Sevgili okurlarım, hatırlanmak gönül dağındaki gül kadar güzel ise, unutulmak da hüzün dağındaki diken kadar acıdır.
Hatırlansak ta, unutulsak ta, acı tatlı hatıralarıyla yaşam devam ediyor…
Hayatı güzel yaşayabiliyor muyuz acaba?
Dünyanın en zor işi hayatı güzel yaşamaktır bence.
Bazı insanlar sıkı sıkıya sarılırken yaşama, bazıları yaşamın kendilerine sarılmasını beklerler çoğu zaman.
Günlük yaşamımızda bazen her şey istediğimiz gibi yolunda gitmeyebilir. Bu nedenle çevremizdeki insanlarla dengeli ve etkili ilişki kurmada zorlanabiliriz.
Burada önemli olan, sabırlı olmak, azimli olmak ve mücadeleyi elden bırakmayarak zoru yenmektir.
Toplumsal yaşamımızda birçok zorluklarla karşılaşabiliriz. Bu zorlukları yenmek de çok önemlidir. İşte bu zorlukları yendiğimiz takdirde, yaşamın ne denli zevkli ve değerli olduğunu anlarız.
Toplumsal yaşamımızda insan ilişkileri, yaşamımızın önemli bir kısmını oluşturur. Bu nedenle hiçbir insan tek başına yaşayamaz. Yaşamaya kalksa da, tek başına dengeli ve mutlu bir yaşam sürdüremez.
İnsanları bir arada tutan en önemli etken ise; sevgi, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma gereksinimidir.
Fakat sevginin karışmadığı insan ilişkileri ise, çıkar ilişkileri olmaktan öteye gidemez.
Çünkü sevgi, insan topluluklarının bulunduğu her yerde vardır ve olmalıdır.
Saygı ve sevgi, insan ilişkilerini düzenli olduğu kadar anlamlı ve renkli duruma da getirir.
Saygı ise; büyüklere, yaşlılara ya da toplumdaki konumu yüksek olanlara karşı duyulan bir bağlılık duygusudur. Aynı zamanda karşımızdakilerin haklarına ve görevlerine, varlığına hak tanımaktır.
Saygı, sevgi ile birlikte, insan ilişkilerine kimlik kazandırır. Saygı ve sevginin yanında bir de hoşgörü olursa, insan ilişkileri daha anlamlı ve düzenli olarak sağlam temellere dayanır.
Yaşamak, dünyanın en zor işi olmasına rağmen güzel şey ve akıllı insanların işidir.
Akıllı insan, dayanışma ve paylaşmayı bilir, saygı ve sevgi çerçevesinde insanlarla dostluk kurmayı bilir. Başkalarının davranışlarına hoşgörü ile yaklaşır.
Hayatımız gizemli bir deneyimdir aslında. Hayata ve içindekilere nasıl ve nerden baktığımız bizler için çok önemlidir.
Çünkü bunun neticesinde mutlu olabildiğimiz gibi; endişeli ve karamsar da olabiliriz.
Ne güzel şeydir, dünyaya gülen gözlerle bakabilmek ve insanlara tebessümler saçabilmek. Bize değer veren, bizi seven bir insanın hatasını, sitemini hoş görü ile karşılamak.
Güzel görüp güzel düşünmeyi başardığımız an, hayatı güzel yaşayabiliriz zannındayım. Bu da ancak sevmekle, sevgiyle başlar.
Sevgiyi bulmak kolay, zor olan onu elinde tutabilmektir. Sevgiyi duyabilmekle de iş bitmiyor. Sevgiyi göstermekte gerekir.
Hayat kısa bugün olan yarın yok. Sevgiyi göstermek beklemeye gelmez, yarın çok geç olabilir. İnsan elindekini kaybetmeden, kıymetini bilmelidir.
Sevgili okurlarım, gülmek varken surat asmak niye?
Güldürtmek varken ağlatmak niye?
Güzel sözler söylemek varken küsmek ve kalpleri kırmak niye?
Hayat çok kısa, onun için bu dünyadaki hiçbir şey kırılan kalplere değmez.
Güzel görüp güzel düşünmeyi başardığımız an hayatı güzel yaşayabiliriz.
Hatırlansak ta, unutulsak ta yaşam devam ediyor.
|