“Hükümet içinde hükümet kuran Eoka, zaten yine Kıbrıs Hükümeti’nin İngiltere’nin mütereddit ve istikrarsız siyaseti yüzünden peyda olmuş, ortaya çıkmıştır. Yoksa eğer idare ilk günden işi ciddiye almış olsa idi, ilk patlayan bombayla hükümet derin uykusundan uyanarak neticenin nereye varacağını tahmin etmek basiretini göstermiş olsaydı şimdi işin bambaşka olacağına şüphe mi vardı? 1958
Dr. Fazıl KÜÇÜK
***
Yeni bir yıla yeni umutlarla girmenin son derece doğal olduğu biliniyor. Geride bırakılan yıl içinde yaşananları anımsamak bile istemeyiz. Hele bölgemizde hortlatılan mezhepçilik nedeniyle insanların kanı bir hiç uğruna oluk gibi akıtılmıştır. Mezhepçilik adına İslam inancının içine sokulan bu uygulamanın içinde bulunduğumuz 2014 yılında da yaşanabileceğinin kuşkusunu taşıyoruz.
Yarım asrı geride bıraktığımız Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü konusunda karar vericilerin baskıları ile başlatılan süreç şimdilik boşa çıktı. Sürecin ne zaman dolu olacağına yine bizler değil başkaları karar verme noktasında bekliyorlar. Karşı taraf yalınızca Kıbrıs Türklerine kurallar dayatmıyor. Karar vericiler de dayatmalarda bulunuyorlar. Uyuşmazlığın bir oldubitti ile çözüleceğinin beklentisi içinde olanların olduğunun bilinmesini istiyoruz.
Yeni bir yıla girdiğimiz bu günlerde Kıbrıs konusu Türkiye’de nerede ise hiç konuşulmuyor. Konu bir anlamda nadasa bırakılmış durumdadır. Acı da olsa bu gerçeği sizlerle paylaşmak durumundayız. Bütün basın yayın kuruluşlarının gündeminde Kıbrıs diye bir konu yer almamaktadır. Geçtiğimiz Ekim ayında AB İlerle – me Raporunda Kıbrıs’a ilişkin bölüme Dışişleri Bakanlığı açıklama yaptı. Açıklamada, “Kıbrıs sorununun Ada’nın ortak sahibi olan iki halkın siyasi eşitliği ve iki kesimlilik temelinde kalıcı bir çözüme kavuşturulması yönünde gerek Kıbrıs Türk tarafının, gerek garantör ülke Türkiye’nin bugüne kadarki yapıcı tutum ve açılımları, başta BM olmak üzere uluslararası toplum tarafından bilinmektedir. Bu konudaki tutarlı ve sonuç almaya yönelik çizgimizi sürdürmekteyiz” vurgusu yapılıyordu.
Kıbrıs Türkleri, 1974 sonrasında özgürlüklerine kavuştuktan sonra kendi bölgelerinde egemenliklerini de sürdürüyorlar. Tanınmamış olmanın ezikliğini her zaman duyuyorlar. Dışişleri Bakanlığının açıklamasında da vurgulandığı gibi sürekli olarak yapıcı bir tutum içinde oldular. Buna karşın haklı çığlıkları uluslararası alanda yankı bulamadı. 2013 yılı sonlarında başlatılan yeni süreçte Dışişleri Bakanı adada yaptığı görüşmelerden sonra, “İki taraflı, iki kurucu devletin iradesine dayalı bir iradeden meydana gelen bir egemenlik anlayışına dayalı bir çözümü artık devreye sokmak zamanı geldi” diyordu. Adada doğrudan görüşmelerin başlayabilmesi için Rum tarafının sunduğu ortak açıklama metninde ‘egemenlik’ kavramı tanımlanırken Kıbrıs Türkleri için ‘eşitlik’ ve ‘birlikte’ söyleminin kullanılmasını istemişti. Bu noktada adadaki açıklamasının dışında Kıbrıs Türklerine “eşitlik ifadesi olmasa da doğrudan görüşmelerin başlamasını kabul edin” diye konuştuğu belirtiliyor. Bu söylemin doğru olmadığını düşünmek istiyoruz.
Uzun yıllardır özgürlüğü için mücadele etmiş olan Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliği olmayacaksa bulunacak olası çözümle 1950’li yıllara dönülmüş olacaktır. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, “Türkiye’nin Rum tarafının AB üyeliğinin tanınmadığı sürece müzakerelerin bir anlamı yoktur” diyor. Bu açıklamaya koşut Rum Ortodoks Kilisesinin Papaz başı 2. Hrisostomos, “Bizi dünya tanıyor. Türkiye’nin tanımasını istemiyoruz” açıklaması yapıyordu.
Mendil büyüklüğündeki ülkeyi yönetenlerin Kıbrıs Türkleri ile anlaşmak ve uzlaşmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını sıklıkla yineliyoruz. Türkiye içeride bazı sıkıntıları yaşarken Kıbrıs Türklerinin “eşitliklerinin” çok görülmemesi gerekiyor. Siyasi eşitliğin ve egemenliğin olmayacağı yerde bir süre sonra tıpkı Girit’te olduğu gibi Türk kalmayacaktır.
Yunanistan, 01 Ocak 2014 gününden itibaren AB dönem başkanı olarak görevi devir almıştır. Birincil önceliklerinin de Ege bölgesi ve Doğu Akdeniz’de bulunan doğalgazın AB’nin tarafından sahiplenilmesi olduğunu kaydediyordu. Zor geçecek bir dönem başkanlığı sürecinde Kıbrıs Türklerinin unutulmaması veya unutturulmaması gerekiyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
03 Ocak 2014 - Ankara -
|