Kilis Yardımlaşma derneği  

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

 Orhan SELEN

Devamı

           "DÜNYAYA SON KERE BAKACAKSIN DESELER, BU BAKIŞI İATANBUL'UN ÇAMLICA'SINDAN İSTERDİM."
                                                                                             Lamartin


           İstanbul'un incisi diye yorumlanan Boğaziçi, doyulmaz güzellği ile hem yerli hem de yabancı yazar ve şairlerin hayli ilgisini çekmiş ve burası ilham merkezi olmuştur.

           Boğaziçi denince  hemen akla iki şey gelir. Birincisi İstanbul'u iki yakadan bir gerdanlık gibi süsleyen Boğaziçi, ikincisi ise Hocamız Prof. Dr. Alaeddn Yavaşca'nın dillerden düşmeyen "Boğaziçi" Hicaz şarkısı akla gelir.

           Bu güne kadar Boğaziçi'nin ihtişamını, hem şiirle hem de besteyle birlikte yorumlayan ve besteleyen şair- bestekar olmamıştır. Böylesine bu doğa güzelliğini kaleme alan ve de onu nağmelere döken kişi sadece Hocamız Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca olmuştur.

           Boğaziçi'nin bu doyulmaz güzelliği, tarih boyunca tüm sanatseverlerin ilgisini çekmiş ve onların ilham kaynağı olmuştur. Hatta İstanbul'a gelen yabancı seyyahlar bile Boğazın büyüsüne kapılarak onun güzelliği yanında kendilerini alıkoyamamışlardır.

           19.ncu yüzyılda Doğu'nun kapısı olarak kabul edilen ve İstanbul'a gelmeye başlayan Avrupalı yazar, gezgin sanatçı ve tarihçiler, hem gizemli Doğu'yu keşfetmek, hem resmini çekmek hem de düşüncelerini dile getirmek istemişlerdir.

            Ünlü Fransız yazar, şair ve devlet adamı Alfonse de Lamartine, 1833 yılında deniz yolu ile İstanbul'a geldiğinde, şehrin görüntüsü karşısında donakalmış ve hislerini ise şöyle ifade etmiştir: "Dudaklarımdan, elimde olmayan bir ses yükseldi. Napoli Körfezi ile onun bütün güzelliklerini sanki bir daha hatırlamamacasına unuttum. Bu ihtişamlı ve zarif görüntüyü yeryüzünde başka bir şeyle kıyaslama, doğrudan doğruya yaradılışa hakaret sayılır." demiştir.

            Diğer taraftan 1850 yılında İstanbul'a gelen ünlü tarihçi Bostistin Poujoulat, Boğaziçi ile ilgili bakınız ne güzel söylemiş: "Burada tabiat eşsiz büyüklükler sergiliyor. Buradaki yaradılış sürekli bir şölen. Yalnızca bir kanal genişliğiyle ayrılan Avrupa ve Asya, birbirini özlemek üzere en muhteşem görüntülerine bürünmüşler. Her köşe, her mekan ayrı bir tablo oluşturuyor ve kendine has özelliği ile öne çıkıyor. Birbirinden ayrılan ve değişik çerçevelerde görünen bu manzaralar, her iki yakayı sevimli tablolardan oluşturan devasa bir resim galerisine dönüştürüyor" diyerek sanatın çekim merkezi olduğunu dile getirmiştir.

            Şimdi sözleri ve bestesi Hocamız Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca ait olan "Boğaziçi" eserinin sözlerini hep birlikte görelim.

            BOĞAZİÇİ ŞEN GÖNÜLLER YATAĞI
            HER BUCAĞI AŞIKLARIN OTAĞI
            YAMAÇLARI SANKİ CENNETİN BAĞI. 
                                               MEHTABI HOŞ, GÜNEŞİ HOŞ, GÜNÜ HOŞ
                                               BOĞAZİÇİ HERKESİ EDER SARHOŞ.

            Hocamız, herkeste olduğu gibi Boğaziçi'nin muhteşem güzelliğine kapılmış ve ilham üzerine ilham almıştır. Önce Boğaziçi şiirini kaleme almış, daha sonra içinde coşan nağmeleri bu şiirle bütünleştirmek suretiyle beste yapımına geçmiştir. Özellikle Hicaz Zavil makamının o eşsiz vurgularıyla esere ayrı bir güzellik katmıştır.

           Gerek geçmiş yıllarda, gerek günümüzde çok sevilen ve çok tutulan Boğaziçi şarkısını bizlere kazandıran sevgili Hocamız Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca'yı candan kutluyor ve onun 900'ün üzerinde yer alan birbirinden güzel eserlerinin bir başka güzelliğinde yeniden buluşmak dileğiyle..

           Hoşca kalın..