Sevgili okurlarım bundan böyle, sizlere bestelenen güftelerin hikâyelerini yazacağım, beğeneceğinizi umarım;
Şarkı sözü yani güfte yazmak oldukça güçtür. Çünkü hissettiğiniz duyguları besteciye yansıtmanız gerekir.
Besteci okuduğu mısralarda, sizin hissiyatınızı, benimsemelidir. Güfteye can verecek melodilerle dokuyacağı, ünlü bir modacı gibi güfteye göre biçip dikecek ve giydirecek.
Hayatımda hiç şiir yazmamış biri olarak, bir gün, günlük yaşadığım ruhi bunalım sonucu, hiç kimsenin olmadığı bir sahilde, oturmuş elimde kalem gazetelerin verdiği bilmece sayfasını harflerle karalarken, içimden gelen bir dürtü ile gazete sayfasının bir kenarına o anda hissettiğim yalnızlığımı dile getiren bir mısra döküldü,
“Yalnızlığın girdabında seni arıyorum”
Bu mısra o andaki yalnızlığımı dile getirmişti. Bunun arkası gelmeliydi. Kendimi yanız hissetmenin yanında isyankâr ruhum
“Yanımda olsan da yalnızlığı arıyorum” dedi.
Birden fikrim zikrim birbirine karışarak
“Bu gönül’e bir başka liman mı arıyorum
Yanımda olsan da sensizliği arıyorum” a dönüştü.
Elimdeki gazetenin kenarına yazdığım bu üç dörtlük pek hoşuma gitti.
Çünkü ilk defa böyle duygularımı dile getiren bir şey yazmıştım. İçim içime sığmıyor, heyecanla eve döndüm.
Bu dörtlüğü Yavaşca’ ya okudum beğenmesini beklerken yüzü asıldı, kaşları çatıldı,
“Bu gönül’e bir başka liman mı arıyorum, bunu yırt at bir daha böyle şey duymayayım” dedi.
Çok bozuldum. Bütün heyecanım söndü, utandım. Ama yılmadım, kafamın içinde kelimeler, cümleler, uçuşuyor, nasıl yapsam da Yavaşca’nın gönlünü alsam, geceyi düşünerek uykusuz geçirdim…
Ertesi günü yeni heyecanla
“Neden bu çelişkiler içinde yaşıyorum
Bu gönül bir başka liman istemez biliyorum
Daima nefesini duymak istiyorum
Sonsuza dek seninle yaşamak istiyorum
İnan ki sevdiğim seni pek çok çok seviyorum”
Samimi duygularımla yazdığım bu dört mısrayı Yavaşca’ya okuduğum da “yazdığın bu sayfayı masamın üzerine bırak” dedi.
Ben artık rahatlamış olarak deniz kenarına indim. Eve döndüğümde Bana sürpriz olarak bu güfteyi, Şehnaz makamında bestelemiş ve adını da “Çelişkili ruh” koymuş olduğunu görünce çok onur duydum.
Yeniden heveslendim arka arkaya güfte yazmaya devam ediyorum…
Bugünlük bu kadar…
Daha sonra bestelenen şarkıların hikâyelerini de sizlerle bir başka yazımda paylaşacağım.
|