Tanık veya bilirkişinin davanın görüldüğü yer mahkemesinde dinlenmesinin zorunlu olup olmadığı konusunu bu hafta inceleyeceğiz.
Bu durumun istisnaları var mıdır?
Kural açısından değerlendirdiğimizde, tanık ve bilirkişilerin davanın görüldüğü mahkemede dinlenilmesi gerekmektedir.
Yer yönünden yetki kurallarının istisnaları bulunmaktadır.
Bu istisnalardan biri de istinabedir.
Yani, davanın görülmekte olduğu mahkemeye gönderilmek için başka bir yerde bulunan bir tanığın oradaki mahkeme tarafından ifadesinin alınmasıdır.
Kanun tek bir hüküm ile istinabenin olacağı halleri belirtmemiş, bu halleri tek tek saymıştır.
Bu hallere örnek olarak;
-Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 83’te yer alan keşif işlemi,
-CMK 180/1’de yer alan hastalık veya malullük veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka nedenle uzun veya önceden bilinmeyen bir amaç için duruşmada bulunmanın olanaklı bulunmaması hali,
-CMK 196/2’de yer alan alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren suçlar dışındaki hallerde sanığın sorguya çekilmesinde mahkemenin takdir yetkisine bağlı olan hal gösterilebilmektedir.
İstinabe yoluyla sorgusu yapılan sanığa ait sorgu tutanakları, istinabe yoluyla dinlenen tanığın ifade tutanakları ya da keşif ve muayene tutanakları gibi delil olarak kullanılacak belgeler ve diğer yazılar ile adli sicil özetleri ve sanığın kişisel ve ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgelerin mutlaka duruşmada okunması gerekir.
Yetki konusunda kafalar karışmasın.
İstinabeye ilişkin talepte bulunan mahkeme, madde yönünden yetkili olan mahkemedir.
İşlemi yapacak olan mahkeme veya hakim, o işlem için yer yönünden yetkisizdir.
İstinabe kurumu, kovuşturmanın doğrudan doğruya ve sözlü olma ilkelerinin istisnasıdır.
Bu ilkeleri korumak için, Büyükşehir belediye sınırları içinde zorunlu olmadıkça istinabeye başvurulması yasaktır.
Av.Özlem Ağca
agcahukuk@gmail.com
03122447535
|