“En karanlık en ümitsiz günlerde yayın hayatına başlayan Halkın Sesi, bu 36 sene içinde öyle badireler geçirmiş öyle baskılar altında kalmıştır ki bunu bilenler ve bizimle o günleri yaşayanların sayısı bir eldeki parmak miktarı kadar değil, yüz binlerdir...
Öyle zaman oldu ki bir köşeye sıkıştırdıklarımız kurtuluş çarelerini hususi hayatımıza, şahsımıza en çirkin iftiralarla hucuma geçmekte aradılar. Bunlar bizi korkutmadı, yıldırmadı. Çünkü davamız toplum davasıdır”. 1977
Dr. Fazıl KÜÇÜK
***
Adada 1960 yılında kurulan ve her iki toplumun eşit egemenliğine dayalı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, ilerleyen yıllarda hangi konuma geldiğini her kes biliyor. Kıbrıs Türklerine tanınan hakları içlerine sindiremeyenlerin uyguladıkları terör saldırıları sonrasında şu andaki yapı oluştu. Karşı taraf attığı her adımı “Uluslararası Hukuk Kurallarıdır” söylemleri ile yasallığını kabul ettirdi. Bu uygulamaya 1960’lı yıllardan hemen sonra başladıklarının da unutulmaması gerekiyor. Bu gelişmeler karşısında bizler ne mi yaptık?... Geldiğimiz noktayı sizlerin değerlendirmelerinize sunmak istiyoruz.
Geçtiğimiz hafta sizlerle adadaki İngiliz üslerine ilişkin olarak İngiltere ile mendil büyüklüğündeki ülkenin önde gideni arasında yapılan anlaşmaya değinmiş bulunuyoruz. Yapılmış olan bu anlaşma yeni bir İngiliz oyunudur. AB’ne katılımdaki yasa dışılık burada da oynanmaktadır. O dönemde yapılan hukuksuzluk, üsler konusunda yapılan anlaşma ile sürdürülüyor. Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken imzalanan anlaşmalar, garantici ülkelerin yanı sıra Kıbrıs Türkleri ile Rumlar tarfından da imzalanmıştır. Burada tarafların sayısı kendiliğindn 5’e çıkmıştır.
Şimdi yapılan bu anlaşma ile, “1969 yılında imzalanan Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesine” de aykırıdır. Anlaşma hükümlerine göre çok taraflı uluslararası anlaşmaların ilgili bütün tarafların rızası ile değiştirilebileceği kaydediliyor. Bu anlaşmaya sessiz kalındığı sürece yeni yaptırımlarla veya benzer anlaşmaların yapılabileceğinin kuşkusunu da taşıyoruz.
Artık kokuşmuş ve bıkkınlık vermiş olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin adadan çekilmesi konusu yeniden ısıtılıyor. Konunun 5 yıl aradan sonra Brüksel’e giden Başbakanın önüne konulmuştur. 2006 yılında AB Dışişleri Konseyi’nin aldığı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne doğrudan ticaret ve Avrupa Parlamentosu’nda temsil edilmesi gibi bazı kararların uygulanmadığı Başbakan tarafından bizzat ilgililerin yüzlerine söylenmiştir.
Yapılmış olan bu anlaşmayı yeni bir oldu bitti olarak okuduğumuzun da bilinmesini istiyoruz. Yukarıda da değindiğimiz gibi Türk Silahlı Kuvetlerinin adadan çekilmesine ilişkin bir anlaşmanın da yapılabileceğinin kuşkusunu yineliyoruz. Bu güne değin oldu bittilerle yol aldıkları bilindiğine göre bu olasılığa karşı hazırlıklı olmak durumundayız.
Bay Nikos Anastasiyadis ile David Cameron arasında imzalanmış olan anlaşmayı “Üç Singles” olarak tanımlıyorlar. Politis gazetesinde konuya ilişkin olarak yapılan değerlendirmede “Kıbrıs sorununa, siyasi eşitlik içeren iki toplumlu iki kesimli bir federasyonda tek egemenlik, tek uluslararası temsiliyet ve tek yurttaşlığa sahip bir devlet için, BM şemsiyesi altında, BM tüzükleri, Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’a ilşikin kararları ve AB ilkelerine dayanan bir çözüm bulunmasının desteklendiğine” değiniyor.
Burada sorulması gereken, garantici İngiltere’nin neden bu yolu seçtiği sorusudur. Annan Planının oylanması öncesinde üsler bölgesinde bulunan toprakların %90’ını Rumlara %10’unu Türklere vereceğini duyuruyordu. Buradaki tek koşul Annan’ın belgesine tarafların ‘evet’ demesi idi. Son yıllarda AİHM’nde karşılıklı olarak davalar açılıyordu. İngiltere’nin de benzer sıkıntıları yaşamak istemediği için bu yolu, hukuku çiğneyerek seçmiş olduğunu düşünüyoruz. Tek yanlı da olsa, bu uygulama ile Haşmetli İngiliz Kraliçesi’nin adaleti bir kez daha onaylanmış oluyor.
İngltere’nin BM Güvenlik Konseyi’ne Kıbrıs için yeni bir çözüm belgesi sunmanın hazırlıklarını sürdürmekte olduğunun bilinmesini istiyoruz. Yapılan bu çalışmanın topal ördek örneğinde olduğu gibi olmaması gerekiyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
31 Ocak 2014 - Ankara -
|