Sevgili Okurlarım, Türkoloji dünyasının tanınmış simalarından biri olan Kilis’in yetiştirdiği büyük Türk dil bilgini Muallim Ahmet Rif’at Bilge’yi aramızdan ayıran ölüm tarih sayfalarına 60. yılını da ekledi.
Türk diline, Türk edebiyatına, kısacası Türk kültürünün en önemli kaynak eserlerini işleyerek, yayına hazırlatarak bizlere kazandıran Kilisli Muallim Rif’at Bilge, Türklük bilimi (Türkoloji) araştırmalarında yeri doldurulmaz bir değere sahiptir.
Sadece Anadolu Türklüğünün değil, bütün Türk dünyasının en büyük eseri olan Dede Korkut Kitabı’nın ilk yayımlarından birini Kilisli Muallim Rif’at Bilge yapmıştır.
Türk dili üzerindeki çalışmalara önemli bir kaynak olan, Türkçenin ilk dil bilgisi kitabı, Türk lehçelerinin ilk sözlüğü Divanü Lügat-it-Türk’ün ele geçen yegane nüshasının dağınık sayfalarını düzenleyen ve ilk yayımını gerçekleştiren de Kilisli Muallim Rif’at Bilge’dir.
Muallim Rif’at, 1874 yılında Kilis’in Cedit Mahallesinde doğmuştur. Zabtiyye Çavuşlarından Abdülkerim Bey’in oğludur. Kilisliler babasına “Kerim Çavuş” derlerdi. Ahmet Rif’at doğmadan babası vefat etmişti. Bu nedenle Rıf’at’ı annesi Emine Hanım büyüttü.
Muallim Rif’at Bilge, babasına “Kerim Çavuş” dendiğini ve Adının Ahmet Rif’at olduğunu, “Tercümei Halim” isimli şiirinin son dörtlüğünde şöyle dile getiriyor.
”Kerim Çavuş oğluyum
Gönlü dertli dağlıyım
Adım Ahmet Rif’at’tır
Ben Kilis’e bağlıyım.”
Ahmet Rif’at, ilk ve Rüştiyye öğrenimini Kilis’te yapmış ve 1892 yılında Kilis müftüsü Abdurrahman Efendi’den İcâzet-name almıştır.
Daha sonra, 18 yaşında İstanbul’a gelmiş ve 1898 yılında İstanbul Dârü’l Muallimin’in yüksek kısmından birincilikle Şahadetname alarak öğretmenlik mesleğine atılmıştır.
Muallim Rif’at, önceleri Rüşdiyye ve İ’dâdiler’de, sonraları liselerde Türkçe, Arapça, Farsça, Tarih ve Edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Medresetü’l Kuzât’da ceza kanunu, İmam Hatip Mektebinde ise Felsefe dersleri vermiştir.
Ayrıca, İstanbul Üniversitesi İlahiyat ve Edebiyat Fakültelerinde Arap Dil ve Edebiyatı derslerini okutmuştur. Bu arada İstanbul Hukuk Fakültesinden de pekiyi derece ile mezun olmuştur.
Adının başına hep “Kilisli” sözcüğünü kullanan Türkoloji dünyasının bu ünlü bilgini “Muallim” lakabıyla da ün yapmıştır. Bu nedenle Ahmet Rif’at Bilge’ye kısaca “Kilisli Muallim Rif’at” derlerdi.
Türk diline unutulmaz hizmetler vermiş ve şöhreti yurt sınırlarını da aşmış olan, Kilisli Muallim Rif’at’ı Avrupa’da tanıyordu.
Türkiye’ye gelen müsteşrikler onu arayıp buluyorlardı. Fuat Köprülü’nün onun eserlerine ön söz yazması, bu bilim adamının kadrini yükselten büyük bir belgedir.
Muallim Rif’at kendisini tamamen ilme vermişti. Hayatta onun her şeyi kitaplardı. Bu nedenle 38 yaşında nişanlanmış ve 40 yaşında İstanbul eşrafından Fatma Saibe Hanımefendi ile evlenmişti. Bu evlilikten üç kızları oldu. Mutlu idiler. İyi bir ev hanımı olan, güzel ud ve keman çalmasını bilen Fatma saibe Hanım, kısa zamanda Kilis yemeklerini pişirmesini de öğrenmişti. Kilis yemeklerinden Oruk (1) ve Şeyh-ül Muhş’i (2) yi çok seven Muallim Rif’at, sabah kahvaltılarında ise sadece kuru ekmek yer ve birkaç bardak çay içerdi.
Türk dilinin birinci derecede önemli eski anıtlarından birçoğunun ilk yayımlarını yapmak, resmi ve özel kütüphaneleri araştırarak bazı anıtları ortaya çıkarmak, Kilisli Muallim Rif’at’ın Türk Filolojisine yapmış olduğu en büyük hizmetlerdir.
XI. Yüzyıl Hâkaniye Türkçe’sinin şaheserlerini, en eski Oğuzca metinleri, XIV.-XV. Yüzyıl Kıpçak Türkçesi yadigarlarını ve Divân-ü Lûgat-it-Türk’ü bilim dünyasına tanıtan odur.
Tarama sözlüğünde Kilisli Rif’at Bilge
Kilisli Muallim Rif’at Bilge, Türk edebiyatı ve Türk tarihi konusunda kendini kabul ettirmiş, titiz, dikkatli, çalışkan, sabırlı ve başarılı bir araştırmacıdır. O çok okuyan, okuduğunu anlayan ve değerlendirmesini bilen bir dil bilginidir.
Gerçi herkes bir ölçüde okur amma, hiç kimse Kilisli Rif’at gibi okuyamadı. Çünkü Rif’at kitap değil, kütüphane okurdu. Okuduğu kütüphanelerde hangi kitabın hangi değerde ve nitelikte olduğunu bilir, ona güre de değerlendirmesini yapardı. Kendi deyimiyle yüz bine yakın kitap okumuş olan Muallim Rif’at’ın okumadığı kitap kalmamıştır.
Türk Dil Kurumu çalışmalarının temelini oluşturan eserlerin başında gelen “Tarama Sözlüğü” nün ortaya çıkışında da en büyük çaba Muallim Rif’at’ın olmuştur.
1987 yılında Kilis Kültür Derneği Genel Başkanı idim. Muallim Rif’at’ı ölümünün 34. yıldönümünde anmak için, 22 Şubat günü dernek merkezimizde bir anma toplantısı düzenledik.
Rahmetli Ömer Asım Aksoy’u da, evinde ziyaret ederek, bu toplantıya davet ettim. Bu ziyaretim sırasında, Ömer Asım Aksoy’dan Muallim Rif’at hakkında ki düşüncelerini sordum. Bilge” adlı kitabım için, kendisinden bir yazı istedim. Kabul etti.
Bir hafta sonra, beni telefonla arayarak yazının hazır olduğunu bildirdi. Yazıyı almak için tekrar evine gittim. Birlikte kahve içtik. Ömer Asım Aksoy, Muallim Rif’at’la ilgili olarak şunları söyledi:
“Yahya Bey, onun Divan-ü Lügat-it Türk, İlmi Mühenna Lügatı, Dede Korkut, Keşf-üz Zunun üzerindeki uğraşları, adını ansiklopedilere geçiren etkenlerden birkaçıdır.
Ben, daha sonraki araştırmaları olduğu için henüz ansiklopedilere geçmemiş olan “Tarama Sözlüğü’ne katkıları” nı anlatan bir yazılı belge vereceğim sana. Bunu kitabında yayınla. Böylece Kilisli Muallim Rif’at’ın Tarama Sözlüğü’ne katkıları da gün ışığına çıkmış olur.”
Ömer Asım Aksoy, kitabımda yayınlanmak üzere bana verdiği “Tarama Sözlüğü’nde Kilisli Rif’at Bilge” başlıklı yazısında, Muallim Rif’at’ı bakın nasıl anlatıyor:
“Güneydoğu Anadolu’da konuşulan Türkçe, ses özellikleri, sözcük zenginliği, anlatım genişliği ve kıvraklığı bakımından bir hazinedir. Bunun için olacak, ilimizde Türk dili üzerinde araştırma ve incelemeleriyle tanınmış büyük adamlar yetişmiştir; Gaziantep’in Şeyh Ahmet’i, Mütercim Asım’ı, Müfir Paşa’sı, Kilis’in Necip Asım Yazıksız’ı, Rifat Bilge’si, Faruk Timurtaş’ı bu alandaki çok değerli çalışmalarıyla yalnız yurdumuzun değil, Türkoloji dünyasının da ünlü adlarıdır.
Türk diline unutulmaz hizmetler yapmış olan Kilisli Muallim Rif’at’ı, aramızdan ayrılışının 34. yıldönümünde saygı ile anmak üzere Kilis Kültür Derneği’nin bir tören düzenlemiş olması, övünülecek bir değerliliktir.
Ben rahmetli ile yüz yüze tanışmadım ama Türk Dil Kurumunca Tarama Sözlüğü hazırlanırken kendisiyle pek çok yazışarak ilişki ve dostluk kurdum. 1941-1976 yılları arasında Türk Dil Kurumunda benim yönetimimle hazırlanmış ve sekiz cilt olarak basılmış olan bu önemli sözlük, XIII. Yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle yazılmış kitapların taranmasıyla elde edilen iki yüz bin örnek arasından seçtiğimiz altmış bin tanığa dayanmaktadır. Tarama çalışmalarına katılan elli beş yetkili kişi 227 kitap taramıştır.
Buna göre her birinin ortalama dört kitap taramış olduğu sanılacaktır. Hayır, öyle olmamıştır; 227 kitabın 82’sini Kilisli Rif’at Bilge, geri kalan 145’ini elli dört kişi taramıştır.
Bu koca Kilislinin dağlar deviren çalışmalarından sadece bir bölüm ve özgeçmişine eklenecek çok parlak bir yapraktır. Taradığı 82 kitabın adını da ilişikte sunuyorum.
Adının başında hep “Kilisli” sözcüğünü kullanmış olan bu bilgi anıtı, kendisiyle birlikte “Kilis” e de uluslar arası ün kazandırmıştır. Kilisli Muallim Rif’at Bilge’yi bütün Türkler her zaman minnetle anacaktır.”
Ömer Asım Aksoy’un bu yazısı ve Kilisli Muallim Rifa’at Bilge’nin taradığı 82 kitabın adları ilk defa benim kitabımda yayınlanarak gün ışığına çıktı.
Kilisli Muallim Rif’at’ın meşhur Gazeli
Rahmetli Ömer Asım Aksoy’un bana vermiş olduğu yazıda da belirttiği gibi, Türk Dil Kurumunca Tarama Sözlüğü hazırlanırken, Kilisli Muallim Rif’at Bilge tek başına 82 kitabı taramıştır. Sekiz cilt olarak basılmış olan bu önemli sözcükte Kilis Muallim Rif’at Bey’in büyük katkısı vardır.
Hayatını kitaplara, kitaplarını milletine vakfeden bu koca Türk dil bilgininin dağlar deviren çalışmalarından bir örnek ve geçmişine eklenen çok parlak bir sayfadır.
Fakat Tarama Sözlüğü’nde ki uğraş ve çalışmaları daha sonraki çalışmaları olduğu için, bu bilgiler henüz ansiklopedilere geçmemiştir.
(Bu bilgiler ilk defa benim kitabımda yayınlanmıştır. Kaynak gösterilerek yayınlanabilir.)
Kilisli Muallim Rif’at’ın meşhur gazeli
Kilisli Muallim Rif’at’ın Kurtuluş Savaşı yıllarında, Kilis’in Fransızlar tarafından işgali sırasında, ulusunun yazgısını değiştirmek için savaşan mücahitleri teşvik için yazmış olduğu, meşhur bir gazeli vardır.
Bu gazelin tarihçesi ile ilgili olarak, Kilisli Muallim Rif’at’ın Fransızca Öğretmeni Sait Dilmen’e yazdığı mektup şöyle:
Değerli Hemşerim, Şimdi size bir Kilis manzumesinin tarihçesini yazayım:
Kilis’in işgali zamanında Faraş’ın oğlu Mehmet Şakir Efendi bir takrip ile İstanbul’a gelmişti. Kilis’in işgal altında bulunduğunu, sıkılmakta olduğunu söyledi. Yüreğim sızladı. O mübarek topraklara düşman ayaklarının bastığına üzüldüm. Hemşerilerimin er geç o düşmanları kaçıracaklarını biliyor, fakat işgalin bir gün evvel defedilmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ettim.
İşte o sırada Kilis’in kudsiyetini düşündüm, düştüğü hali düşündüm, bana rikkat geldi, ağladım, o sırada o manzumeyi yazdım, Mehmet Şakir Efendi’ye verdim. “Bunu Kilis’te neşret, umarım ki bu okundukça yiğitlerimize heyecan gelir” dedim.
Şimdi siz tahmis ile onun tesirini iki kat yapmış oluyorsunuz. Cenab-ı Hak sizin gibi memleketi sevenleri çoğaltsın! Baki mektuplaşmak hususunda devamımızı arzu ile soranlara çok selam ederim. Biraderim Mehmet Tevfik dahi size ve bütün hemşerilere selam eder.
5. Şubat.1944
Kilisli Kerim Çavuş oğlu Ahmet Rif’at
GAZEL
Kilis mehd-i vücûdum, mevlidim, il âşiyânımdır,
Kilis bağım, baharım, cennetim, ârâm-ı cânımdır.
Türâb-ı anberim, miskim, taşı yâkûtum, elmâsım,
Suyû ab-ı hayâtım, evleri kasr-ı cinânımdır.
Rıcâli ehl-i irfândır, nisâsı hûr-i dünyâdır,
Çocuklar akl-ı evveldir, Kilis başka cihânımdır.
Zümürrttür bütün dağlar, muattardır bütün yerler
Kilis dünyada bir tâne makâm-ı dilistânımdır.
Uzak düştüm fakat gönlüm Kilis’ten çıkmadı Rif’at,
Kilis pek sevgili annem… Kilis rûh-i revânımdır.
Muallim Rif’at’ın bu meşhur gazeli Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca tarafından Rast makamında bestelenmiştir.
Kilisli Muallim Rif’at’ın “Maniler” kitabı
Sevgili okurlarım, Maniler, Anonim halk edebiyatının en tanınmış folklorik ürünlerinden birisidir. Her türlü hayati olayları (Aşk, gurbet, hasret, kıskançlık, kırgınlık ve tabiat gibi) konuları işleyen bir türdür. Maniler halk edebiyatının bilinmeyen şairleri tarafından söylenmiş ve halka mal olmuş kıymetli gönül yadigarlarıdır…
İlk mani kitabı, 1923 te İstanbul darülfünu’u Edebiyat Medresesi Mezunları cemiyeti’nin bastırdığı “MANİLAR” adlı kitaptır.
Türkiye’de İkinci eser ise, Kilisli Muallim Rif’at’ın 1928 yılında Türkiyat Estitüsü’nde çıkardığı “MANİLER” adlı eseridir. Bu eser o zaman kadar ortaya çıkan eserlerin en geniş ve en derli toplusudur. Kilisli Muallim Rif’at’ın bu “Maniler” kitabında 1760 mani vardır.
Türkiye’de mani hakkında ilk ciddi bir araştırma ve toplama yapan, değerli Türk bilginlerinden Kilisli Muallim Rif’at Bilge’dir.
Yıl 1996 Prof. Dr. Tansü Çiller Başbakan, Nevzat Ayaz da Mili Eğitim Bakanı. Başbakan Tansu Çiller’in Önsöz yazısıyla Milli Eğitim Bakanlığı Kilisli Muallim Rif’at Bilge’nin bu “Maniler” kitabını yayınlamaya karar verir.
Yar. Doç. Dr. Ata ÇATIKKAŞ Muallim Rif’at’ın “bu meşhur “Maniler” kitabını yayına hazırlar ve Milli Eğitim Bakanlığı, Muallim Rif’at’ın 1928 yılında Türkiyat Enstitüsünde çıkardığı “MANİLER” adlı eserini 5000 adet bastırır. Böylece, Türkiye’de mani hakkında ilk ciddi bir araştırma ve toplama yapan Kilisli Muallim Rif’at’ın bu değerli eseri, yeniden kültürümüze kazandırılmıştır.
Her zaman sade bir Türkçeyi savunarak, dilimizin yabancı kelimelerden arınmasını istemiş olan, Türkoloji dünyasının bu ünlü bilgini Kilisli Muallim Rif’at, 22 Şubat 1953 Pazar günü, Ankara Maltepe’de ki evinde geçirmiş olduğu bir kalp krizi sonucu, 79 yaşında hayata gözlerini kapamıştır. Kabri, Ankara Cebeci Asri Mezarlığındadır.
Kilisli olarak ve bir Türk vatandaşı olarak, kendisiyle daima iftihar ettiğimiz hemşerimiz Kilisli Muallim Rif’at Bilge’yi ölümünün 60. yıldönümünde minnet ve şükranla anıyorum. Onu bütün Türkler her zaman minnetle anacaktır. Nur içinde yatsın. Mekanı Cennet olsun.
Eserleri:
Divânu Lugati’t-Türk (3 cilt, 1. ve 2. cilt 1915. 3.cilt 1917, İstanbul, Matbaa-i Amire)
İbni Mühenna Lugati (İstanbul, İstanbul Müze kitaplığından, 1919)
Kitâb-ı Dede Korkut (Ala Lisan-ı Ta’ife-i Oğuzhan, Dresden yazmasından, 1944)
Ferheng-Nâme-i Sa’di Tercümesi (Ali Emiri Efendi kitaplığından, 1924)
Sultan Veled’in Divân-ı Türki’si (Veled Çelebi ‘İzbudak’ ile birlikte, 1925)
İbni, Mühenna’nın /El-Kaavaninü’l-Külliye Li-zagli’l Lügati’t-Türkiyye) sinin istinsah ve tashihi, (Sait Ali Paşa Kitaplığı’ndan, 1928)
Astarâbâdi’nin Kadı Burahaneddin tarihi olan Bezm-u Rezm (Farsça metin, 1928)
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin 7. ve 8. ciltlerinin Türkçeye çevrilmesi, 1928
Maniler (1928)
Ebu Hayyan’ül Endülisi’nin Kİtabü’l-idrak Li-Lisani’l Etrak’ine yazılmış olan 1531 kelimelik Haşiye (Veled çelebi ‘İzbudak’ ile, 1936)
Suyolcuzade Mehmed Necib’in Devha-tül-küttab’ının tertip ve tashihi, (Güzel sanatlar Akademisi neşriyatından No:16 İstanbul-1942)
Şeyh Sa’di den Gülistan ve Bostan Tercümeleri (1943)
Keşf-üz Zunun ile Zeyl’in basım ve yayımı (Şerafeddin Yalkata ile birlikte, 1.11.1941, 1945)
Esmâ-i Müellifin, I (İbnü’l Emin Mehmed Kemal İnal ile birlikte, 1952)
Salâheddin-i Safedi’nin El-Vafi bi’l-Vefeta’ı (H.Ritter ile birlikte)
İmamı Hasan’ın Ahkam-ı Kur’ân’ı Celal-i Devvani’nin Arznamesi ayrıca da Yeni Sarfı Arabi, gibi eserler tarafından istinsah ve tashih olunmuştur.
(Kutbi Mekki’nin İstanbul Seyahatnamesi ile (Utu’nin) Sultan Mahmut Gaznevi ile babasına ait tarihini tercüme etmiştir.
Ayrıca Kilisli Muallim Rif’at Bey, birçok Arap ve İran klasiklerini de Türkçeye çevirmiştir.
|