Sizlerle eşim Dr. Alâeddin Yavaşca’nın gönüllerden silinmeyen bazı eserlerinin hikâyelerini paylaşacağım.
Öncelikle Yavaşca için yazılan “Gönlümdeki Yavaşca” isimli kitabın yazarı Taner Çağlayan’ın kitabından alıntı yaptım. Bakın Taner Çağlayan neler yazmış:
Kapıldım o adama ki, o adam ki bir daha yetişmeyecek eşi, o adam ki bu âlemin batmayan güneşi. Her hali ile kusursuz. “İstanbul beyefendisi” ve müzik dünyasının son dehâsı, saçının teli kadar âşıkları vardı. Diz çöktü dergâhlarda sıcak soğuk demeden yavaş yavaş besteyle uğraşmaya başladı.
Bestelediği bütün eserlerde unutulmayacak anı var. İşte onlardan bir tanesi:
Güfte ve Beste Prof. Dr .Âlaêddin Yavaşca’ya ait olan bu eser 1953 yılının son günlerine rastladığını umuyorum
Yavaşca bu eserinde sevgilisiyle adeta sohbet ediyor ama sohbet esnasında “yalan söylesem de sakın yüzüme vurma diyor.
“Gönlümün bülbülüsün, aşk bahçemin gülüsün
Sevdâ ufuklarında, gül endâmın yürüsün
Aşkına yandı gönül, sözüne kandı gönül
Belki beni ararsın, diye aldandı gönül
Sevgili aşka inan, onun ateşine yan
Âşık gönüllerdeki, sevgiye aşka inan
Sevgilim gül yüzüme, inan benim sözüme
Yalan söylesem bile sakın vurma yüzüme
Âşka düştüm yeniden, sensin beni kül eden
Gönlümdeki bu aşka, inanmıyorsun neden
Sevgili âşka inan, onun ateşine yan
Âşık gönüllerdeki, sevgiye aşka inan
Nihavend Makamında Semai Usulündeki bu eseri Haseki Hastanesinde bir nöbet esnasında 1953 yılında bestelemiş.
|