Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29910866
Bugün Ziyaretçi :  1816
Aktif Ziyaretçiler :  1815

Müzik!...
 
İTÜ’de bir grup öğrenci “Müzik haramdır” başlıklı bir bildiri dağıtmış. Hani bunları dağıtana mı kızmalı dağıttıranlara mı bilemedim pek. Ülkemizde her geçen gün dinin yanlış yorumlanması ve bunun sonuçlarıyla karşı karşıyayız ne yazık ki. Daha bu bildirilerin yankıları devam ederken bir de Diyanet, "Ahlaksızlığa ve harama sevk eden müziği dinlemenin günah olduğu" yönünde bir fetva verdi. 
 
Diyanet’in bu bildiri ardından verdiği bu fetva, ortamı daha da germekten başka ne işe yaradı bilmiyorum. Hele bir de bir konuyu en ince detayına kadar araştırıp doğrusunu iletmesi, yazması beklenen Prof. ünvanlı insanlar da bunu yapıyor ya ne demeli bilmiyorum. Ne demiyorlar ki, işte birkaçı: 
 
- Necmettin Erbakan İlahiyat Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Orhan Çeker: “Müzik için haram diyemeyiz ama helal de diyemeyiz. İçeriği  uygun olmalıdır. Ama kadın sesi içeren müzik kesinlikle caiz değildir.”
 
- Karatay Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finans Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren: “Çalgı aletleri, bunları çalmak, satmak ya da şarkı söylemekten para kazanmak, nefsi azdıran, örneğin diri bir kadının ya da şarabın heyecan verici niteliklerini anlatan şarkılar, çalgısız dahi olsa caiz değildir.”
 
- Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ekrem Buğra Ekinci: “Şarkı, ancak çalgı ve kadın sesi içermiyor, sözleri de dinen sakıncalı değilse dinlenebilir.”
 
- İslam  Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman: “Müziğin icrası da, dinlenmesi de haramdır. Bir değneğin, bir çubuğun bir yere ahenkli bir şekilde vurulması bile bu hükme dahildir ve haramdır. Hükmün bazı istisnaları vardır: Savaşta vurulan kös ile düğünlerde çalınan tef.”
 
Oysa müzik, doğasının da gereği olarak insanın metafizik dünyayla iletişim kurmasını sağlar ve insanı sıradan duygulardan daha yüce ve güzel duygulara çekebilme gücü sayesinde, insan ruhunun, sınırları olmayan âlemde özgürlüğe ulaşmasına da aracı olur. Kolay icra edilebilirliği ve etkileme gücü nedeniyle pek çok din kendini müzikle ifade yoluna gitmiştir. (Ezan bile bir ezgiye sahip değil midir?)
 
Müzik tarih boyunca kutsallardan beslendiği gibi kutsalları da besleyen bir yapıya sahip olmuştur. Müziğin duygusal bir coşkuyu yaratma, duyguların ifadesi için meşru bir ortam oluşturma özelliği, dini ritüellere katılımı teşvik etmiştir tarih boyunca. Aynı zamanda ritüellere katılımı artırmak amacıyla da müziğin güdüleme gücünden de yararlanılmıştır. Bunun yanı sıra ritüeller bağlamında müzik, bireysel ve toplumsal tecrübeyi bir araya getirerek “biz” duygusunun meydana gelmesini sağlamaktadır.
 
Hemen hemen bütün dinlerin uygulama noktasında müzik önemli bir yer tutar. Müziğin etkisi ilkel dinlerden semavi dinlere kadar uzanmış ve bütün inananları etkisi altına almıştır. Hint ve Çin kültüründe müzik, dinin ayrılmaz bir parçasıdır. Örneğin Hinduizm’in kutsal kitabı Rig Veda, 1017 ilahiden oluşur. Konfüçyüs de din ve ahlak
 
ilişkisi bağlamında “Müzik, insani olan hislerin ifadesidir, müziğe bağlı olanlar erdemli insanlardır” ifadesiyle müziğin ahlak açısından önemini vurgulamıştır.
 
Yahudilikte ise müzik, net bir şekilde ifade bulmasa da önem arz ettiği görülmektedir. Hz. Davud’un güzel bir sese sahip olduğu ve mizmar adı verilen bir enstrüman çaldığı pek çok İslam ve batı kaynaklarında yer almıştır ki bu da müzikten uzak durulmadığının ispatıdır.
Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde müzik yok gibidir adeta. Ancak Hıristiyanlık devletin resmi dini olmasından sonra kiliseler ve halk üzerinde oldukça ön plana çıkmıştır. Özellikle misyonerlik faaliyetlerinde müzik önemli bir rol oynamıştır. Misyonerler, vaaz dinlemek istemeyen ve dinin çağrılarına uymayan insanlara dini, müzik ile anlatmışlardır. Sonraki dönemlerde ise kilisede ayinlerin, ibadet ve kutlamaların ayrılmaz bir parçası olmuştur.
 
İslam’a baktığımız zaman, Kur’an‘da ve hadislerde müzik konusunda net bir bilgi yoktur. Ancak, Hz. Muhammed’in dinlendirici mahiyette, kötülüğe ve zarara sebep olmayan oyun ve eğlencelere müsaade ettiği kaynak kitaplarda yer alır. Bunun yanı sıra tarikat ve cemaatlerde, tasavvufi alanda müzik oldukça önemli bir yer edinmiştir. Özellikle Mevlevilik, müziği kendisinin ayrılmaz bir parçası olarak görür. Önceki dönemlerde Mevlevihaneler konservatuar işlevi görecek kadar bu konuda ilerlemişlerdi ve çok iyi müzisyenler, besteciler yetişmiştir. Ney eşliğinde yapılan sema ayini de bunun en açık örneği değil midir? Bu konuda Mevlana “Güzel ses dinlemek âşıklara gıdadır, çünkü güzel ses dinlemekte kalp huzuru ve Tanrı’yla beraber olma zevki vardır” diyerek müziğin önemine dikkat çekmiştir.
 
Tüm bunlara rağmen yukarıda da örneklerini verdiğim gibi bazı din alimleri müziğe şiddetle karşı durmuşlar ve müziği İslam dışı unsur olarak yansıtmışlardır, yansıtmaya da devam etmektedirler. Bundan değil midir bir üniversite ortamında böylesi bir broşür dağıtmak, dağıttırmak… Tüm bunlar aslında müziğin tam olarak ne anlama geldiğini bilmemelerinden kaynaklanıyor.
Müzik öncelikle ses demektir. Bu anlamda da müziği yasaklamak, sesi yasaklamak demektir. Bu durumda müziğe haram diyenler, Aristo mantığıyla hareket edersek sese de haram demiş oluyorlar. O halde önce kendi seslerini kesmeleri gerekmez mi?  Oysa insan sesi haram değildir ve Allah’ın verdiği en önemli nimetlerden biridir. Bunu çarpıcı bir şekilde ifade eden Abdülkadir Meragi’nin, Makasıd adlı eserinin girişinde bir “gülbank” tarzı “hamdele” yer almaktadır. Onu bir okusunlar derim onlara. 
 
Müzik, ya insan sesidir veya çalgı sesidir. Müzik insan sesidir denirse az önce açıkladığım gibi ona karşı çıkamaz. Çalgı sesi denirse, bunun da iyi anlaşılması gerekir. Bir defa bilinmelidir ki müzik, çalgının kendisi değil, çalgının teline vurmakla ortaya çıkan sestir, çalgının boşluğuna üflemekle çıkan sestir, çalgıya vurmakla çıkan sestir. Yani sonuç, yine sestir, ses çeşitlerinden bir sestir. İnsan sesindeki çeşitlilik gibi, çalgı seslerinde de çeşitlilik vardır. Çalgılardan elde edilen her ses müzikte kullanılamaz, müzikte kullanılabilen seslere perdelere uygun/uyumlu ses diyoruz, uyumsuz sesler müzik yapımına uygun olmayan seslerdir, çalgının sesi dediğimizde kastettiğimiz, çalgının kendisinden elde edilen değil, çalgıdan üretilen sestir. Bu nedenledir ki çalgı sesi haramdır denirse, çalgıya haram denmiş olmuyor;
 
perdeli/uyumlu sese haram demiş olunuyor (uyumsuz olan sesler zaten müzik bilimince yasak seslerdir), bu durumda da az önceki şeye çıkıyor. Kısacası ses yasak değildir ve yasaklanamaz.  
Perdeli ses, insan boğazı ile de yapılabiliniyor. Bir annenin ninnisi gibi; Ezan ve Kur’an okumak gibi. Perdeli sesi diğerlerinden ayırmaya çalışan yasakçıların yanlarında ses frekansı ölçer araçla gezmeleri gerekmez mi? Bu sesi duyduklarında hemen onu bulup, kim veya ne bu sesi çıkarırsa cezalandırmaları gerekmez mi? O durumda zavallı kuşlar… Önce onlar cezalandırılırdı herhalde. Tabii bir de perdeli ses çıkaramayan müezzinler de girerdi potaya. Ne olacaktı o zaman?...
Dağıtılan broşürde bir de şarkı söyleyenin söylediği güftelerdir: açık saçık sözlerdir. Ama ne yazık ki bunların müzikle bir ilgisinin bulunmadığını göremiyorlar. İlgi ikinci derecedir ve bu sözler salt müzik değildir; bunlar şiirdir, sözdür, kelimelerdir. Şiir olmasa da müzik olacaktır. Eğer şiirlerdeki bu ifadelere karşı iseniz, o zaman Kur’an’dan tutun da birçok edebi eserde yer alan buna benzer ifadelere de karşı çıkmanız gerekmez mi?  Açık saçık sözler, söz unsurudur, müziğin asıl unsuru değildir, müzik ile pek ilgili değildir. Perdeli ses çıkarmak için ille de açık saçık sözleri haykırmak gerekmez ki. O nedenle boşuna debelenmeyin, zira basit mantıkla “müzik  haramdır” demekle, açık saçık sözleri yasaklamış olmuyorsunuz, olamazsınız.  
 
Tarih boyunca anlatılan güzel ezan dinlemekle nice insanın Müslüman olduğuna dair anlatıları duymayan kalmamıştır sanırım. Müezzinin makamla ezan okuması istenir, yetmezmiş gibi güzel sesli olmasına da özen gösterilir. Üstelik Hz. Muhammed de güzel okumayı istemiştir,  değil mi? Harfleri doğru çıkarmanın ilmi “tecvit”tir. Tecvit, harf dediğimiz sesleri uyumlu ve düzgün çıkarma bilgisine verilen isimdir. Müzikte ise buna perdeli sesler/uyumlu sesler bilgisi denir.
Müziğe bir başka bakış “boş zaman sosyolojisidir”. Yani müzik, boş işlerle uğraşıdır anlayışı. Konuyu müzik boş iş değil, sanattır diyerek açıklamak olasıdır. Ancak konuyu bazılarının anlayacağı bir şekilde açıklayalım isterim. Hani bütün dinlerde birinin dedikodusunu yapmak yasaklanmıştır. Bir şeyle meşgul olmayan insan dedikodudan başka ne yapacak peki? Oysa müzikle uğraşı kişiyi boş zamandan alıkoyan en güzel araçtır. Bu anlamda da müziğin toplumsal birçok yararı vardır. Aslında önerim nedir biliyor musunuz? Biraz müzik felsefesi ve sosyolojisi okuyun. İşte o zaman anlarsınız müziğin ne kadar bulunmaz bir şey olduğunu. 
 
Müziğe bakışlardan biri “kötülüğe götüren yollardan biri” şeklindedir. Oysa biliyoruz ki müzik bıçak değildir. Bıçak insanı öldürür, ama müzik insanı kötüye götürmediği gibi, onu kötü bir yola da sürüklemez. Bir defa hiçbir müziğin insanı kötülüğe zorlayacak gücü yoktur. Ancak başka çevre koşulları ile belki o da belki böylesi bir sonuç verir.  Kötülüğe sürüklenmek bir müzik sorunu değil, çevre sorunudur. Müziği değil, ortamı yasaklamak gerekir, ortamın kötü olmasında da müziğin suçu yoktur.  
 
Tekrar ve tekrar söylüyorum ki müzik demek ses demektir; düzenlenmiş sestir. Müziğe haram demeniz, müziğin hakkına tecavüz ettiğiniz, hatta kendi sesinizi kesmek zorunda kalacağınız anlamına gelir diyorum. Bırakın insanlar müzik yapsınlar, müzik sanattır, ince sanattır, ince zevktir. Önyargısız dinleyin, göreceksiniz o zaman müzik ne demekmiş. Müziğin dinde “haram” olduğunu söyleyenlere
 
sesleniyorum. Önce müziğin ne anlama geldiğini iyi kavrayın ve Allah’ın yasaklamadığı şeyleri insanlara yasaklamaya çalışmayın... 
 
 http://arzu-kok.blogspot.com.tr/2017/12/muzik-arzu-kok.html

 

Ekleyen:  Arzu KÖK
Tarih:  17.12.2017
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Arzu KÖK Yazıları
Gençler!...Arzu KÖK [ 26.5.2022 Devamı
MAYISArzu KÖK [ 11.5.2022 Devamı
BayramArzu KÖK [ 7.5.2022 Devamı
Ölmez Ağacı”mıza Dokunmayın…Arzu KÖK [ 11.3.2022 Devamı
2022’nin Yıldız FalıArzu KÖK [ 1.1.2022 Devamı
Kökleri Unutmak…Arzu KÖK [ 29.11.2021 Devamı
Geleceğini Vuran Ülke Arzu KÖKArzu KÖK [ 27.7.2021 Devamı
Batan GemiArzu KÖK [ 12.7.2021 Devamı
Çocuk İstismarına Susma!...Arzu KÖK [ 30.6.2021 Devamı
Gençlerden Mesaj!...Arzu KÖK [ 16.5.2021 Devamı
Şaşırmak...Arzu KÖK [ 10.5.2021 Devamı
23 Nisan ve ÇocuklarArzu KÖK [ 24.4.2021 Devamı
Laiklik Vazgeçilir DeğildirArzu KÖK [ 3.3.2021 Devamı
Bu Vatan BizimArzu KÖK [ 15.2.2021 Devamı
Ne Olacak?Arzu KÖK [ 9.2.2021 Devamı
Üniversiteye KelepçeArzu KÖK [ 8.1.2021 Devamı
Bitmeyen YılArzu KÖK [ 27.12.2020 Devamı
The Truman ShowArzu KÖK [ 15.12.2020 Devamı
Akılla İnananlara... Arzu KÖK [ 4.12.2020 Devamı
Atatürk’ü Anlamak… Arzu KÖK [ 9.11.2020 Devamı
MuhalefetArzu KÖK [ 14.10.2020 Devamı
Mahşere Çok Yok…Arzu KÖK [ 26.9.2020 Devamı
Neler Oluyor?Arzu KÖK [ 21.9.2020 Devamı
Alkış!...Arzu KÖK [ 14.9.2020 Devamı
Öğretmen Yük mü?Arzu KÖK [ 2.9.2020 Devamı
Çocuktan Gelin Olmaz!Arzu KÖK [ 9.8.2020 Devamı
Kadın ve TeknolojiArzu KÖK [ 4.8.2020 Devamı
Fatih Sultan Mehmet'in Bedduası...Arzu KÖK [ 17.7.2020 Devamı
Cehaletin Sesi Aklı SusturuyorArzu KÖK [ 7.7.2020 Devamı
Savunma YürüyorArzu KÖK [ 23.6.2020 Devamı
Kültür – Miras ve YassıadaArzu KÖK [ 2.6.2020 Devamı
Bitmeyen SenfoniArzu KÖK [ 30.5.2020 Devamı
Gençlerimiz!...Arzu KÖK [ 20.5.2020 Devamı
Kızılay Meydanı ve GüvenparkArzu KÖK [ 12.5.2020 Devamı
Evdeyiz!...Arzu KÖK [ 3.5.2020 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam