Uçurtmamı aldım bugün. Rengarenk 7 renk ve mutlu bir kelebek vardı üzerinde. Yarın sanki güneş açacak ve en sevdiğim botumu giyerek koşacaktım caddelerde. Hiç şarkı dinlememiş bir insan gibi alacaktım kulaklığımı yanıma ve koşacaktım sokaklarda kaybolana dek. Erkenden yattım bugün ve erkenden içtim uyku öncesi az sütlü kahvemi. Az kafein bana uyku veriyordu, süt ise huzur. Bana ninni söyleyen bir ses aradı kulaklarım. Sessizlik hakimdi odamda, içinde sessiz bir huzur. Aklıma kaybolan yıllarım geldi birden. Aklıma tek tek duraklarım geldi. İstasyonda treni kaçırışım geldi. İlk kez uçağa binerek babamı görmeye gitmem, ilk bisiklete binmem ve ilk denizi görüşüm geldi aklıma.
Ne uzun bir gece oldu. Oysa uçurtmamı erkenden kalkıp uçuracaktım. Şiir yazmayı okula gitmeden öğrendim. Bir avuç kelime aklımdaydı, yan yana koydum onları. Hiç aklımdan çıkmayan hayallerimi anlattım hem. En sonun da anladım, karnım acıkmıştı galiba. Kalktım; bir parça beyaz peynir, salça ile karılmış yeşil zeytin ve bir parça ekmek buldum. Masaya koyduğum, kırmızı bir elmayı ellerimle yıkadım. Soğuktu hava ve balkon ıslaktı. Elimdeki elma ile çıktım balkona. Bir ışık inatla göz kırpıyordu bana. Sokak ışıkları yağmurla dans ederek geçiyordu, gözlerimden. Ellerim üşüyordu, o an gözlerimle ve aklımla üşüyordum.. Hiç bir şey, aynı değildi hiçbirimiz için. Artık uyuyabilirdim sanırım. İçeri girdim, uzandım yatağa. Gözlerim daldı uzaklara, karanlığa ve sabahı bekledim.
“Günaydın, sabah oldu” dedi telefonda çalan alarmım. Kalktım, yüzümü yıkadım, pencereden baktım. Elimde uçurtmam ipleri dolaşmış ayaklarıma. Kar yağmıştı. Her yer bembeyaz ve ben koşamadım, uçurtmam uçamadı. Bu sabah yine içtim az kafeinli kahvemi, sütlüydü yine.
Mutlu yıllar herkese….
|