Herkes biraz şaşkın, herkes biraz merak içinde ya da bilmek istiyor gidişat nereye…
Ama herkes de bir umut var. Bir beklenti, nasıl olsa çıkarız bundan da, aşarız bunu da diye düşünüyor insanlar.
Güzel memleketimin güzel insaları bekliyorlar hala, biri gelsin bizi kurtarsın, bir çözüm bulsun, krizi aşalım, biri Turkiye’yi düze çıkarsın…
Geçenlerde konuştuğum bir tanıdık, ’’Ben bıraktım artik işin ucunu’’ dedi.’’Ne olursa olsun umurumda değil.’’
Bir yanda bırakmışlar… Diğer yanda bekleyenler…
Arada biz…
Halen anlayamadık.. Yok artık…
Gelecek, kurtaracak, elimizden tutup çıkaracak kimse yok…
Artık ne bir Atatürk nede başka bir kurtarıcı yok.
Bizi bizden başka kurtaracak, çıkaracak, medeniyet seviyesini yükseltip, ileriye dönük önümüzü açacak kimse yok.
Milletimin yüzlerce güzel özelliğinin yanında bazı enteresan alışkanlıkları da var. Artık ne kadar alışkanlık denirse. Mesela, nemelazımcılık… Yada bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın…
Halbuki böyle boşvermişlik sürerse yılan hepimize dokunacak, haberimiz yok.
Sonra biraz dedikodu, biraz çekememezlik… Aslında her toplumda vardır bunlar ama bugün dünyada gücünü kanıtlamış milletlere bakın, alimlerini, bilim adamlarını tüm dünya tanır. Şayet birisi bilime katkıda bulunacak bir araştırma başlatırsa her olanak konur önüne. Herkes sonuna kadar destekler onu.
Ya bizim bilim adamlarımız?
Kafaları çalışmadığı için mi bir şey üretemiyorlar? Yapamadıkları, bilmedikleri için mi?
Ama üniversitelerimizden çıkan hocaların dışarıda nerelere geldikleri, nasıl başarılı oldukları ortada.
Bizdekilerde iki şey eksik, birincisi imkan, ikincisi destek… Oysa biz de köstek çok.
Bu, işin bilimsel yönden bakıldığındaki görüntülerinden sadece biri..
Yine dünya da gücünü kanıtlamış ülkelere baktığınızda görürsünüz, düşmana karşı tek bilek olurlar.
Biz de öyleydik eskiden…
Dünyada Türk’ün gücünü kabul etmeyen yoktu…
Içimizde ne kadar kavgalı olsak da düşman karşısında birlik olurduk.
Düşman dediğin ille de bir başka ülke değildir. Hatta çoğu zaman değildir. Bazen ekonomik kriz olarak, bazen içerden çökertmeye yönelik bir oluşum olarak, bazen bir inanış olarak çıkar ortaya.. İçerden ya da dışardan güdümlü..
Bunca yıl direndik, böldürmedik ülkemizi, sokmadık düşmanı, gerektiğinde tek bilek, tek yürek olduk, binlercemiz duvar oldu onbinlerce düşmana…
Ya şimdi??
Ne oldu bize, neden bırakıyoruz, neden vaz geçiyoruz?? Bu ülke bizim. Dedelerimiz, atalarımız kanlarını serdiler her bir karışına. Kime, ne için bırakıyoruz?
Ama şükür, halen direnen, yurduna sahip çıkan yüzbinler var...
Her ne kadar vatan, millet, Atatürk diyenleri sindirebilmek için türlü entrkalar çevrilse de bu vatan bizim...
Yok artık, gelmeyecek başka bir kurtarıcı, hepimiz üstümüze düşeni yapacağız, biziz artık tek kurtarıcı, silkinin, uyanın..
Bilim adamlarımıza, gerçek sanatçılarımıza, işçimize, memurumuza, dürüst politikacılarımıza, iş adamlarımıza, çocuğumuza, gencimize vatanımıza, milletimize sahip çıkmalıyız.
Haydi artık, uyanın, neler oluyor bize?