25 sene öncesine bakıyorum, ne değişti, neler farketti, kaç adım yol gittik milletçe?
Bunca zamanda neler eklenmiş, neler eksilmiş hayatımızdan?
Sokakta yürüyen, toplumu oluşturan her birimizin hayatında nasıl bir değişiklik olmuş?
Daha medeni, daha çağdaş, daha eğitimli, daha ileri bir düzeye erişelim diye verilen çabalar, uğraşlar, fedakarlıklar bizi nereye getirmiş?
Bir defa daha dindar olduğumuz kesin…
Ha, 25 sene evvel değilmiydik, hayır, yok öyle bir şey, 25 sene evvelde toplumun yüzde 98’i müslümandı şimdi de öyle…
Eğitim seviyemiz 25 yıl önceye nazaran biraz farklılık gösteriyor, açılan tarikat okulları, medreseler, Kur`an kursları artık eğitimin ağırlıklı yanını oluşturmaya başladı.
Eskiden dinini öğrenene karışan var mıydı? Yoktu tabii.
Ama hala ilime bilime verilen destek aynı seviyede, hatta bilime yıllarını vermiş profesörlerimizi saçma nedenler uydurup hapise tıkıyoruz.
İç ve dış borçlarda bir azalma var mı? Aksine katlandıkça katlanıyor..
IMF’e muhtaç olmaktan kurtulabildik mi? Nerde o günler…
Her zamankinden daha çok koşuyoruz peşinden…
AB yolunda bir ilerleme var mı? Olmaz mı, yaptığımız fedakarlıklar bini aştı, ama halen tek dışarda kalan nerdeyse biziz.
Peki girmesek ne olur AB ye?
Çok üzülürler doğrusu, sizi alacağız diye kukla gibi oynatacakları, olur olmaz abuk sabuk şeyleri dayatıp sömürecekleri, köle gibi kullanacakları bir imkan yok olur ellerinden mazallah…
Bu güne kadar Türk toplumunun faydasına pek bir ilerleme sağlayamadıysakta teröriste, hırsıza, uğursuza, ermeniye, ayrımcıya epey faydası oluyor bizim AB sevdamızın…
Gazeteler yazıyor, millete sorun diye.
Doğru, pek çok ülke milletine soruyor. Bizde milleti adam yerine koyan var mı acaba?
Son 25 yılda açılan fabrikalar, yapılan yollar, devletin halkına yarattığı iş ve sosyal imkanlar açısından bakıldığında durum nasıl görünüyor?
25 yıl evvel sahip olduğumuz, milli servet diyebilecegimiz değerlerimizin büyük bir kısmını yitirdik artık. Hemde son 5-6 yılda.
Öyle ki artık geri alınamayacak, en yüksek seviyede gelir sağlayan kuruluşlarımız, öz varlıklarımız yok pahasına satıldı, yok edildi. Hem de yabancılara…
Yani bu açıdan bakıldığında fakirleştik bile diyebiliriz.
Eskiden, şimdi bize komik gelen ama toplumsal değerlerimizin abartılarak ortaya konduğu, sevginin, vefanın, komşuluğun, dostluğun değerini anlatan, kötülerin cezasını bulduğu filmlerimiz vardı. Haftanın belli akşamları konurdu. Seyreder ağlar, seyreder gülerdik.
Simdi insan isterse günün 24 saatini TV karşısında geçirebilir.
Ama ne akılda kalan bir bilgi, ne yürekte duyulan bir his, ne de öğrenilen bir harf olmadan.
İnsanlarımız düşünme yetileri yok olmuş bir şekilde dizi ve show programı takip ediyor. Artık çocuklarımız mühendis, doktor, kaymakam, öğretmen değil, dizi kahramanı olmak istiyor.
Saymakla bitecek gibi değil…
O günlerden bugüne görünür bir şekilde artan tek şey nüfusumuz. Ha, birde halen yüzde 98 müslüman olmamıza rağmen dindarımız.
Ya eksilenler?
Bakıyorum 25 yıl önceye, nereden geldik, nereye…
|