"GERÇEKTEN MUTLU OLANLAR İYİ İNSANLARDIR"
Friedrich Amiel
İlim adamları sağlığın tanımını yaparken, onun bedenen,ruhen,zihnen ve sosyal olarak tam bir iyilik hali içinde olunması gerektiğini belirtirler. Aslında bu açıklamalar yeterince doğru tanımlardır. Çünkü insan sağlığı biyolojik faktörlerin yanı sıra sosyal, ekonomik ve çevresel faktörlerden de payını almakta. Yine bu ilim adamları, sağlığı etkileyen iki ana nedeni şöyle açıklıyor. Birincisi bireysel faktörler içinde yer alan beslenme alışkanlığı, bağışıklık sistemi, genetik yapı, sağlık öyküsü, cinsiyet gibi nedenlerdir. İkincisi ise, kişinin bulunduğu sosyal çevresi, fiziki, biyolojik etkenler olarak üç başlıkta toplanıyor. Sosyal çevrenin etkisinde olan kişinin, eğitim düzeyi, sahip olduğu mallar, dini ve medeni durumu, mesleği ve ekonomik durumunu örnek veririz. Biyolojik etkisi, birinci faktörde olduğu gibidir. Fiziki çevreye ise örnek olarak hava, toprak kirliliği, gürültü ve suyu verebiliriz.
Bir de sağlıkla ilgili olarak uzmanların unuttuğu bir konu daha vardır. O da "Mutlu insanın sağlıklı olması"dır. Almış olduğum bilgilere göre, mutlu insanların daha uzun yaşadığını, daha sağlıklı olduklarını, hatta iş yaşamında daha üretken, daha verimli ve daha başarılı oldukları bildirilmektedir. Aslına bakarsak, mutlu olmak hem fiziksel hem de ruh sağlığı ile ilişkilidir. Yani mutluluk, sağlıklı olmayı gösteriyor. Daha doğrusu mutlu insan, ruh sağlığı yerinde olan insandır.
Peki mutluluk nedir? Yüzyıllar boyu bunun üzerinde araştırmalar yapılmış ve bir çok görüş ve düşünceler ortaya konulmuş. Bu konu psikoloji literatürüne de geçmiş ve farklı tanımlarla açıklanmıştır. Mutluluğu en basit şekliyle ele aldığımız da, "mutluluk, kişinin hayattan keyf alma, sevinç, umut, güven, neşe gibi duyguları daha çok yaşaması" olarak görürüz. Mutluluğu genel anlamda ele aldığımızda da, "bireyin yaşamından memnun olması, memnuniyet duyması" diye tanımlarız.
Ancak önemli bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Hepimizin yaşam süreci içinde acı, tatlı, olumsuz, olumlu, güzel, kötü günlerimiz olacaktır. Yani günlerimiz hep mutluluk içinde geçer diye bir kural yoktur. Mutsuz zamanlarımız da vardır. İşte burada sabır ve düşünme değimiz iki muhteşem etken kendini göstermektedir. Bu düşünce çizgisinde, mutluluğu ve mutsuzluğu genel olarak ele almamız gerekir. Şöyle ki, "Mutsuz olduğumuz zamanlar, mutluluğun kıymetini daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır" görüşü, bizleri yine mutluluğa götürecektir.
Düşünen bir varlık olarak hepimiz, mutlu olmayı ve mutluluğu aramayı isteyen canlı varlıklarız. Yine bizler yaşam sürecimizde, tüm yaptığımız işlerde mutlu olmamın peşinden koşar, onu büyük bir sabırla bekleriz. Unutmayalım ki, hiç bir öğrenci okulda kötü not almasını istemez. Hiç bir kimse, iş yerini açar açmaz, 'bütün gün zarar edeyim, para kazanmayayım" demez. Çünkü yaradılış itibariyle mutluluğa doğru kendimizi odaklamışızdır. Mutluluğa ulaşmak için, araştırmalar yapar ve bu konuda kendimize hobiler yaratırız.
Çevremize bir göz attığımız zaman, mutlu insanların başkalarına zarar vermediğini, mutlu bireylerin saldırganlık düzeylerinin düşük olduğunu ve de mutlu kişilerin sağlıklı olduklarını görmekteyiz. Demek ki, sağlığımız için en iyi ilaç mutluluktur. Hatta, Friedrich Amiel'in "Gerçekten mutlu olanlar iyi insanlardır" dediği güzel yorumuna bile içtenlikle katılıyorum.
Hoşça kalın..
|