Sevgili okurlarım, Türk Ceza kanunumuzda, suç niteliği taşıyan bütün fiilleri cezalandıran maddelerin içerdiğini görüyoruz.
Fakat bu yasaların uygulanması çok önemli…
Yasalarımızda ilgili maddeler var, yetkili kurumlar var. Ama bunları uygulayabilecek makamlar kafa karışıklığı nedeniyle, dış baskılar nedeniyle, medyada sürdürülen yoğun kampanya nedeniyle, gereken önlemleri alamaz noktada.
Ülkedeki son üzücü terör olaylarla da, herkesin kafası karışmış durumda.
Hatırlarsanız; 3 Aralık 2009 tarihli “Terörün tabanını daraltmak” başlıklı köşe yazımda;
Avrupa Birliği uyum süreci içerisinde çıkan yasalar nedeniyle, Sayın Genel Kurmay Başkanımız ve güvenlik birimlerimizin yetkilileri,”Elimiz kolumuz bağlandı, gereken önlemleri alamıyoruz” diyerek, sınırlı yetkilerden şikâyetçi olduklarını yazmıştım.
Emniyetten de bazı sıkıntılar dile getirilmişti; “Polisiye tedbirle alınıyor, güvenlik güçleri görevini yapıyor ama yakalananlar serbest bırakılıyor” gibi.
Sonunda Emniyet Genel Müdürü de; “Yorum yapmayın, suçluları yakalayın, görevinizi yerine getirin ve adalete teslim edin” demişti.
Peki, şimdi bu süreç iyi işliyor mu? Yoksa burada bir sıkıntı mı var?
Bence bu bir eğitim meselesi. Çıkarılan yasaların güvenlik kuvvetlerimiz tarafından iyice özümsenmesi lazım.
Adalet sisteminin de güvenlik kuvvetlerine yardımcı olması lazım. Ülkede yaşanan üzücü olaylar sonucu, serbest bırakılan birtakım şeyler var.
Hâkimlerimiz, “Çıkarılan yeni yasaları gerektiği şekilde okuyup özümsememişler mi?” sorusu geliyor insanın aklına.
Her iki tarafında, hem adalet sistemimizin, hem de güvenlik kuvvetleri mensuplarımızın, çıkarılan yasaları çok daha iyi özümseyip uygulamaları sonucu, ülkedeki terör sorunu aşılır düzeye gelir.
“Terör olayları, devletin yıllar boyunca doğudaki eğitime önem vermemesinden kaynaklanıyor” diyenler var.
“Ülkemizde Kürt sorunu, Alevi sorunu yoktur. Hepimiz bir bütünüz. Hepimiz bu vatan için Çanakkale de şehit olanların torunlarıyız” diyenler var.
Güney doğuya gittiğimiz zaman da; “Bizim sorunumuz var” diyen bir kesim de mevcut.
Peki, bu boşluk nasıl doldurulacak?
Nasıl kapatılacak bu ara?
Ortada bir geri kalmışlık olayı var. Geri kalmış bölgeler, hep kendi sorunlarını ön plana ulusal düzeyde çıkarmaya çalışıyorlar. Onun için, az gelişmişlik sorununu süratle kapatmak gerek. Refah seviyesini yukarıya doğru çekerek, tabana doğru yaymaya çalışmak lazım. Bu ise sadece zemini daraltma anlamınadır.
Yoksa zaman zaman ortaya çıkan terör örgütlerinin yine de amaçlarından vazgeçmeleri anlamına gelmez. Fakat terörün tabanını daraltır.
Terörün tabanı daralınca, bunu tahammül edilebilir bir çizgiye çekerek, ulusal düzeyde tehdit niteliğini kaybettirerek en aza indirilir.
Bütün ülkeler terörü yaşıyor.
Onun için, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada “Terörü sıfırlayacağım” demek, mümkün değildir.
|