Sevgili okurlarım, bugün 8 Mart “Dünya kadınlar Günü”. Dünya Kadınlar Günü, dünyanın her yerinde çeşitli eğlence ve gösterilerle kutlandı. Kadınlar senenin bir günü de olsa, kendilerine armağan edilen bugünün, doyasıya tadını çıkartmak isterler. Fakat tarihe dönüp baktığımızda bugünün temelinin, içimizi acıtan bir olaya dayandığını görürüz:
Tarih 8 Mart 1908. Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde, bir grup tekstil çalışanı kadın işçi, daha iyi şartlarda çalışabilmek, emeklerinin karşılığını alabilmek için greve giderler. Fabrika sahibi ise, onların bu isteklerine karşı, onları fabrikaya kilitleyerek cevap verir. Tam o sırada, kadın işçilerin kilitli olduğu bölümde yangın çıkar ve 129 kadın, hakları uğruna yanarak can verirler…
İşte 8 Mart; 1857 yılında New York’ta ekonomik taleplerle yaptıkları grev sırasında çıkan yangında, 129 kadın işçinin yaşamını yitirdiği gündür.
Kadınlara özgü bir günün var olması düşüncesi, ilk defa 26 Ağustos 1910’da Kopenhag’da düzenlenen II. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında, Alman Kadın Siyasetçi Clara Zetkin’in önerisiyle ortaya atıldı ve “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul edildi. Birleşmiş Milletler kararı ile 1975’den itibaren de
“Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanmaktadır.
8 Mart “Dünya Kadınlar Günü” tüm dünyada, 33 yıldır resmi olarak, dünya kadınlarının “Kadının İnsan Hakları”nı dünyaya hatırlatma günüdür olarak kutlanıyor.
Aradan yıllar geçti… Peki ne değişti? Dünyada en fakir insanların büyük bir çoğunluğu kadınlar değil mi? Eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu kadınlar değil mi? Erkeklere oranla düşük ücretle çalıştırılanlar kadınlar değil mi? Her 5 kadından birisinin işkenceye maruz kaldığı bir dünyada, dost bizi alışverişte görsün misali, kadınlar gününü kutluyoruz!
Kadın yine baskı altında, yine iş hayatında yerini istediği gibi alabilmiş değil, sözlü ve fiziksel şiddet görmekte, hala siyasette kendini tam anlamıyla temsil edememekte...
Türkiye’mizin kırsal kesiminde ise, durum yürekler acısı. Kadınların çoğu hala görücü usulüyle evleniyor, 100 kadından sadece 22’si yüksek öğrenim görüyor. 550 miletvekilinden sadece 48'i kadın..
Bedel, başlık parası, töre ve namus cinayetleri, dayak, baskı ve gelenekler kadını hedef almaya devam ediyor. Kısaca 21. yüzyılda Türkiye’de hala kadının adı yok...
Böyle olmasına rağmen, yine de dün, 8 Mart Dünya kadınlar günü idi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dünyanın her yerinde coşkuyla kutlanmakta ama Türkiye’nin doğu bölgelerinde yaşayan kadınlar, böyle bir günün varlığından bile habersiz.
Bugün kimin günüdür, biliyor musunuz?
Bugün, tüm dünyada sırf kadın olduğu için sömürülen, tarlalarda, fabrikalarda bir kadın işçi olmanın, emeğin ve alın terinin damla damla süzüldüğü, annelerimizin, kardeşlerimizin günüdür.
Bugün, kadınlığını şefkat ve emeğiyle yüceltmiş, yoz ve hoyrat ellerin, dillerin altında yaşama direnmiş ve direnmekte olan kadınlarımızın günüdür.
Bugün, mutfağında evlatlarına yemek pişiren annelerimizin günüdür. Bugün, tarlasında orak sallayan, fabrikalarda tütün saran kadınlarımızın günüdür.
Bugün, sağlık merkezlerinde doktorluk yapan kadınlarımızın günüdür. Bugün bahardır, kadınlarımızın sevinç günüdür.
8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun.
Bütün dünya kadınlarını saygıyla selamlıyorum.
|