Sevgili okurlarım,evcil hayvanların güncel yaşama bir denge getirdiği, tansiyon ve gerginliği azalttığı bir gerçek. Bir köpekle oynamanın veya bir kediyi okşamanın, stresten uzaklaşma ve günün yorgunluğunu atmanın en iyi yöntemlerinden biri olduğunu, kedi ve köpek gibi evcil hayvan besleyenler, çok iyi bilirler.
“Dünya Hayvanları Koruma Günü” nedeniyle Belçika’da düzenlenen etkinlikler sırasında açıklanan bir raporda, kedi ve köpek gibi evcil hayvanları barındıran insanların, daha sağlıklı oldukları belirtildi.
Evcil hayvanlara yakın olanların, stresten uzaklaştıklarını savunan İngiliz uzmanlar, hayvan sevenlerin sağlık harcamalarının daha düşük olduğunu, bu durumun ülke ekonomisine de yansıdığını bildirdiler.
Rapora göre, İngiltere; evcil hayvanların sahiplerine aşıladıkları sağlık sayesinde, hastane, doktor ve ilaç harcamalarından yılda 2 milyar dolara yakın tasarruf yapıyor.
İngiliz uzmanlar, evcil hayvanların güncel yaşama bir denge getirdiğini, tansiyon ve gerginliği azalttığını belirtiyorlar. Ayrıca, “Bir köpekle oynamanın veya bir kediyi sevmenin, stresten uzaklaşma ve günün yorgunluğunu atmanın en iyi yöntemlerden biri olduğunu” öne sürüyorlar.
Benim de, Maço isimli bir köpeğim var. İngiliz Terrier cinsi olan köpeğim, 15 Mayıs 2000 Ankara doğumlu. Henüz 9 yaşında. Babasının adı Kırpık, annesininki ise Leydi. Maço’nun tüyleri beyaz, Terrier cinsi köpeklerde az rastlanan vücut güzelliğine sahip.
Maço, güzel olduğu kadar, prensip sahibi ve canının kıymetini bilen, sahibine sadık, çok akıllı bir köpek. Yatması, kalkması, yemesi, içmesi, oynaması ve gezmesi program dâhilinde… Her şeyi anlıyor. Yalancılığı sevmez ve kandırılmaya hiç tahammül edemez. Aldatıldığını anlayınca, havlar ve o zaman sizi ısırmaya kalkar. Oysa, insanlarla çok iyi dost. Misafirleri ve bilhassa çocukları çok seviyor. Tüm apartman sakinleri ve komşular da onu seviyor. Tabi, sevmeyenleri de vardır mutlaka. Maço’da onları sevmiyor, bir de Köpek katillerini…
Akşam eve geldiğimde, geliş saatimi sabırsızlıkla bekleyen Maço, beni kapıda karşılar. Arabamla evin önüne geldiğim zaman, onu pencerede camın önünde, beni beklediğini görürüm. Arabamı sesinden tanır ve geldiğimi görünce, sevinçten havlar ve kapıya koşar. Zile bastığım anda, kapı açılır açılmaz, ben merdivenleri bir kat çıkmadan, Maço iki kat aşağıya inmiştir bile. Birlikte çıkarız merdivenleri. Beni karşıladığı andaki sevincini tarif edemem.
Eve girdiğimiz anda, sevinçten atrede bir aşağı bir yukarı koşar. Sonra oyuncağı topu ağzıyla tutarak banma getirir. Birlikte oynarız. Maço sayesinde, o anda her türlü stresten uzaklaşarak günün yorgunluğunu atarım.
Mesut Yılmaz’ın köpeği Daısy, Niyazi Güney’in köpeği Cherry ve Bekir Coşkun’un köpeği Pako’da sahiplerine aynı şeyi yapıyordur her halde. Sahipleri de, onlar sayesinde, biraz da olsa her türlü stresten uzaklaşarak günün yorgunluğunu atıyorlardır mutlaka.
Bizler, sağlık kaynağı dostlarımızı nasıl sahiplenmiş koruyorsak, bütün hayvan severler de, kimsesiz köpeklere sahip çıkmalıdır.
Maço’nun tek arzusu; kimsesiz köpeklere sahip çıkılması…
|