Sevgili okurlarım, yapılan anketler sonucu, Türk kadınlarının en önemli sorununun geçim sıkıntısı olduğunu ortaya koydu. Günümüzde geçim sıkıntısı, yalnız kadınlarımızı değil bütün aile fertlerini etkileyen bir problem olmuştur. Onun için çözümünde de ortak bir anlayış ve yardımlaşma gerekiyor.
Geçim sıkıntısı, bugün alile içinde eşler arasındaki mutluluğu sarsan faktörlerden birisi haline gelmiştir. Eşler arasındaki mutluluğu sarsan geçim sıkıntısının başlıca nedeni ise, işsizlik ve parasal yetersizliklerdir. Parasal yetersizlikler geçim sıkıntısını doğurmuş, geçim sıkıntısı nedeniyle de boşanmalar artmıştır.
Bugün aile içerisinde, ev ihtiyaçlarının karşılanmasından eşinizin isteklerini yerine getirmeye, çocukların eğitiminden sizin moralinize kadar birçok konuda, paranın etkili olduğu inkâr edilemez.
Ülkemizde geçim sıkıntısı çeken birçok aile, parasızlık nedeniyle, nakit paraya çok sıkıştıklarından oturdukları evi satmak zorunda kalmışlardır.
Günlük yaşantımızda, gıda, kira, yol, sağlık, eğitim, giyim, ikram, hediye gibi her türlü masrafı kısan vatandaşın, belindeki kemerinde sıkacak delik kalmamıştır.
Sevgili okurlarım, tok acın halinden anlamaz. Siz kendinizi düşünmezseniz, hiç kimse sizi düşünmez.
Siyasilerden ise, hiç medet ummayın. Çünkü onların geçim derdi yok ama başka derdi var. Yeniden seçilebilmek…
Siz, yokluğun kahreden acısıyla savaşırken, onlar sizin adınıza savaşmaz. Onların tek düşündüğü şey, seçimi kazanabilmektir.
Vatandaşın çektiği geçim sıkıntısının boyutu ne kadar büyük olsa da, milletin vekilini etkilemez.
Seçim zamanı önünde diz çökerek senden oy isteyenlere, seni kollasın, vekilim olsun diye oy verdin, meclise gönderdin, tüm yasal imkânları önüne serdin. Göründüler mi bir daha?
Şimdi mahalli seçime iki hafta kala, belediye başkanlarıyla birlikte kapım kapı dolaşarak oy istiyorlar.
Yapılan zamların kaymağını yiyerek göbek salmışlar.
Ülkedeki işsizlik ve vatandaşın geçim sıkıntısı umurlarında bile değil. Tek düşündükleri bir şey varsa, o da seçimi kazanabilmek…
Seçim meydanlarında ki kaliteyi halkımız görüyor... Bunun sonucu olarak, siyasetin itibarı tartışılmaya başlandı.
Türk insanı; “Hiç kimse politikaya boşuna girmiyor. Birçok politikacının amacı zengin olmak, kesesini doldurmak” diye düşünüyor.
Gelir dağılımı bakımından, millet ile vekili arasında uçurumlar var. Geçim sıkıntısını millet yaşıyor, vekili değil.
Seçimle yatıp kalktığımız şu günlerde, siyasilerin mal varlığı yine gündeme geldi.
Hatırlarsanız, Başbakan Erdoğan; parti başkanlarının mal varlıklarını Yargıtay Başkanlığına, milletvekili ve bakanların ise Meclis Başkanlığına verdiğinin altını çizerek;
“Sadece siyasilerin değil, bürokratların, askerlerin, medya patronlarının ve köşe yazarlarının da mal bildiriminde bulunması gerektiğini” söylemişti.
Daha önceki bir yazımda da bahsetmiştim. Medya patronları ile köşe yazarlarının alnı açık. Medya patronları ve köşe yazarları her zaman mal varlıklarını açıklar. Onlar vaat yorgunu vatandaşın istek ve dileklerini yerine getiriyor. Halkın güveni var onlara. Oysa bugün ülkemizde siyasetin itibarı tartışılıyor. Medyanın değil.
Yazımı değerli dostum ve arkadaşım şair Faruk Oray’ın “Millet ile vekili” isimli şiirinden bir bölüm sunarak, noktalamak istiyorum.
“Vekilim olsun dedim, yolcu ettim gönderdim,
Beni kollasın diye oyumu ona verdim,
Tüm yasal imkânları onun önüne serdim,
Görünmedi bir daha, duydum ki göbek salmış,
Son yapılan zamların kaymağını o almış.”
Ülkemizde geçim sıkıntısı had safhada. Vatandaş siyasilere soruyor; Ülkenin en önemli sorunu geçim mi, seçim mi?
|