“Geçmişi unutanlar, onu gelecekte tekrar yaşamaya mahkumdurlar. Biz ise geçmişi tekrar yaşamaya niyetli değiliz ve bu kararımızdan bizi hiç kimse döndüremeyecektir.
Hiçbir partinin kendi ideolojik inançları nedeniyle Kıbrıs Türk’ünü Rum idaresinde bir azınlık durumuna getirmek hak ve yetkisi yoktur”. 1979
Dr. Fazıl KÜÇÜK
***
Her yıl Nisan ayınının yaklaşması öncesinde Ermenilere ilişkin haberlere ve savlara özellikle bilinçli olarak ivme kazandırıldığını kaydetmek istiyoruz. Konuya ilişkin olarak başlatılan bu tartışmalar, 24 Nisan’ın geçmesi sonrasında kısa sürede unutuluyor. Son yıllarda bu süreç otomatiğe bağlanmış gibi tekrarlanıyor. Bizler de bu gerçeği yaşarken karşımızdaki unsurların boş durduğunu ne yazık ki söyleyemiyoruz. Ağırlıklı olarak Ermenistan dışında yaşayanların kurdukları ve adına diyaspora dedikleri oluşumların temelinde uydurdukları yalanlar yatmaktadır. Türkiye düşmanlığından beslenenler, belirli merkezlerden de parasal destek alıyorlar.
Her yıl Amerikan başkanı Bay Obama’dan kendi söylemlerine destek olacağını ve ağzından dökülecek ‘soykırım’ sözcüğüne bel bağlıyorlar. O’da bu sözcüğü söylememekte ısrar ederken daha ağır sözcükleri kullanıyor. “Geleceğe ilerlemek, geçmişin gerçekleriyle hesaplaşmadan yapılamaz” diyor. Bu noktada kimin kimle hesaplaşacağına karar verilmesi gerekiyor.
Kendilerini destekleyenlerden aldıkları güç ve mali katkılarla 1915 yılından itibaren yaşlı, kadın, çocuk demeden Adana – Urfa – Antep ve Maraş’ta katlettikleri Türklerin hesabını vermeleri gerekmektedir. Gerçek hesaplaşma bu noktada düğümlenmektedir.
İnsanların yaşadıkları yerlerinden edilmeleri son derece yanlış bir uygulamadır. Buna karşın ısrarla uygulanmaktadır. Hiç kimse etnik kökeni ne olursa olsun sudan gerekçelerle yerlerinden edilmemelidir. Birlikte yaşadıkları komşularına saldıranların etkisiz hale getirilmesinin bir yolu da bu olsa gerek. Ermenilerin saldırganlıklarını önleyebilmek için de bu yöntem uygulanmıştır. Bu kişilere Osmanlı yönetimi tarafından gidecekleri yere kadar yetecek bir miktar para verildiğinin de unutulmaması gerekiyor. Halen işgalleri altında bulundurdukları topraklarda yaşayan Azeri kardeşlerimizi oturdukları evlerinden yerlerinden ederlerken her hangi bir ödeme yapmadıkları biliniyor. Ödeme yapmak bir yana canlarını zor kurtaranların
mallarını dahi gasp ettiler. Baku çevresinde ilkel koşullarda yaşamakta olan Azeri kardeşlerimizin yaşadıkları bu insanlık dışı uygulamaya tanık olduğumuzun da bilinmesini istiyoruz.
Komşu ülkelerle ilişkilerin düzgün olması her zaman istenen bir husustur. Buna karşın ilişkilerin düzgün olmasını istemeyenlerin belirli zaman aralıklarında sürtüşme ve çatışma çıkardıkları bilinen bir yöntemdir. Türkiye ile dostluk içinde olmak isteyen Ermenistan Hükümeti’nin bağımsızlık bildirisi ile Anayasasında ‘Türkiye’den toprak isteklerinin olduğu biliniyor’. Bunun ötesinde tazminat isteklerinin de olduğunun unutulmaması gerekiyor. Bu hususların değişmesi veya değiştirilmesi, ilişkilerin düzeltilmesi için ön koşul olmalıdır.
Sevr düşleri, Yüce Atatürk’ün önderliğinde Anadolu insanının verdiği onurlu mücadele sonrasında tarihin çöplüğüne gömülmüştür. Ermenistan ise konuya ilişkin düş görmeye devam ediyor. Aradan geçen yüz yıla karşın günümüzde bu istekleri canlı tutuyor olmalarını iyi niyetten yoksun bir yaklaşım olarak okuyoruz. Doğu illerimizin bir bölümünü tarihi Ermeni toprağı olarak görenlerin çabalarının bu nedenle göz ardı edilmemesi gerektiğini söylemek istiyoruz. Bu nedenle önümüzdeki 2015 yılını zor geçecek bir yıl olarak değerlendiriyoruz.
Yine bu dönemde Ermenilerin başdestekçileri olarak kabul edilen Fransa’nın bu çabalar içinde olacağı kuşkusunu taşıyoruz. Adı geçen ülkenin Cumhurbaşkanı François Hollande’ın bu konuda geri adım atmayacağı herkes tarafından biliniyor. Geçtiğimiz Ocak ayında Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında söyledikleri unutulmamıştır. Önümüzdeki yıl ülkesinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu konuyu iyice kaşıyacağının bilinmesini istiyoruz.
23 Nisan gibi anlamlı bir günde yayınlanan taziye açıklamasının zamanlamasının yanlış olduğunu kaydetmek istiyoruz. İyi niyetle yapıldığı kabul edilse bile, iyi niyetin iyi niyetli olanlara karşı yapılması gerekmektedir. Türkiye’nin sınırlarını bile tanımayanların iyi niyetten yoksun oldukları ortalık yerlerde sürünüyor. Anılan taziye açıklamasına değişik tepkilerin gelmesi son derece doğaldır. Bay Hollande, bu açıklamayı değerlendirirken “Bu konuda ilerleme olsa bile asıl söylenmesi gereken nelerin yaşandığıdır” diyor.
Fransa’dan özgürlüklerini isteyen onbinlerce Cezayirli, general Salan komutasındaki askerler tarafından 20 yüzyılın ortalarında etnik temizlikten geçirildiler. Bay Hollande, Ermeni soykırımı diyerek yollara düşeceğine Cezayir’de bizimde bilemediğimiz ‘nelerin yaşandığına’ açıklık getirmesi gerekiyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
02 Mayıs 2014 - Ankara -
|