Kilis Yardımlaşma derneği  

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

 Orhan SELEN

Devamı

         “AİLE İÇİ HER TÜRLÜ DAVRANIŞLARIMIZDA, ÇOCUKLARA KÖTÜ ÖRNEK OLMAMALIYIZ”


         Hepimizin bildiği üzere çocuklar, sevgi ortamında hoşgörüyü, her gün çatışmalı olan ortamda ise hoşgörüsüzlüğü öğrenir. Yapılan araştırmalar neticesinde, çocukların hoşgörüsüzlüğü öğrendikleri üç önemli alandan söz edilmiştir. Birincisi aile, ikincisi, okul, üçüncüsü medyadır. Ev ortamının, çocuğun ilkokulu olduğunu düşünürsek, çocuklarımız tüm güzel davranışları ailede görüp öğrenecektir. Hoşgörülüğün psikolojik kökenleri, kaotik bir aile ortamında yeşermiş ve ortaya çıkmıştır.

        Peki çocuklarımıza hoşgörülüğü nasıl öğreteceğiz ve nasıl vereceğiz? Çocuğumuza hoşgörü kavramını, hoş görmenin ne olduğu, nelerin hoş görülüp görülmeyeceği çok iyi verilmeli. Sözgelimi, hikayeler, oyunlarla, yaşa uygun televizyon proğramlarıyla hoşgörü ve hoşgörüsüzlük davranışlarını tesbit edip, çocuğumuzla konu hakkında konuşarak, hoşgörü kavramını pekiştirebiliriz.

       Ayrıca çocuklar, gündelik hayatta, okulda, mahallede hoşgörüsüzlüğün çeşitli biçimleriyle karşılaşabilirler. Hoşgörüsüzlük kurbanı olan çocuklar, bu ölümsüz deneyimlerin etkilerini bir ömür boyu hissederler. Bize ihtiyaç hissettikleri bu zor zamanlarda, onlara benlik, sosyal kimlik gelişimi, özgüven gibi konularda yardımcı olmalı ve yanlarında bulunmalıyız. Öz benliğinden, kendi değerlerinden emin olan bir bireyin hoşgörüsüzlüğe tevessül etmesi ve hoşgörüsüzce davranışların etkisinde kalması daha zor olur.

      Çocuklar, televizyonlarda, çok sayıda hoşgörüsüzlük örnekleri görmekteler. Çocuğun bilinçaltına giden mesajlarda, uygunsuz birçok tutum ve davranış normal veya kabul edilebilir telakki ediliyor. Bilgisayar oyunlarında sergilenen farklı olana, farklı kültürlere karşı şiddet, nefret, düşmanlık da çocukların bilinçaltına derin izler bırakıyor.

      Diğer taraftan, çocuklarımızın öncelikle, kendi kişiliği ve dünya görüşü ile barışık, kendi dini, dili, ailesi ve kültürel değerlerinden memnuniyetini ve gurur duymasını sağlamak gerekir. Çocuklarımız muhataplarını hoş görebilmeleri için kendi değer yargılarını belirlemeli, tanımalıdır ki, farklılıklar arasında bir hoş görebilecekleri şeyler olmalıdır.

      Çocuklarımıza, hakkaniyetli olmalı, mazlumun hakkını koruma ve savunma bilincini öğretmeliyiz. Bugün dünyanın her yanında hüküm süren zulüm, şiddet, açlık..benzeri insanlığın ortak sorunlarına karşı çocuğumuzda bir duyarlılık uyandıralım. Çevresinde olan bitene karşı duyarsız ve tepkisiz çocuklar, bencil yetişiyor.

      İşte aile içinde çocuklarımıza hoşgörülü olmayı anlatabilmek için, yukarıda belirtilen bilgilerin yanı sıra, ev içerisinde birbirine tahammüllü olan, saygılı fertlerden oluşturmaya gayret etmeyi unutmayalım. Çünkü hoşgörülük, birlikte yaşamın bel kemiğidir.

     Hoşça kalın...