"ÖFKE RÜZGAR GİBİDİR, BİR SÜRE SONRA DİNER, AMA BİR ÇOK DAL KIRILMIŞTIR."
Büyük Düşünür Hazreti Mevlana
Günlük yaşantımızda sık sık karşımıza çıkan duygulardan biri de öfkedir. Öfke duygusunu azaltan faktörlerin neler olduğuna geçmeden önce, öfke nedir? tanımına bir göz atalım. Öfke, kontrol edilmediği zaman kişiye türlü türlü zararlar veren tepkisel bir duygudur. Uzmanlara göre ise öfke, diğer duygular gibi son derece doğal, evrensel bir normal duygu konumundadır. Aynı zamanda öfkenin bir uyarıcı işaret, hatta kontrol edildiği taktirde, sağlıklı ve işe yarar olduğu da belirtilmektedir. Şayet öfkenin önüne geçilmezse, yani kontrol edilemezse, yıkıcı, saldırgan olabilme özelliğine sahiptir.
Öfkeyi azaltma konusunda uzmanların en çok üzerinde durdukları husus, şükran duymak olduğu belirtilmiş ve daha çok bunun üzerinde durulmuştur. Yani minnettar kişilerin, sadede kibar olmayıp, aynı zamanda daha az agresif oldukları tesbit edilmiştir. Başkalarına teşekkür etmek, şükran duygularını dile getirmek, öfkeyi azaltmakta, kırgınlıkları ve genel hassasiyeti yatıştırmaktadır.
Bu konuda beş farklı çalışmaya imza atan UK College Of Arts&Sciences'dan Professor Nathan DeWall, şu önemli sözlere yer vermiştir: "Har ne kadar minnettarlığın mental sağlığı olumlu etkilediği bilinse de agresyonu azalttığı bilinmiyordu. Minnettarlık kişileri başkalarıyla ilgili hassasiyetlerini ifade etmeye motive ediyor ve empati kurmaya yönlendiriyor. Daha empatik kişilerse daha az agresif oluyorlar." diye açıklamıştır.
Yapılan araştırma neticesinde minnettarlığın düşük agresyonla ilişkisi olduğu tesbit edilmiştir. Minnettarlık eşit olarak herkeste açığa çıkabilen bir his ve agresyon eğilimini aşağı çekmede etkili olduğu da araştırılmıştır. Diğer taraftan uzmanlar, "hiç olmazsa haftada bir kez kendi içinize dönüp, sahip olduklarınıza bir bakmayı denemeniz gerekmekte. Böyle bir değerlendirme yapmak zaman içerisinde genel sağlık durumunuz üzerinde de olumlu bir etki uyandıracak, sarsıntılara iç dünyanızı daha güçlü kılacaktır" diye belirtmekteler.
İşte günlük yaşam akışımıza bir göz attığımız zaman, ister öfke neticesinde olsun, ister herhangi bir sebeple ortaya çıkmış olsun, bir kavga sonrası barışmadan önce çoğu zaman bir özür dileme faslı yaşanır. Fakat nedense "Üzgünüm, özür dilerim" demek bazı insanlar için daha zordur. Yapılan bir araştırmaya göre, bazı kişilik özellikleri insanların hatalarını kabul etme eğilimlerine ilişkin ipuçları vermektedir. Bu araştırma neticesinde, şefkat ve yumuşak başlılık özellikleri baskın olan kişilerin özür dilemeye istekli oldukları görülmüştür.
Yukarıda belirtilen tüm bu bilgiler akışında, öfke duygusunu azaltan faktörlerin başında şükran duymak, yani minnettarlık duygusunu ortaya koymak, şefkatli olmak ve yumuşak başlıklı davranmak olduğunu görmekteyiz. Gerek ruhsal sağlığımız açısından, gerekse öfke duygusunu azaltmak yönünden, bu duyguları yerine getirmemiz gerekli olduğuna inanıyorum.
Hoşça kalın...
"ÖFKE RÜZGAR GİBİDİR, BİR SÜRE SONRA DİNER, AMA BİR ÇOK DAL KIRILMIŞTIR."
Büyük Düşünür Hazreti Mevlana
Günlük yaşantımızda sık sık karşımıza çıkan duygulardan biri de öfkedir. Öfke duygusunu azaltan faktörlerin neler olduğuna geçmeden önce, öfke nedir? tanımına bir göz atalım. Öfke, kontrol edilmediği zaman kişiye türlü türlü zararlar veren tepkisel bir duygudur. Uzmanlara göre ise öfke, diğer duygular gibi son derece doğal, evrensel bir normal duygu konumundadır. Aynı zamanda öfkenin bir uyarıcı işaret, hatta kontrol edildiği taktirde, sağlıklı ve işe yarar olduğu da belirtilmektedir. Şayet öfkenin önüne geçilmezse, yani kontrol edilemezse, yıkıcı, saldırgan olabilme özelliğine sahiptir.
Öfkeyi azaltma konusunda uzmanların en çok üzerinde durdukları husus, şükran duymak olduğu belirtilmiş ve daha çok bunun üzerinde durulmuştur. Yani minnettar kişilerin, sadede kibar olmayıp, aynı zamanda daha az agresif oldukları tesbit edilmiştir. Başkalarına teşekkür etmek, şükran duygularını dile getirmek, öfkeyi azaltmakta, kırgınlıkları ve genel hassasiyeti yatıştırmaktadır.
Bu konuda beş farklı çalışmaya imza atan UK College Of Arts&Sciences'dan Professor Nathan DeWall, şu önemli sözlere yer vermiştir: "Har ne kadar minnettarlığın mental sağlığı olumlu etkilediği bilinse de agresyonu azalttığı bilinmiyordu. Minnettarlık kişileri başkalarıyla ilgili hassasiyetlerini ifade etmeye motive ediyor ve empati kurmaya yönlendiriyor. Daha empatik kişilerse daha az agresif oluyorlar." diye açıklamıştır.
Yapılan araştırma neticesinde minnettarlığın düşük agresyonla ilişkisi olduğu tesbit edilmiştir. Minnettarlık eşit olarak herkeste açığa çıkabilen bir his ve agresyon eğilimini aşağı çekmede etkili olduğu da araştırılmıştır. Diğer taraftan uzmanlar, "hiç olmazsa haftada bir kez kendi içinize dönüp, sahip olduklarınıza bir bakmayı denemeniz gerekmekte. Böyle bir değerlendirme yapmak zaman içerisinde genel sağlık durumunuz üzerinde de olumlu bir etki uyandıracak, sarsıntılara iç dünyanızı daha güçlü kılacaktır" diye belirtmekteler.
İşte günlük yaşam akışımıza bir göz attığımız zaman, ister öfke neticesinde olsun, ister herhangi bir sebeple ortaya çıkmış olsun, bir kavga sonrası barışmadan önce çoğu zaman bir özür dileme faslı yaşanır. Fakat nedense "Üzgünüm, özür dilerim" demek bazı insanlar için daha zordur. Yapılan bir araştırmaya göre, bazı kişilik özellikleri insanların hatalarını kabul etme eğilimlerine ilişkin ipuçları vermektedir. Bu araştırma neticesinde, şefkat ve yumuşak başlılık özellikleri baskın olan kişilerin özür dilemeye istekli oldukları görülmüştür.
Yukarıda belirtilen tüm bu bilgiler akışında, öfke duygusunu azaltan faktörlerin başında şükran duymak, yani minnettarlık duygusunu ortaya koymak, şefkatli olmak ve yumuşak başlıklı davranmak olduğunu görmekteyiz. Gerek ruhsal sağlığımız açısından, gerekse öfke duygusunu azaltmak yönünden, bu duyguları yerine getirmemiz gerekli olduğuna inanıyorum.