İftara az bi zaman kaldı, fırının önünde pide kuyruğundayım..Sıramı beklerken gözlerim,benden birkaç sıra önde yaşlı bir dedeye takıldı.. Düşüncelerim hiç tanımadığım, bu yaşlı adama yoğunlaştı..Başında yün takkesi, elinde bastonu, oda benim gibi sıra beklemekte.
Acaba yanlızmı yaşıyor yoksa, oğlu gelini, sevimli sevgili torunlarıyla..kalabalık bir aile ortamındamı? Yüzünde yılların verdiği derin çizgiler. Eskisi kadar iyi göremiyen bulanık gözlerle, vitrindeki taze kızarmış pideleri seyrediyor.. Ne tatlı ne tonton bir yüzü var,ona baktıkça bana yabancı bu nur yüzlü dedeye içimde sıcacık bir sevgi duyuyorum.. Günün en önemli işi ekmek almak onun için.Bu çok hasas seçimi kimseye bırakmıyor..Ekmek dediğin şöyle pişkin olmalı,nar gibide kızarmalı, tabiki bunun içinde fırını iyi seçmeli.. Varsın uzun kuyruklar olsun,dedecik beklemeye razı.Cıvıl cıvıl torunlarının neşesiyle, ekmeğin hasını bölüşmek pek bir zevklidir..
Birazdan sırası gelir,sıcak pidelerini göğüslediği gibi,evinin yolunu tutar. Gelini masayı kurup çorbayı pişirmiştir,çoluk çocuk orucun verdiği manevi hazla iftar ederler.. Sonra akşam namazını kılar, tabi ki 'teraviyi de cami de dostlarıyla kılacaktır. Yatsıyla birlikte vakitlice yatmalı,sabah namazına uyanacak.Sahi arada bir haberleri dinlemek isterde,duydukları onu hiç mutlu etmez. Üzülür acınır,vah der vahki vah ne olacak bu ortalığın hali! Oysa o başka yaşamıştır dünyayı, insanların bir birini sevdiği saydığı, ahlaki değerlerin fazilet olduğu bir zamandı o yıllar..
Ah! dedecik aslında sen çok şanslısın, çünki sen o altın yılları yaşadın.. Uykuya maziyi düşleyerek dalar.Sabah ezanı okunurken güzel düşünün huzuruyla,kalkar abdest alır. Ev halkı uykuda ya pek ses yapmak istemez, hani rahatsız olmasınlar diye.Ama içten içede kalksalar der,şu gaflet uykusundan uyansalar, ezan sesini duyup namazlarını kılsalar.. Birden öfkelenir neden diye sorar? neden günün bu en feyizli saatini şükretmek için kullanmazlar? Oysa tüm bereket ve rahmetin insanlara bu ilk saatlerde dağıtıldığını bilmezler mi?bilirler elbet..
Sonra namaza durur Rabbin huzurunda dua ederken, az önceki kırgınlığı öfkesi yok olur..Bütün kalbiyle yakarır kendi ailesi ve cümlesi için af ve mağfiret diler.Ve yakarır Allah'ım onlarında gönül gözlerini aç,kapıldıkları bu gaflet uykusundan uyandır! Bağışla ve koru yavrularımı ve içten yakarışları bir damla göz yaşı olur.. Kendisi için ibadet sevdikleri için mağfiret dilemenin, huzuruyla güne başlar.Evet dedenin şahsında daldığım bu hayal dünyasına öyle kapılmışım ki, baktım sıram gelmiş.
Dedecik benden bir önce tezgaha yaklaştı,bilhassa duymak istedim, kulak verdim.Tezgahtaki gence bana dört pide dört ekmek ver dedi.Sonrada aldığının çok olduğunu düşünür , kınarlar diye ilave etti torunlar pek iştahlı Maşallah.. O zaman anladımki yanılmamışım dedecik yanlız değil, ve içimi büyük bir sevinç kapladı.. Hala yaşlılarına sahip çıkan, bir toplum olmamızın verdiği mutlulukla bende pidelerimi aldım ve iftara dört dakika kala eve dönebildim.. O akşam iftarımı açarken 'Allaha şükrettim ve yaşlanmaktan kork muyorum diyerek!
Bir ilahi nurdur ki ayların efendisi
Gönüllerde tat ruhların ecre misli
Kalp gözleri açılmada ayn-ı ziyasında
Ol Yaradan adıyla gönüller haz almada
Rahmetinle aşikar o ne berekettir
Yok ocakları bile aşla tütmektedir
Açılır eller ümitle Rabbin inayetine
Ramazan aflarla gelir kulun gafletine...
|