İğneada, ülkemizin Marmara Bölgesinin Trakya bölümünde yer alan Kırklareli ilinin Demirköy ilçesine bağlı bir beldedir.
Bu güzel tatil beldesi henüz İstanbul’lular tarafından keşfedilmemiştir. İğneada’ya otobandan 200 km.dir. Lüleburgaz’a girmeden Pınarhisar üzerinden yeşilin her tonunu görebileceğiz sık gür orman ağaçlarının arasından keskin virajlarla önce Demirköy’e varırsınız. Burası ormanlara yakınlığı sebebiyle tomruk cennetidir. Buradan, kocaman kamyonlar tepeleme tomruk yüklenmiş olarak büyük şehirlere doğru yol alırlar.
Şayet bu kamyonların arkasında kalırsanız hız yapıp bunları geçmeye hiç çalışmayın. Çünkü virajlar sizi engelleyecektir. Demirköy’de mola verip kır kahvesinde bir şeyler içerek yerli halkı ile sohbet edebilir ve yolunuza devam ederek 25 km sonra İğne adanın uzun sahilini görebilirsiniz.
Sahilde, tertemiz ince kum ile masvami denizin, birbirlerine hasret iki sevgili gibi kucaklaşmalarına şahit olabilirsiniz. Halka açık sahilde, kendi imkânlarıyla ufak bir şemsiye altında kumlara uzanarak güneşlenenlerle açık mavi renkte tertemiz, binde 9 tuz oranı ile tuzsuz içilebilecek kadar lezzetli denizin keyfini çıkarmakta olan çocuklarla erkek ve kadınların şen kahkahalarını duyarsınız.
Ne yazık ki bu güzelim belde de yaz çok kısa sürdüğünden, yakın tarihe kadar güzel bir otel bulmak imkânsızdı. Ancak yerli halk evlerinin odalarını, gelen misafirlerini geri çevirmeden cüzi fiyatlarla veriyorlardı.
Şu anda İğneada Resort Spa adıyla konforlu bir otel açılmış. Otel’e vardığınızda kapıda iki adet payton size Büyükada, Heybeli veya Burgaz adasını hatırlatıyor. Bu paytonlarla adanın ormanlık bölgesine günlük turlar yapılıyor.
Kapıda sizi güler yüzle karşılayan otelin halkla ilişkiler müdiresi Tezcan Hanım gelen misafirleri sempatik yaklaşımı ile her konuda rahatlatıyor. Geniş serin lobide işlemleriniz yapılırken kahveleriniz ikram ediliyor.
Lobinin uzantısı olan kafe de oturduğunuzda manzara bir harika uzun sahilin ince kumları üzerine yerleştirilen şezlonglar ve mavi beyaz şemsiyeler altında yatanları seyrederken, açık mavi berrak denizin dibindeki kumları sanki sayabileceğiniz kadar yakınınızda hissediyorsunuz.
Temiz konforlu suit odaların yatak odasında jakuzi ve ufak bir balkon bu odaların fiyatları da diğer oteller gibi fahiş değil hepsinin fiyatları keseye oldukça uygun.
Denize girmek istemeyen olursa onları da düşünmüşler kapalı yüzme havuzu, sauna buhar odası ve de Türk hamamı. İşte henüz keşfedilmemiş bir güzellik içinde konfor arayanlarla paylaşmak istedim.
Hemen hemen her saat başı ayrı bir animasyon faaliyeti ile misafirlerin sıkılmalarına fırsat vermiyorlar.
Akşam üzeri güneşin batışı da buralarda bir başka oluyor. İster sahil boyunca yürüyüş yapın. Veya İğneada’nın Limanına gidip Balıktan dönen balıkçıların teknelerindeki taze balıkların bereketini sevinçli yüzlerinde seyredin.
İğneada’nın yedi tane gölü vardır.Bunlar; Erikli göl, (İğneada’nın kuzeyinde) Mert Gölü,(İğneada’nın Güneyinde) Hamam Gölü, (İğneada-Sivriler yolu üzerinde) Pedina Gölü (İğneada-Sivriler yolunun sağ tarafında), Sülüklü Göl, (İğneada’nın kuzeyinde) (Orhan Uyanık Benim Cennetim
|