Bir kaç gun evvel bir arkadaşımdan gelen mesajda suyun dünya yüzünden hızla azalmakta olduğu, dünya tatlı su kaynaklarının sadece üçte biri insanlar tarafından kullanıldığı halde bunun da hızla eksildiği, yerinde, doğru kullanılamayan su kaynaklarının kuruduğu, tükendiği anlatılıyor, doğru kullanıma teşvik edici açıklamalar yapılıyordu.
Acaba ülkemizde buna ne kadar önem veriliyor? Yaz ayları gelip büyük kentlerimizde susuzluk sorunları yaşanmaya başlandığında tekrar gündeme oturacak olan ve günlük yaşamı doğrudan etkileyen bu sorunla insanlarımız ne kadar ilgili?
Ya da çevre kirliliği, doğal kaynaklarımızı korumak, yerli malı kullanmanın önemi ve ülke ekonomisine yararı dendiğinde insanalarımız bunları ne kadar önemsiyor?
Çocuklarımız arkadaşları ile vakit geçirmenin, bilgi ve fikir alışverişi yapabilmenin, birlikte ders çalışıp top oynayabilmenin, toplanıp sinemaya gitmenin, hayali ve farazi konular üzerine uzun sohbetler yapabilmenin ruhsal, zihinsel ve sosyal gelişimleriyle alakalı olduğunun ne kadar bilincinde?
Sohbet edip ayak üstü dünya meselelerini konuştuğumuz, dar günlerde veresiye alışveriş yaptığımız, halden yoldan anlayan mahalle bakkallarımızın teker teker yok olduğunu kaçımız farkediyoruz?
Onların yerine birden açılıveren süper lüks alışveriş merkezlerinin, hiper lüks marketlerin, günlük yaşamımızı neredeyse tamamen kaplayıp onlarsız ne yapıyormuşuz dediğimiz devasa mağazaların silip süpürdüğü, halden anlayan küçük esnafımızın nerelere kaybolduğunu bilenimiz var mı?
Mahalle bakkallarının yanında dar gelirlinin her türlü ihtiyacını karşıladığı, daha ucuza evinin sebzesini meyvasını alabildiği, haftalık mutfak ihtiyacını toptan karşıladığı semt pazarlarının birer birer ordan oraya sürülüp sonra da sessizce ortadan yok oluverdiğini kaçımız görebiliyoruz?
Özellikle büyük şehirlerde sokakta dolaşırken mağaza, kahve, restorantların, alışveriş edilen yerlerin isimlerine bakıldığında, sanki türkçesi yasaklanmış, Türkçe isim koyanlar cezalandırılacakmış gibi tüm yerlerin adlarının yabancı olduğunu hatta çoğunun gerçek sahibinin de yabancı olduğunu kaç kişi farkediyor?
Daha bunlar gibi yüzlercesini sayabiliriz değişik örneklerin…
Farkında mıyız bize neler olduğunun, nereye doğru gittiğimizin, ne içtiğimiz suyun, ne yediğimiz gıdanın, ne yaşadığımız çevrenin artık eskisi gibi olmadığının, büyük bir değişimin belki de son günlerine gebe olduğumuzun farkında mıyız?
Bu değişimin milletçe bize ne vadettiğinin, bizi nereye götüreceğinin, bir zamanların adetlerine, geleneklerine bağlı, insan ilişkileri, komşuluk, akrabalık, sıkı dostluk ilişkilerine saygılı, gerçek değerlere inancı olan Türk milletine bu değişimin ne vadettiğini hiç düşünebiliyor muyuz?
Yenilikler iyidir, gelişim güzeldir, ama biz ne yöne doğru gelişiyoruz?
Farkında mıyız acaba?
|