Sevgili okurlarım, Gezi Parkı'na yapılacak olan Topçu Kışlası protestolarıyla başlayan ve tüm yurda yayılan eylemler devam ediyor.
Eylemlere Türkiye'nin birçok yerinde destekler var. Artık herkes çapulcu ve her yer Gezi Parkı oldu…
Türkiye'de AKP hükümeti ve destek güçleri, açık ve seçik olarak dini referanslara göre bir toplum yaratmak istiyor. Bunu açık ve seçik olarak hem yapıyor hem de beyan ediyorlar.
Siyasal İslamcı yolda ilerlemek isteyen bir hükümet var karşımızda ve bu yolda ilerleyen bir hükümete karşı laik düşünceye sahip halkın, şu ya da bu nedenle, er ya da geç göstereceği bir tepki vardır.
İşte Taksim Gezi Parkı Eylemleri, bu tepkinin adı ve başlangıcıdır.
Olayların özü ise, laik toplum anlayışı ile dini toplum anlayışının ve aktörlerinin çatışmasından başka bir şey değildir.
Siz Hukuk devletinde, evrensel hak ve özgürlükleri reddederek belli bir dine göre toplumu düzenlemeye çalışırsanız, buna karşı mücadele edecek ve tepki verecek birileri çıkacaktır.
İşte, Gezi Parkı Eylemlerinde ki tarihe geçecek bu sivil toplum hareketi, bu tepkinin adıdır.
Bu hareketi gerçekleştirenler Başbakanın söylediği gibi Çapulcular olarak değerlendirilemez. Bu hareket, çoğunluğu genç insanlardan oluşan sivil bir halk hareketidir.
“Oy aldım” diyerek insanların kişisel hak ve özgürlüklerini kısıtlamak üzere bu alanlara girmek ya da girmeye çalışmak oy alanın yetki alanına girmez ve meşru değildir.
Bunda ısrar eden güçlere karşı eylem yapmak, milli iradeye saygısızlık filan değil, bilakis meşru müdafaadır.
Sayın Erdoğan yanlış ve sert tavırlarıyla uyuyan bir devi uyandırdı; 11 yıllık yanlış icraatlara sabreden milleti ayağa kaldırdı.
Ve Gezi Parkı, bardağı taşıran son damla oldu…
Gezi Parkındaki eylemin ilk günü, eylemcilere sert bir müdahale yapmayıp, dertlerini dinleyerek onlara bir nebze çare olmaya çalışsaydı, bugün eylemler bu boyutlara gelmeyecekti.
Şimdi artık milletin her ferdi “çapulcu”, Türkiye’nin her karış toprağı Gezi Parkı.
Dini inançlar, gelenekler, görenekler vs. kişisel hak ve özgürlüklere girer ve her birey için bunlar korunmalıdır.
Ancak, Türkiye'de bundan ötesi söz konusu, şu an için muhafezekâr bir toplum hâkim kılınmaya çalışılıyor, belki ilerde çok daha somut dinsel-toplumsal düzenlemeler yapılacaktır.
Çünkü hiçbir şey birden bire olamaz.
Ancak bu eylemleri yaparken, ülkenin ekonomik risklerini artıracak davranışlardan herkesin kaçınması gerekiyor.
Herkes doğru oturup doğru düşünsün, doğru konuşsun...
Ve aklını başına toplasın…
Eylemleri de tadında bırakalım artık….
Gözünde vatanını, gönlünde Atatürk ilke ve inkilaplarını tutabilen, dinini vicdanında saklayan, bir ağacı kestirmeyen, bir parkı yıktırmayan gençlik, Cumhuriyeti yıktırmaz!
Artık herkes çapulcu her yer Gezi Parkı
Gençlik nöbette.
Yaşasın Cumhuriyet.
Ne mutlu Türküm diyene!
|