Münir Nurettin Selçuk sağlıklı günlerinde, Kalamış’ta yalnız kendisinin şarkı söylediği bir kulüp açmış, içeri girmek için önce kulüp’e üye olunuyormuş; Yemek servisi, meze yokmuş, yalnız viski servis ediliyormuş, müşteriler, önce kartlarını gösteriyorlar, sonra içerde içtiklerinin hesabını ödüyorlarmış.
Münir Nurettin Selçuk, dostu Behçet Kemal Çağlar’dan içinde Kalamış ismi geçen bir şiir yazmasını ister. Bir türlü şiire başlayamayan şairi heyecanlandırmak için “bir akşam üstü gel de seni sandalla Kalamış’ta gezdireyim” der.
Ilık bir yaz akşamı, Münir Nurettin Selçuk’un daveti üzerine Kalamış’taki kulüb’e giden Behçet Kemal Çağlar kulüb’ün kapalı olduğunu görür ama ısrarla kapıyı çalınca kapı açılır Behçet Kemal Çağlar’ın anlatımıyla, Münir Bey’in yanında bir afet varki, kadın karada, denizi gözlerinde gezdiriyor. Üçü sandalla denize açılırlar Münir bey kürek çekiyor, ben şiir yazıyorum, kadın geriniyor, sularla oynuyor. çıldırtıyordu beni velhasıl… derken Kadın “Behçet bey, şiir ilerliyor mu? demez mi, fırsatı hemen kullandım “ilerliyor hanımefendi; son yazdığım satırları size okuyayım:
“Gündüz koya sen gel, gece gelsin aya növbet, Emret güzelim istediğin şarkıyı emret” Kadın ne dediğini anladım” der gibi yüzüme bakarken kahkahalar atıyordu. Münir bey şiiri çok beğenmişti. “Çok güzel madem iki satırını okudun, öteki satırları da dinleyemez miyiz? Tamamlanmamış şiir okunmaz, ama madem şiiri sizin için yazıyorum (Sizin için), derken kadına erkekçe bakıyordum, o da bana denizleşen gözleri ile bir şeyler mırıldanıyordu. Şiiri baştan sona okudum.
“Yok başka yerin lutfu ne yazdan ne kıştan
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan
Yok zerre teselli ne gülüşten, ne bakıştan
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan
Gündüz koya sen gel, gece gelsin aya növbet
Emret güzelim istediğin şarkıyı emret
İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar
Düşsün suya yer yer erisin eski zamanlar
Sarsın bizi akşam rengi dumanlar
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan
Sandal sefası yaptığımız gecenin anısını hatırlatan bu güfteyi Münir Nurettin Selçuk Nihavend makamında besteledi. Bu hatırayı Sayın İsmet Bozdağ’dan dinlemiştim sizlerle paylaşmak istedim.
|