“Kıbrıs Türk’ü! Yine senin istiklal ve varlığını ayaklar altında çiğnemek için uğraşılıyor. Muhalif cephe olanlara bir göz gezdir. Şimdiye kadar hangi derdinle alakadar oldular? Hangi davanı desteklediler? Hangi milli varlığın uğruna mücadele etmeyi akıllarından geçirdiler? Hiç değil mi? O halde bunlara kıymet, ehemmiyet vermeyeceğiz...
Parolamız şudur: Bilmediğiniz tanımadığınız kara kuvvet elinde oyuncak olacak şahısları başımıza katiyen getirmeyeceğiz. Biz ancak toplum davalarını yakından bilen ve takip eden kendi aramızdan kimseleri o mevkiye getirmek istiyoruz. Bunun için de sonuna kadar mücadele edeceğiz”. 1953
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Genelde günümüzde yaşanan bazı olayları geçmişle ilişkilendiriyoruz. Bunu yaparken de olayları kişilere göre anlatıyoruz. Hoca Nasreddin’in bizlerin çocukluğumuzda ve halen anlatılan İncili Çavuş’a ilişkin öykülerin de unutulmasının olanaklı olmadığı gibi günümüzde de tebessümle karşılıyoruz. Örneğin Hoca Nasreddin’in göle çaldığı mayanın öyküsünü bilenler bilmeyenlere anlatsınlar. Bu örnekte olduğu gibi yola çıktıklarına inandığımız, yürekleri insan sevgisi ile dolu olan Tokat’taki güzel insanlardan söz etmek istiyoruz. Tokat’ta düzenledikleri güzelliklere imza atılırken perdenin önünde ve arkasında olanların hepsine sevgilerimizle teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz.
Hoca Nasreddin’in göle çaldığı mayanın öyküsünde olduğu gibi yürekli oldukları kadar gözleri umut dolu olan bu güzel insanlar, 04 – 07 Eylül 2014 günlerinde “2. Uluslararası Tokat Kültür ve Sanat Günleri”ni düzenlediler. Bu etkinliğe Azerbaycan’dan - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden - Kazan’dan (Rusya) - Gürcistan’dan - Kazakistan’dan - Bulgaristan’dan şairler, yazarlar ve düşün insanları katıldılar. Ülkemizin değişik illerinden gelenler de aynı ortak noktada buluştular. 3 gün boyunca da pek çok güzelliğe imza atmakla kalmadılar, göle çalınan mayanın tuttuğuna da tanıklık ettiler.
Tokat il olarak nerededir? Bilenler bilmeyenlere anlatsın demiyeceğiz. Bize göre sırtını Topçam dağlarına dayamış Yeşil Irmak’ın kolları ile yaşam verdiği platolarında her türlü üretimin yapıldığı bir ildir. Buna karşın iklim olarak Orta Anadolu ve Orta Karadeniz’e öykünerek iki arada kalmış gibi bir görüntüyü verdiğini kaydetmek istiyoruz. Coğrafi görüntüsünün ötesinde Tokat ilinin Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasındaki katkıları nelerdir? Tarihsel
süreçte Tokat’ın yeri nerededir? Hangi uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır? Bütün bunların yanıtlarını ararken turizm olgusundan ne kadar yararlanıyor? Bu pastadan payına düşeni alıyor mu? Alamıyorsa nedenlerini sorgulayıp sizlerle paylaşacağız.
Tokat Kültür Derneği ile Kümbet Altında Eğitim, Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi’nin büyük özveri göstererek düzenledikleri ve şölene dönüşen etkinliğin içerisinde yerel yöneticilerin de bulunduğuna tanık olduğumuzu kaydetmek istiyoruz. Bu gerçeklerle yüzleşmiş olmamız mayanın tuttuğunun göstergesi olmasının ötesinde geleceğe ilişkin umutlarımızın da yeşermesine neden oluyor. Diğer kişi ve kuruluşların ötesinde Tokat Ticaret ve Sanayi Odası yöneticilerinin olayı sahiplendikleri gerçeği ile yüzleşmiş bulunuyoruz. Bu nedenle onlara özel teşekkürlerimizi iletmek istiyoruz. Şölen havasında geçen etkinlikler süresinde halkın katılımını ise her türlü takdirin üstünde görüyoruz.
Genel içerisinde yerel yöneticilerin zaman sıkıntıları nedeniyle bu tür etkinliklere pek katılamadıkları bilinen bir olgudur. Buna karşın ilin valisi Sayın Cevdet Can’ın ildeki görevine yeni atanmasına karşın ayağındaki tozları dökmeye bile fırsat bulamadan etkinliği sahiplendiğine tanık olmuş bulunuyoruz. Aynı şekilde 30 Mart yerel seçimleri sonrasında göreve seçilen ve Türkiye’nin en genç belediye başkanı olma ünvanına sahip olan Belediye Başkanı Sayın Eyüp Eroğlu ve Almus Kaymakamı Sayın Fatih Çelikkaya ile birlikte Almus Belediye Başkanı Sayın Hasan Hüseyin Arıkan’a da katkıları nedeniyle teşekkür etmeyi yerine getirilmesi gereken bir görev olarak alıyoruz. Tokat’ın hak ettiği yerlere ulaşabilmesi için nelerin yapılması gerektiğini paylaşmaya devam edeceğiz. Ne zaman mı...
Başlatılmış olan bu güzel etkinliğin sürekli olabilmesi için armudun sapına üzümün çöpüne bakmadan hep birlikte el ele olmamız gerekiyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
12 Eylül 2014 - Ankara -
|