken, belediyeler iş adamları, varlıklı kişiler yoksul ailelere özel olarak hazırlattıkları gıda paketlerini dağıtıyorlar.
Yörelerin kendine özgü gelenekleri ise birbirinden ilginç... Farklı gelenekler, yardım severliği öğütlemesi, birlik ve beraberliği sağlaması, dostlukları perçinleştirmesi ile ortak noktada buluşuyor.
Vatandaşlarımızın, televizyon ekranlarında yapılan dini tartışmalardan rahatsızlık duydukları da acı bir gerçek.
Bu nedenle, özellikle medyanın dini konularda yayın yaparken; Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetkili mercî olduğunu göz önünde bulundurması gerekir.
Basının, mübarek Ramazan ayında; vatandaşlarımızın kafalarında istifham ve kargaşaya sebebiyet verecek haber ve yorumlardan kaçınması, toplumsal huzurumuz açısından çok önemlidir.
Özellikle Ramazan Ayı’nda radyo ve televizyonlarda yayınlanacak olan dini programların, Diyanet İşleri Başkanlığının uzman elemanlarından istifade edilerek hazırlanması halinde daha faydalı olacağı inancındayım.
Kamuoyu, medyanın insanlara ulaştırdığı bilgilerle şekillendiği için, Ramazan’da yazılı ve görsel basınımızla, yazarlarımıza önemli görevler düşmektedir.
Hayırlı Ramazanlar…
|