Kilis Yardımlaşma derneği  

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

 Orhan SELEN

Devamı

       “GÖNÜL VERDİM BİR CİVANE

         DERDİNDEN OLDUM DİVANE

         GEL EFENDİM GİRME KANE

         BEN SENİ VERMEM CİHANE.”

                           Güfte: 3.ncü Sultan Selim

                           Beste: 3.ncü Sultan Selim

       Osmanlı sultanlarının sosyal ve kültürel yaşamlarına bir göz artığımız zaman, şiir, resim, edebiyat ve musiki ile ilgilendiklerini görürüz. Özellikle müzik alanında hayli ilerleme yapan ve kıymetli eserler ortaya koyanlardan biri Osmanlı Sultanı 3.ncü Selim’dir. Bundan sonraki dönemler ise Sultan 2.nci Mahmud, Sultan 2.nci Bayezid ve Sultan Abdülmecid, Türk Musikisi’ne gönül vermişlerdir.

      Türk Musikisi’ne gerçek anlamda hizmet eden Sultan 3.ncü Selim, 24 Aralık 1761 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelir.  Babası Sultan 3.ncü Mustafa, annesi Mihr-i Şah Valide Sultan’dır. Babası Sultan  3.ncü Mustafa, oğlu Selim’in yetişmesine büyük özen göstermiş ve onun eğitim ve öğretimi için seçkin ilim adamlarından oluşan bir kurul oluşturur. Şehzade Selim 5 yaşından itibaren bu kurul vasıtası ile özel bir eğitimden geçer.  Daha sonraları, sarayın katı kuralları içinde yaşayan Şehzade Selim, tahta çıkacağı 1789 yılına kadar kendisini tamamen musiki ve edebiyata verir.

        1789 yılında 28 yaşında tahta geçen Sultan 3.ncü Selim, 1807 yılana kadar padişahlığını devam ettirmiş. En ilgi çeken tarafı ise, tahtta kaldığı süre içinde Batı’daki her türlü gelişmeleri takip eden yenilikçi bir padişah olmuştur. O nedenle Sultan 3.ncü Selim, tarih sayfalarında ilerici ve yenilikçi padişah olarak bilinir.

       Sarayın katı kurallarını içine alan ve kafes arkasında geçen yılları, Sultan 3.ncü Selim’i zarif, ince ruhlu, şiir, edebiyat ve musikiye düşkün bir hale getirir. Bu arada çok anlamlı şiirler yazar ve bir çok beste yapar. Sevilerek dinlenen bir çok bestesi günümüze kadar gelmiştir. Onun günümüze ulaşan 104 bestesi, 1 Ayin, 1 Durak, 1 Tevşih, 2 İlahi, 29 Peşrev, 29 Saz Semaisi, 1 Kar, 10 beste, 10 Semai ve 20 Şarkıyı, Türk Musikisi’ne kazandırmıştır.

        Sultan 3.ncü Selim dönemi, Türk Müziğinde unutulan makamları canlandırmış ve böylece geleneksel Türk Müziğinin altın çağını yaşamasını sağlamıştır. Onun tahtta kaldığı bu dönemde Osmanlı Sarayı, İstanbul’un musiki etkinliklerini, başarılı müzisyenlerini ve sanatçılarını destekleyen bir kurum haline gelmiştir. Saray müziği, yaşadığı bu altın çağını sadece bir eğlence aracı olarak değil, sanatsal anlamda da en yüksek noktasına ulaşmayı başarmıştır.

       Bilindiği üzere O, Osmanlı tarihi içerisinde hem yenilikçi hem de reformcu olan bir padişahtır. Özellikle askeri ve siyasi alanda giriştiği reformlar nedeniyle, tutucu çevreler ve yeniçeri ocağı tarafından karşı çıkılır. Bu sebeple Sultan 3.ncü Selim’i devirmek için, “Kabakçı İsyanı” olarak bilinen isyan düzenlenmiştir. İsyan sırasında yeni padişah olarak seçilen 4.ncü Mustafa, padişahlığını korumak adına Sultan 3.ncü Selim’in üzerine 20 kadar cellat gönderir. Sultan 3. ncü Selim, odasına giren cellatlara direnirken, şakağından aldığı iki kılıç darbesi ile vefat eder.

      Her türlü yeniliklere kucak açan ve bunların uygulamasını yerine getiren Sultan 3.ncü Selim, bu reformlarının yanı sıra, Türk Musikisi’ne 15 yeni makam terkip etmiş ve musikimizi  ileri düzeye ulaştırmıştır. İşte bu yenilikçi Sultan 3.ncü Selim’i rahmetle anıyor ve “İz Bırakan Padişahlar”ın bir başka güzelliğinde yeniden buluşalım diyorum.