Sevgili Efece Haber Okuyucularım!
Uzun bir süre sizlerle buluşamadım. Şarkı hikâyelerine ara verip sizlere Amerika anılarımı aktarmak istiyorum.
O8 Şubat 20l0 Pazartesi sabahı 07.15 de Delta Uçağı ile Yeni Dünya dedikleri, 10 saat süren uçak yolculuğu ile Newyork havaalanına ayak bastık. Uçaktan görünen manzara muhteşemdi her yer bembeyaz kar altında idi. Amerika’ya gideceğimizi duyan yakınlarımız, “şaşırdınız galiba Newyork ve civarı soğuk kış yaşıyor ne işiniz var ?” diyerek bizi engellemek istediler oysa biz Newyork havaalanından aktarma ile Miami ‘ye uçtuk. Bizi havaalanında yıllardır görüşmediğimiz Yavaşca’nın tıp fakültesinden arkadaşı Dr.Suat ve eşi Nancy bekliyordu. Onların daveti üzerine buraya gelmiştik.
Samimi ve özlemle sarılma öpüşme hoş geldiniz faslından sonra 45 dakika süren araba mesafesini sohbetle yolun nasıl geçtiğini anlamadık.
Newyork’ta yaşayan Türkler emekli olduktan sonra birçoğu Miami’ye Aralık Ocak Şubat ve Mart aylarını geçirmek üzere buralardan ev almışlar, işte Suat Akgün ailesi de buradaki çeşitli devre mülklerden çeşitli zamanlarda birkaç devre satın almış bizi bu güzel devre mülklerinde ağırladılar.
Kalacağımız Pompana Beach deki Canada Beach house’a vardığımızda gece bir hayli ilerlemiş olmasına rağmen saat farkına adapte olamadığımızdan sabahın ilk ışımasını yatak odamızın önündeki balkondan jezlonglara uzanarak güneşin doğuşunu ve azgın Okyanus dalgalarının sesini dinleyerek yeni günü karşıladık.
Canada Baech house daki odaların önünde uzanan büyük havuz merkezi sistemle ısıtıldığı için su ısısı ılıktı güne havuz keyfi yaparak başladık. Daha sonra denize varmak için kanal üzerindeki şirin köprüden geçerek okyanusun bembeyaz köpüklerinin kumlar üzerinde gel git’lerinin meydana getirdiği ıslak şekillerinde ayak izlerimizi bırakarak ucu bucağı görünmeyen kumlar üzerinde yürüyüşler yaptık. Buralara yakın yerlerde oturan sabahın erken saatlerinde üstlerinde eşofman bacaklar ve ayaklar çıplak olarak yürüyüş yapan genç yaşlı bayan ve baylara özendik.
1950-1951 yılı İstanbul Üniversitesinin Tıp Fakültesinden mezun olan genç doktor namzetlerinin bir çoğu ihtisas için Amerika’nın çeşitli eyaletlerinde bulunan hastanelerinde seçtikleri ihtisaslarını yaparken çalıştıkları servislerdeki hemşirelerle de ilgilenmişler anlaşılan, işte bu iki genç Dr.Suat ve hemşire Nancy evlenmişler evlat sahibi olmuşlar. Newyork’a yakın Newjorsey’de ev almışlar. Dr.Suat Türkiye’deki arkadaşlarını hiç unutmamış yapılan toplantılara zaman zaman katılmış buradaki arkadaşları ile irtibatını kesmemiş. Bize her yılbaşı her bayram kart atar ve bizi daima davet ederdi. Bunca yıl içinde ancak biz karar verip bu sömestr tatilinden istifade Dr.Suat Akgün ailesiyle bir araya gelebildik. Bu gelişimizde yıllarca görmediği arkadaşları ile buluşma fırsatını yakalayan Yavaşca’nın keyfine diyecek yoktu. Geçirdiğimiz sıkıntılı günlerimizi unuttuk. Bu seyahatte yeniden sağlığımızı kazandık.
Yavaşca’nın doktor arkadaşları birleşerek burada bir Türk evi kurma fikrini benimsemişler ve Türk Doktorları aralarında para toplayarak, Fort Landerdale de iki ana caddeye cephesi olan bir binanın giriş katını daha sıva aşamasındayken satın almışlar aralarında mimar olanlar yeni plan çizerek o zemini kullanışlı hale getirmişler. Ancak Amerika’lı yetkililerin işi zora koşarak epey bir zaman kaybına uğratmalarına rağmen bu Türk evinin içini dekore ederek bir bölümünü Atatürk köşesi yapmışlar Atatürk’ün bir resmi ve Gençliğe hitabesi ile İstiklâl marşı yazılarak Türk Bayrağı altında dekore edilmiş.
Buraya üye olanlar her hafta Cumartesi günü bir müzik hocası eşliğinde Türk San’at müziği çalışmaları yapıyorlar. Bu çalışmaların birinde bizde bulunduk Yavaşca aralarına oturup sesiyle eşlik ederek hepsine güç verdi. Haftanın muayyen akşamlarında ise üye hanımlar sırayla Türk yemekleri yapıyorlar hep birlikte yiyorlar ve ortaya konan bir kutuya içlerinden geldiği miktarda para atıyorlar. Bizim orada bulunduğumuz gecelerin birinde Peyker hanım nohut pilav ve turşudan oluşan menüyü sundu. Ertesi akşamda, bizi, bir ucu Newyork’a kadar uzanan kanalın manzarasını gören muhteşem güzellikteki evine akşam yemeğine davet etti. Orada bulunan bir başka doktor arkadaşı ertesi günü öğle yemeği için Boca Raton daki evine davet etti. Dr. Yılmaz Durudoğan ve zarif eşi Nüket hanım bize menüde Türk mutfağından Talaş böreği ve çeşitli zeytinyağlı yemek çeşidi yapan ev sahibesi aslen Amerika’lı ama adını Nüket olarak değiştiren bu hanımefendi yapmış olduğu tablolarının resimlerinden hazırlattığı kart ve zarflarının satışından elde edilecek geliri Türk Evine bağışlamış bu zarf ve kartlardan bir bukette bana hediye etti.
Bir başka doktor arkadaşı çok ünlü bir balık restaurantına davet etti. Bir başkası bir başka yere yani hemen hemen her gecemiz eski arkadaşlarıyla birlikte geçti. Bu doktorlar bir araya gelince hemen 1950- 1951 sınıf yıllıklarını açarak eski resimlerine bakıp o günlerini andılar.
14 Şubat 2010 Sevgililer günü ise Türk Evinin resmi açılışı oldu. Hazırlanan koro hocaları eşliğinde Türk Müziğinden örnekler sundu. Daha sonra Yavaşca mikrofona geçti sazsız olarak üç eser okudu.
Yavaşca’ya ait kitap CD lerden oluşan dolu sepeti koluma takıp hepsini açık arttırma ile satarak Türk Evine maddi olarak katkıda bulunduğumu zannediyorum. Çünkü bu güzel evin devam edebilmesi için her ay 4000 dolara ihtiyaçları varmış.
Bu geceye katılan Kilis’li bir doktor arkadaşımız üç hafta burada üç hafta Newyork’ta oturan Dr.Nafi Kiremitçi ve eşi Leyla hanım özenerek yaptırdıkları çiftliklerine davet ettiler. Bu arkadaşlarımızın Newyork Newjersey’deki evlerinde 1984 yılında gittiğimiz Amerika gezisinde de kalmıştık. Bu sefer ki davetlerini de geri çevirmedik. Bizim gideceğimiz gece başka dostlarda çağrılmış ki bunların arasında daha önce birlikte olduğumuz Aynur Vildan Güleryüz çiftinin Istanbul’daki güzel evlerinde de bir araya gelip müzikli bir gece geçirmiştik. Amerika’da tekrar bir araya gelmek çok güzeldi.
Daha sonra Dr.Suat ve Nancy çiftlerinin başka bir devre mülklerinde yine buluştuğumuz gece iki dr. arkadaşları geldi. Birinin adı Dr.Oğuz diğerinin adı ise Dr.Ali ve eşi çıktıkları Florida Turkısh Center Curıse gezinden dönüşte gemiden iner inmez bizleri görmeğe gelmişler. Dr.Ali üniversitede iken futbol oynarmış Yavaşca da Istanbul Spor klübünün yönetiminde bulunurken ilgililere Dr.Ali’nin klübe alınmasını sağlamış işte bu anıları yeniden konuşup o güzel günleri tazelediler gecenin geç saatlerine kadar.
Bu ikinci kaldığımız devre mülk ise City of Deerfild Beach 210 nolu daire Okyanusun beyaz köpüklerinin çıkardığı sesleri dinleyerek oturduğumuz geniş balkondaki şezlonglarda uzanıp havuz ve deniz görüntülerini seyrederken İstanbul’un güzelliklerini hayal ederek günler geçirdik.
Civar gezilerimizin birinde sahil boyunca uzanan açık pazardaki satılan hediyelik eşyalar arasında Bodrum işi elbiseler dikkatimi çekti. Yani Türkiye’miz her bakımdan ilerlemiş dışarıya hiç ihtiyacı olmadan kendine yeten güzellikleri ve butiklere sahip olduğunu bir kere daha görmek bizi çok sevindirdi.
Her güzel şeyin sonu olduğu gibi burada geçen günlerden sonra dönüş tarihimiz geldi.Yine Delta uçağın Miami ve Newyork aktarmalı seferi ile Yeşilköy Havaalanına indiğimizde bizi VIP den karşılayan görevli , pasaport ve bagaj işlerimizi, biz VIP salonunda dinlenirken halletti ve özlediklerimize kavuştuk.
|