Sevgili okurlarım, bağımsızlık sembolümüz İstiklal Marşımızın kabulünün 88. Yıldönümü… İstiklal Marşımız 88 yaşında.
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un İstiklâl Marşımızı yazması öyle kolay olmamıştır Bu güçlük, şairin sanatçılığı yönünden değildi Akif’i bu marşı yazmaktan alıkoyan sebep, bunun için para mükâfatının konmuş olmasıydı Türk milletinin istiklâl ve vatanseverliğini para için terennüm etmek ona ters geliyordu Bu yüzden açılan yarışmaya katılmadı
Yarışmaya yüzlerce şiir gelmesine rağmen bunların hiçbiri beğenilmedi Bunun üzerine zamanın Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver, istenilen marşın yazılamadığı kanaatindeydi Ona göre bu marşı ancak Mehmet Akif yazabilirdi Para ödülünün kaldırıldığını söyleyerek marşı yazmasını rica etti
Mehmet Akif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, İstiklal Harbi'nin özellikle hangi ruh ve ideolojik çerçeve içerisinde verilebileceğini Türklere göstermek amacıyla, yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na ithaf ettiği “Kahraman ordumuza” başlıklı şiirini yarışmaya koymuş.
Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen 724 eser arasından seçilen 7 şiir, Büyük Millet Meclisi’nde okunmuş ve Akif’in “Kahraman Ordumuza” başlıklı şiiri arka arkaya üç defa okunarak İstiklâl Marşımız olarak kabul edilmiştir.
Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı, şiirlerini topladığı Safahat'ına dahil etmemiş ve İstiklal Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.
İstiklâl Marşımız yazıldığı tarihte, Anadolu’nun birçok şehri işgal altındaydı ve Türk milletinin bağımsızlığı tehlikedeydi.
Akif’in bu şiirinde ki belirtilmesi gereken önemli bir yönü gerek söz, gerekse şiir kalitesi bakımından yeryüzündeki millî marşların hiçbiriyle ölçülemeyecek kadar üstün ve zengin anlamlı bir şiir olmasıdır
Bu marş, Türk milleti gibi dünyaya hâkim olmuş bir milletin istiklâlini kurtarmak zorunda kalışındaki duyguyu dile getirmektedir… İstiklâl Savaşı’na katılanların duygu ve inançlarına bizzat sahip olduğu için onlara en iyi şekilde tercüman olmuştur
Akif, İstiklâl Marşında gelecekten ümidini kesmediğini ve Allah’ın Türk milletine göstereceği mutlu günlere olan inancını göstermektedir.
İstiklâl Marşındaki mısralarda ifade edilen inanç sayesinde, askerin morali yükselmiş ve zaferin kazanılmasında büyük katkısı olmuştur...
Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti’nde yetişmiş nesillerin en önemli sosyal bağlarından birini oluşturmaktadır
Okullarda, kışlada, meydanlarda, statlarda herkesin bir ağızdan saygı ve heyecanla söylediği ve dinlediği bir marştır
İstiklal Marşımız artık bizim millî birliğimizin yaşanan sembolü haline gelmiştir. Onda ki milli ve manevî duygular bugün için de önemini korumaktadır
Onları korumada gösterilecek ihmalkârlık milletimizin varlığına kastetmek olacaktır
Bu düşüncelerle marşımızı dinlemek, yeniden marş yazılmasına gerek duyulacak şartlarla karşılaşmamak için daima uyanık bulunmalıyız
Akif’in ölümünden kısa bir müddet önce şairi ziyaret edenlerden birinin, İstiklâl Marşı için:
“Acaba, yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?” demesi üzerine Akif;
“Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın!” demiştir.
Mehmet Akif, imanla milliyetçiliği kucaklaştırarak, konularını içinde yaşadığı ortamdan seçen, toplumcu bir şair ve idealist bir fikir adamıdır. Muhalifleri ne derse desin, vatan şairimiz Mehmet Akif, edebiyat tarihimizde ve Türk milletinin kalbinde layık olduğu yeri çoktan almıştır.
Türk milletinin Balkan harbi, 1.Dünya Savaşı ve istiklal Mücadelesini acı tatlı anılarıyla, sadece Akif’in şiirlerinde buluyoruz. Şiirlerinde kendi üzüntülerini asla dile getirmemiş, ne söylemişse toplum için söylemiştir.
Mehmet Akif’i minnet ve şükranla anıyorum.
Onun dediği gibi;
“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın.”