“1878’de son Türk bayrağını taşıyan gemi Larnaka Limanı’nı terk edip birkaç gün sonra da İngiliz Valisi sahile ayak bastığı zaman başlattığımız bir dava vardı. Bu dava, Kıbrıs’ın tekrar Anavatan’a kavuşması, 307 yıl ay yıldızlı bayrak altında geçen huzur ve güvenin tekrar kazanılması davası idi.”
1980
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Son yıllarda Türkiye genelinde Kitap Fuarlarının düzenlenmesi adeta bir gelenek haline getirildi. İlk açıldığı dönemlerde gösterilen ilginin yoğunluğu aradan geçen sürede azalmaya başlıyor. İlk heyecanla etkinliklere katılan yazarların ve yayıncı kuruluşların bir süre sonra fuarlara katılmadığı biliniyor. Yine bu süreçte yaşannan ekonomik açmazlar, ilginin azalmasının bir başka nedeni olmaktadır. Bir başka neden ise kitap ve gazete okuma alışkanlığının her geçen gün erozyona uğraması ve her iki nesnenin de adeta suç unsuru olarak kabul ediliyor olmasıdır. Bunun ötesinde anılan nesnelerin okunmasının kime ne zararının olduğunun da ayrıca sorgulanması gerekiyor.
Kitap fuarlarının açıldığı illerde sınırlı da olsa katma değer ürettiğini de kaydetmek istiyoruz. Olanaklarımızın elverdiği durumlarda bizlerde bu fuarlara katılarak kitabımızı imzalayıp düzenlenen söyleşilerde genel değerlendirme yapmayı yeğliyoruz. Öncelikle her düzeyden gençlerin bu fuarlara ilgilerinin yoğun olduğunu kaydetmek istiyoruz. Bunun nedeninin yine bu etkinliklere ve fuarlara her siyasi düşünceden yazarların katılıyor olmasıdır. Yapılan bire bir görüşmelerin okur sayısının artmasına da katkısı olduğunu belirtmek istiyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda açılan kitap fuarlarının sayısı sınırlı idi. Şimdilerde nerede ise bütün illerin yanı sıra bazı ilçelerde bile fuarlar açılmaya başlandı. Bir yılın 52 haftadan ibaret olduğunun bilinmesine karşın il sayısı da 81’dir. İl sayısının 81 olduğu kabul edildiğine göre bu yöndeki gidişin denetim altına alınması kaçınılmazdır. Bu hususun göz ardı edildiği noktada amacından sapmalar yaşanmasına izin verilmemelidir. Yaşanacak sapmalar sonrasında Türkiye Kitap Fuarlar mezarlığına dönüşebilir.
Yine açılan fuarların ticari amacın dışına çıkarılarak yörenin de tanıtımının yapılmasını gerekli görüyoruz. İle gelen bir yazar ve yayıncının ili tanımaları gerekmektdir. Bu konuda yerel yöneticilere büyük görevlerin düştüğünü her halde onlar da biliyorlardır. Dikkatimizi çeken bir husus ise normal koşullarda bir araya gelmesi olanaksız olan yazarlarla yayıncıların ortak alanlarda yan yana çalışma yapıyor olmalarıdır. Böyle ortamlarda oluşan dostlukların uzun süreli olabileceğini, bunun da bir kazanım olduğunu sizlerinde kabul ettiğinizi düşünüyoruz.
Geçtiğimiz yıl ilk kez katıldığımız Kocaeli Kitap Fuarında çok sayıda yazar ve şairle tanışmıştık. Bu yıl bazı arkadaşlarımızın gelemediklerine üzülerek tanık olduk. Çünkü aynı günlerde Diyarbakır’da da kitap fuarının yapılıyor olması yukarıda sizlerle paylaştığımız düşüncelerimizi doğrulamaktadır. Kocaeli’nin bir sanayi kenti olmasının bu türden etkinliklerin yapılmasının önünde engel olmadığı gerçeğini yaşamış bulunuyoruz.
Bu yıl düzenlenen 6. Kitap Fuarına emeği geçenleri, Kocaeli Valiliği ile Anakent Belediyesinin görevlilerine, teşekkür etmeyi terine getirilmesi gereken bir ödev olarak alıyoruz. İzmit’e kitap fuarına katılacağımızı söylediğimiz zaman Efe Tur otobüs işletmesi çalışanlarının gösterdikleri içten ilgiyi her türlü takdirin üstünde görüyoruz.
Kitap okumanın veya bulundurmanın bir suç olmadığı bir ülkede yaşamak hepimizin düşüncesi olmalıdır. Bunun göstergesi de açılan kitap fuarları oluyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
30 Mayıs 2014 - Ankara -
|