Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29937893
Bugün Ziyaretçi :  11827
Aktif Ziyaretçiler :  2327

Atatürk’ü Anlamak…
 
Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir. “ ( 1929) 
                                                                Mustafa Kemal  ATATÜRK  
    
Peki Türk Ulusu ne kadar anladı Atatürk’ü? Günümüze baktığımızda hiç denecek kadar az olduğunu gözlemliyorum ve içim acıyor. Günümüzde açıkça ortaya çıkan ve pervasızlığı marifet sanan karanlık odaklar tarafından Atatürk düşüncesine yeni düşmanlıklar üretilmekte, hedefler saptırılmaktadır ve ne acıdır ki Türk Ulusu da sessiz kalmaktadır tüm bu olup bitenlere.
 
 Çağdaşlığa karşı geliştirilen düşmanca karşı devrim girişimleri, demokrasinin nimetleri de kullanılarak zaman içinde gelişmiş, devlet kurumlarında kökleşmeye başlamış ve artık cumhuriyet kazanımlarını hedef almaya başlamıştır. Kendi kafa çemberi dışında düşünce ve görüş kabul etmeyen, fakat çok ustaca bir maskeleme yoluyla takiyye yapan kadrolar, rejimi hedef alan yapılanma içinde olmayı sürdürmektedirler.
Farklı düşünce ve inançta olmanın zenginliği esasına dayanan çağdaş toplum olmanın gerekleri belli noktalarda yoğunlaşmaktadır. Bunların başında da laiklik gelmektedir. Toplumsal değerlerin çatışmadan bir arada yaşamasını sağlayan değer yargısı olan lâikliğin önemi işte burada ortaya çıkmaktadır. Bugünü ve geçmişi kıyaslamak gerek… Hem lâik hem de Müslüman olunabileceğini Atatürk, Cumhuriyet rejimi ile göstermiştir. Ancak bunu hazmedemeyenler sürekli Atatürk düşmanlığını teşvik etmiş ve desteklemişlerdir.
 
Dini motifler her toplumun bireyleri arasında harç niteliğindedir ve bunu inkâr etmek yanlış olur. Ancak, dini motifleri kullanarak insanlar üzerinde, toplum üzerinde baskı unsuru kurmak isteyen siyasi iradeler birinci derecede demokrasi ve Atatürk düşüncesinin düşmanlarıdırlar. Hacı esansı kokulu yerel yönetimler tarafından uygulanmaya konulan ve yöresel olarak belli alanlarda oluşturulmaya başlanan yasaklar, aslında kişilerin yaşam biçimlerini gösteren yeme-içme alışkanlıklarını sınırlamak değil, kişilerin özgürlükler bütünlüğünün bozma, bozulma hedefinden başka bir şey değildir.
 
Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken söylediği su ifade son derece önemlidir; “Cumhuriyetin kuruluşu ne bir soy ne bir ideoloji ne de bir din üzerine kurulmuştur; cumhuriyeti kültür üzerine kurduk.”
Kemalist düşüncenin temeli de bu ifadelerde saklıdır. Bu nedenledir ki, bunlardan, cumhuriyetten asla ödün verilmemelidir. Atatürk’ü anlamak için cumhuriyet kazanımlarını, özgür yaşamanın derinliğini, ibadetini zevk ve huşu içinde yapmanın huzurunu anlamak gerek.
 
Atatürk’ün, cumhuriyetin temelini dayandırdığı kültür üzerindeki vurgusunu milletimiz, başta aydınlarımız anladı mı? Biraz şüpheli!... Çünkü Atatürk düşüncesini istismar edenler de O’na düşman olanlar da, O’nun ticaretini yapanlar da, O’nun ardına sığınıp takiyye yapanlar da, esans marka ideolojilerini gerçekleştirmek için cumhuriyet kazanımlarını araç olarak kullananlar da, aydın geçinen diplomalı aydıncıklardır ne yazık ki. Vatandaş Ahmet, Mehmet bundan zaten haberdar değil. 
Atatürk diyor ki; “Aydınlarımız içinde çok iyi düşünenler vardır. Fakat genel olarak şu hatamız vardır ki, inceleme ve araştırmalarımızı yaparken temel olarak çoğunlukla kendi ülkemizi, kendi tarihimizi kendi geleneklerimizi, kendi özelliklerimizi ve ihtiyaçlarımızı dikkate almayız. Aydınlarımız belki bütün dünyayı, diğer milletleri tanır, ama kendimiz kendimizi bilmeyiz.”
 
Kurtuluş Savaşı verilirken Atatürk’ün çevresindeki en yakın dostları O’na Amerikan mandası veya İngiliz mandası fikrini önerirken O, “Ya istiklâl ya ölüm” demiş ve uygulamıştır. Günümüzde de tıpkı Atatürk döneminde olduğu gibi, ABD ve AB mandacılığının ötesinde uşaklık yapmaya hazır, idealsiz, ruhsuz insanların öttürdüğü köşe başı isteriz çığlıklarına bakıldığında, o günün zor şartlarında mandacı olarak adlandırılanların, bugünkü uşak ruhlulardan çok daha vatansever oldukları açıktır.
Atatürk’ün Türk Milletine en büyük hediyesi cumhuriyettir. Etrafınıza bakınız; bugüne kadar Ortadoğu’nun sefalet çamurunda debelenmeyen bir Türkiye var olabildiyse bu, Atatürk ve Cumhuriyet rejimi sayesinde olmuştur. Bugün o bataklığın içerisinde olmamız ise Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşmanın bir sonucudur. 
Dikkatli olmak, sıkı durmak, yere sağlam basmak gerek. Ülkemin ve de ulusumun hem dışarıda hem de içeride düşmanı çoktur. Tarih boyunca kendine en fazla düşman yetiştiren bir ulus olduk.
 
Atatürk’ün ifade ettiği bu hedef anlamında bir tarih bilinci eksiğimiz var ne yazık ki. Toplumuzda eksik bazı değerler, anlamalar, algılamalar sorunu var. Geçmiş tarihe, toplumsal algılama ve değerlere sahip çıkma sorunu var…
 
Atatürk’e göre bir ulusu ulus yapan değerlerin başında tarih gelir. Uygulamalarında tarihin yerini ayrı olduğunu belirtir. Çünkü tarih, ulusların hayatını ve sürekliliğini göstermektir. Tarihi olmayan uluslar sürekli olamamışlardır. Medeniyetler kuran ulusların sürekliliğini sağlayan tarih ve dil birliğidir. Tarih ve dil yaratamamış olan ulusların hiçbir şekilde iz bırakamadıkları bilinen bir gerçektir. Günümüzde ise bizler tarihimizden uzaklaştırılıyoruz.
 
Atatürk’ü anlamak demek; ideallerini görmek, yaşama geçirdiği fikirleri görmek, fikirleri duygulara dönüştürmek demektir… Bunlar başarılmadıkça cumhuriyetin ve demokratik yaşamın kazanımları yaşanmadan silinir gider.
 
Hiçbir şeyi günümüzdekiler gibi kendisi için, kendi egosunu tatmin etmek için yapmamış, her şeyi ulusu için yapmıştır. Fani dünyadan çekip gittiğinde de milletinin kalbinde silinmeyen bir iz bırakmıştır. Bir insan için bundan daha büyük bir varlık, değer, miras olabilir mi? 
Fi tarihinde öğretmen sınıfta öğrencilerine bir kompozisyon yazdırmak ister; Atatürk ile ilgili olarak bir konu verir; kompozisyon konusu; “Atatürk Türk Ulusu için neler yaptı?” Verilen sayfalar dolusu cevapları inceleyen öğretmenin dikkatini tek cümle içeren bir sınav kâğıdı çeker; “Atatürk ne yapmadı ki?”
 
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet rejimini yıkmak isteyenler de demokrasi merkezli Cumhuriyet idaresinde varlıklarını sürdürmekteler. Bu yıkıcı ve yok ediciler de varlıklarını Atatürk’e borçlular… Ulusun manevi değerlerini işportacı malzemesi yapan, karanlık kafalar da varlıklarını Atatürk’e borçlu…
 
Atatürk ve arkadaşlarının önderliğinde, Türk Ulusu ile birlikte, kurdukları Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel kurumlarına kurşun sıkan zihniyetlerin oluşup gelişmesi de yine bu Cumhuriyet sayesinde olmuştur. Cumhuriyete düşman yetiştirilen karanlık kadrolar da Atatürk’ün kurduğu rejim sayesinde devlet idaresinde söz sahibi olmuşlardır…
Tüm bu yaşanılacakları önceden görebilmiş olan Atatürk, geleceği gençlere emanet etmiştir. Geleceği gençlere emanet etmenin temelinde, sürekli ilerleme ve gelişme ruhu ve azminin yaşamasını, yaşatılmasını sağlama amacı vardır… Neden yaşlılara, orta yaşlılara değil de gençlere emanet ediyor Cumhuriyeti? Çünkü onlar gelecek demektir.
 Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi” bir şiir değildir… Geleceğe yönelik mesajdır, yol göstericidir. Gelecekte, nasıl özgür kalabileceğimizi anlatan bir söylemdir. Kullandığımız tüm özgürlükler bu söylemde saklıdır... Geleceğimize yönelik tehlike ve düşmanlara işaret ediyor, tehlikelere karşı korumaya çağırıyor...
 
Birlikte bir şeyleri yükseltebilmek, yurt sevgisine sahip olmak, değerler bütünü kültüre sahip olmak demektir Atatürk’ü anlamak…
Bir coğrafyaya, vatan toprağına, bir dile âşık olmanın sorumluluğu ile hep birlikte güzel bir şeyler yapabilme özlemidir Atatürk’ü anlamak… 
Kırmadan, dökmeden, çatışmadan birlikte yapabilmek; varlığı da yokluğu da paylaşabilmektir Atatürk’ü anlamak…
 
Atatürk bizleri tek bir kişinin, padişahın kulu olmaktan değil aynı zamanda emperyalizmin esaretinden kurtarmış, esaret çemberini kırmış, vatandaşlığa gelmemizi sağlamıştır.  Birey olmamızı sağlamıştır. Kutsal kabul edilen tüm değerlerin yok olmasına, aşınmasına karşı durmuş; istiklâl demiş, vatan demiş, ulus demiş, bayrak demiş…
Bugün yine tek kişinin ve dolayısıyla emperyalizmin esaretine özlem duyup o yönde çalışanlar var… Bizler bu kazanımları korumalı ve Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma çabası göstermeliyiz. 
 
Atatürk’ü doğru anlamalı ve özellikle gençlerimize anlatmalıyız. Kemalizm’i, Kemalist düşünceyi şekilcilikte değil, dimağda, kafada özümlemeli ve aktarmalıyız gelecek kuşaklara.
 
Bilgide, bilimde, çağdaşlıkta Atatürk’ü anlamak gerekmektedir. En büyük görev de bu bilince sahip aydınlarımızdadır.
 
Varlık sebebimiz, Milli Mücadele Ruhu ve kazanılmış istiklâldir. Bundan vazgeçtiğimiz an sonumuz gelmiş demektir. Yazıktır ki haini bol bir toplumun parçasıyız. Bu anlamda aydınlarımız bir kat değil, yüz kat daha çok çalışmalıdır…
 

 

Ekleyen:  Arzu KÖK
Tarih:  9.11.2020
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Arzu KÖK Yazıları
Gençler!...Arzu KÖK [ 26.5.2022 Devamı
MAYISArzu KÖK [ 11.5.2022 Devamı
BayramArzu KÖK [ 7.5.2022 Devamı
Ölmez Ağacı”mıza Dokunmayın…Arzu KÖK [ 11.3.2022 Devamı
2022’nin Yıldız FalıArzu KÖK [ 1.1.2022 Devamı
Kökleri Unutmak…Arzu KÖK [ 29.11.2021 Devamı
Geleceğini Vuran Ülke Arzu KÖKArzu KÖK [ 27.7.2021 Devamı
Batan GemiArzu KÖK [ 12.7.2021 Devamı
Çocuk İstismarına Susma!...Arzu KÖK [ 30.6.2021 Devamı
Gençlerden Mesaj!...Arzu KÖK [ 16.5.2021 Devamı
Şaşırmak...Arzu KÖK [ 10.5.2021 Devamı
23 Nisan ve ÇocuklarArzu KÖK [ 24.4.2021 Devamı
Laiklik Vazgeçilir DeğildirArzu KÖK [ 3.3.2021 Devamı
Bu Vatan BizimArzu KÖK [ 15.2.2021 Devamı
Ne Olacak?Arzu KÖK [ 9.2.2021 Devamı
Üniversiteye KelepçeArzu KÖK [ 8.1.2021 Devamı
Bitmeyen YılArzu KÖK [ 27.12.2020 Devamı
The Truman ShowArzu KÖK [ 15.12.2020 Devamı
Akılla İnananlara... Arzu KÖK [ 4.12.2020 Devamı
MuhalefetArzu KÖK [ 14.10.2020 Devamı
Mahşere Çok Yok…Arzu KÖK [ 26.9.2020 Devamı
Neler Oluyor?Arzu KÖK [ 21.9.2020 Devamı
Alkış!...Arzu KÖK [ 14.9.2020 Devamı
Öğretmen Yük mü?Arzu KÖK [ 2.9.2020 Devamı
Çocuktan Gelin Olmaz!Arzu KÖK [ 9.8.2020 Devamı
Kadın ve TeknolojiArzu KÖK [ 4.8.2020 Devamı
Fatih Sultan Mehmet'in Bedduası...Arzu KÖK [ 17.7.2020 Devamı
Cehaletin Sesi Aklı SusturuyorArzu KÖK [ 7.7.2020 Devamı
Savunma YürüyorArzu KÖK [ 23.6.2020 Devamı
Kültür – Miras ve YassıadaArzu KÖK [ 2.6.2020 Devamı
Bitmeyen SenfoniArzu KÖK [ 30.5.2020 Devamı
Gençlerimiz!...Arzu KÖK [ 20.5.2020 Devamı
Kızılay Meydanı ve GüvenparkArzu KÖK [ 12.5.2020 Devamı
Evdeyiz!...Arzu KÖK [ 3.5.2020 Devamı
Ders Alacak mıyız?Arzu KÖK [ 25.4.2020 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam