Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29938514
Bugün Ziyaretçi :  12448
Aktif Ziyaretçiler :  3001

Cumhuriyet Bayramı
 
Kurtuluş Savaşı kazanılmış, Cumhuriyet kurulmuştu büyük bir coşkuyla… Düşmandan temizlenmiş bir vatan vardı elimizde ama yoksulluk diz boyu idi. Devlet çok yoksuldu.
Yol yok, liman yok, uçak yok... Bir tek tuğla fabrikası bile yok... En önemlisi bunları yapacak ne usta, ne mühendis, ne müteahhit, ne öğretmen, ne sanatçı, ne bilim insanı yok...
Köprü yıkıldığı zaman Belçika’dan mühendis gelirdi... Türk müteahhit tarafından yapılmış ilk Cumhuriyet binası, Ankara yakınındaki “Kayaş” istasyon binası...
 
Yapılan her yeni bir yapı, büyük bir heyecanla, bayram havasıyla ve törenlerle açılıyordu; herkes heyecanlı; ilk kez Türkler tarafından başarılmış bir iş olduğu için herkes gururlu idi...
İstanbul’un Sular İdaresi; Posta-Telefon İdaresi yabancıların elindeydi... Ulaşım sağlamak çok güçtü…  Ancak yeni hükümetin Osmanlı gibi yabancılara satılmış, kiraya verilmiş kurumları yoktu…
 
Millet yoksul, fakat çalışkandı, azimliydi, milli heyecan vardı, bağımsız olmanın, vatandaş olmanın özlemini, sevincini sindiriyordu içine...
 
Padişaha “kul-tebaa” olmaktan kurtulmuştu, yurttaş olmuştu, yurtsever olmuştu... Millet olmuştu… Yunan Anadolu’dan kovulduktan sonra geride 10 bin civarında yakılmış-yıkılmış ev bıraktı... Bunların hepsini vatandaş kendisi yaptı, onardı...
 
Yunanın yakıp yıkmış olduğu 2000’den fazla cami bıraktı geride; bunları da Cumhuriyet idaresi sessiz-sedasız yeniden yaptı-onardı; siyasi malzeme yapmadan, istismar etmeden, din ticareti yapmadan, laikliğin erdemliliği içinde bunu yaptı...
 
Cumhuriyet döneminde kalkınma hızı %10, sanayileşme hızı %20, bunlar dünya rekoru işler...
Devletin en fakir döneminde dahi DDY millileştirildi; Osmanlı borçları ödendi...
Devletin tek kuruş dış borcu kalmadı...
 
Her yapılan eser Türklerindi, bunun anlamı şuydu; “Anadolu bizim yurdumuzdur” demekti...  Bu toprağın sahibi “Türklerdir” demekti... “Biz bu yurdun sahibiyiz” demekti...
Tek kuruş dış borç almıyor Cumhuriyet idaresi, kredi tekliflerini reddediyor... Ne İMF’den ne Dünya Bankası’ndan ne de başka bir yerlerden kredi alınarak! Her şeyi kendisi üretiyor, dışa bağımlı değildi...
 
Şimdi ise, alınan dış borçlara ödenen haftalık faizle 80 okul, 80 hastane, 80 kültür merkezi birlikte yapılır...
 
Atatürk’ün aklı yok muydu ki yabancı sermayeyi getirsin de kullansın? Borç para alsın IMF’den, Dünya Bankasından ya da başka kaynaklardan?
 
Ülkenin milli bir ekonomisi, milli bir maliyesi yoksa o ülke bağımsız değildir.  Bugün ne durumda olduğumuzu siz düşünün lütfen...
 
“Emret başkanım” deyip, kirli yalanları millete şırınga eden “uydu” kadroların egemenliğindeki bir ülke değildi...
 
Çağdaşlaşmak ana hedef idi…
Cumhuriyet çağdaşlaşma rejimi olarak algılanıyordu...
Çağdaşlaşmak mecburiyeti vardı; Atatürk bunu yaptı; çağdaşlaşarak Ortaçağı yendi! Yeniçağa doğru koştu…
 
Bugünlerde “yeni Osmanlılık” hikâyeleri kol geziyor. Ancak özenilen, Osmanlı’nın Kanuni dönemi değil, belki son batış dönemi gibi görünüyor…
 
Cumhuriyet ve Atatürk yok sayılıyor. Mesela kaç gündür andımız tartışmaları var. Gerekçeleri andımızdaki “Türk’üm, doğruyum” sözleri. Neymiş bu ülkede sadece Türk yokmuş. Eee birisi de çıkıp “Bu ülkede yaşayanlar Arap değil, peki neden ezan Arapça?” diye sorsa ezanı da Türkçe’ye çevirecekler mi yeniden? Bir defa unutulmamalıdır ki orada kastedilen milliyetçilik değil, Türk yurdudur, Türk yurdunun bir ferdi olmak demektir. Amaç ise çocuklarımıza vatan sevgisini aşılamaktır. Ancak şimdilerde çocuklarımızın vatan sevgisiyle dolu olması istenmiyor sanırım… Yazık…
 
Bir de şimdi; Cumhuriyet resepsiyonu tarihinde ilk kez İstanbul’a taşınıyor… Oysa Cumhuriyet Bayramı Ankara’da, Cumhuriyet’in kurulduğu yerde kutlanmalıdır. Bugüne kadar ki tüm devlet esaslarına da aykırıdır bildiğim kadarıyla. Bu kuralların çiğneniyor olması açıkçası aklıma kötü senaryolar getiriyor… Resepsiyonun İstanbul’da, 3. havaalanının açılışı gerekçe gösterilerek yapılması; Cumhuriyetin değil, havaalanını kutlamaların merkezi yapmak anlamına gelmiyor mu? 
Düşünsenize 13 Ekim’de başkent oluşunun 95. yılını kutladığımız Ankara, bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının dışında bırakılacak… Gerekçesi bile çok acı… Neymiş havaalanı açılacakmış… Peki o havaalanının adı ATATÜRK ya da CUMHURİYET olacak da o nedenle mi Cumhuriyet kutlamaları oraya taşındı? Açılan bu havaalanı ülke ekonomisini rahatlatacak, huzura kavuşturacak gelir mi getirecek? Sanmıyorum… Zira havaalanı inşaatında çalışan işçilere nasıl davranıldığını görmeyen, bilmeyen kalmadı. Tabii bir de kesilen ağaçlarımız, ciğerlerimiz var…
 
Bu ülkede gerçek anlamda gelir getiren fabrika ve kurumlarımız birer birer çıkarıldı elimizden. Ekonomi dibe vurdu. Şimdi de madenlerimizin satışta olduğu haberleri sardı ortalığı. Tüm bunlar olurken, üretime hiçbir katkısı olmayacak bir havaalanı için, devletin bugüne kadar ki tüm yapısı çiğneniyor.
 
Yoksa asıl neden Cumhuriyet düşmanlığı mı? Onu da anlamıyorum ki; bugün birileri o koltuklarda oturabiliyor, kurallarla oynayabiliyorsa bunu Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet’e borçlular…
 
Ancak şunu kimse unutmasın ki Milli Bayramlarını layıkıyla kutlamayan toplumlar, bir gün dini bayramlarını kutlayacak bir vatan da bulamazlar… 
 
Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın; bu ülke de Cumhuriyet de bizim.
Kutlu Olsun Cumhuriyet Bayramımız…
 

 

Ekleyen:  Arzu KÖK
Tarih:  27.10.2018
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Arzu KÖK Yazıları
Gençler!...Arzu KÖK [ 26.5.2022 Devamı
MAYISArzu KÖK [ 11.5.2022 Devamı
BayramArzu KÖK [ 7.5.2022 Devamı
Ölmez Ağacı”mıza Dokunmayın…Arzu KÖK [ 11.3.2022 Devamı
2022’nin Yıldız FalıArzu KÖK [ 1.1.2022 Devamı
Kökleri Unutmak…Arzu KÖK [ 29.11.2021 Devamı
Geleceğini Vuran Ülke Arzu KÖKArzu KÖK [ 27.7.2021 Devamı
Batan GemiArzu KÖK [ 12.7.2021 Devamı
Çocuk İstismarına Susma!...Arzu KÖK [ 30.6.2021 Devamı
Gençlerden Mesaj!...Arzu KÖK [ 16.5.2021 Devamı
Şaşırmak...Arzu KÖK [ 10.5.2021 Devamı
23 Nisan ve ÇocuklarArzu KÖK [ 24.4.2021 Devamı
Laiklik Vazgeçilir DeğildirArzu KÖK [ 3.3.2021 Devamı
Bu Vatan BizimArzu KÖK [ 15.2.2021 Devamı
Ne Olacak?Arzu KÖK [ 9.2.2021 Devamı
Üniversiteye KelepçeArzu KÖK [ 8.1.2021 Devamı
Bitmeyen YılArzu KÖK [ 27.12.2020 Devamı
The Truman ShowArzu KÖK [ 15.12.2020 Devamı
Akılla İnananlara... Arzu KÖK [ 4.12.2020 Devamı
Atatürk’ü Anlamak… Arzu KÖK [ 9.11.2020 Devamı
MuhalefetArzu KÖK [ 14.10.2020 Devamı
Mahşere Çok Yok…Arzu KÖK [ 26.9.2020 Devamı
Neler Oluyor?Arzu KÖK [ 21.9.2020 Devamı
Alkış!...Arzu KÖK [ 14.9.2020 Devamı
Öğretmen Yük mü?Arzu KÖK [ 2.9.2020 Devamı
Çocuktan Gelin Olmaz!Arzu KÖK [ 9.8.2020 Devamı
Kadın ve TeknolojiArzu KÖK [ 4.8.2020 Devamı
Fatih Sultan Mehmet'in Bedduası...Arzu KÖK [ 17.7.2020 Devamı
Cehaletin Sesi Aklı SusturuyorArzu KÖK [ 7.7.2020 Devamı
Savunma YürüyorArzu KÖK [ 23.6.2020 Devamı
Kültür – Miras ve YassıadaArzu KÖK [ 2.6.2020 Devamı
Bitmeyen SenfoniArzu KÖK [ 30.5.2020 Devamı
Gençlerimiz!...Arzu KÖK [ 20.5.2020 Devamı
Kızılay Meydanı ve GüvenparkArzu KÖK [ 12.5.2020 Devamı
Evdeyiz!...Arzu KÖK [ 3.5.2020 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam