Kilis Yardımlaşma derneği  

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

 Orhan SELEN

Devamı

          “SOKAK ÇOCUKLARININ TOPLUMSAL HAYATA KATILIMLARI SAĞLANMALI VE BARINMA MERKEZİ TESİS EDİLMELİDİR.”

         İstanbul'un her semtinde, her mahallesinde, özellikle sokak aralarında dolaşan sokak çocukları, her ne kadar görünürlerde olmasalarda ara sıra onlara rastlamaktayız. Gelişigüzel bir yaşam tarzı sergileyen bu çocukların sorunlarını dile gerirmek üzere, Kadıköy Belediyesi'nin ilgili birimlerine müracaat ettim. Bu konuda bir uzmanla beni görüşme imkanı sağladılar. Sokak çocukları hakkında edindiğim bilgileri aktarırken, hem onların ezilmiş yönlerine değindim hem de insanların bu çocuklara bir düşman gözüyle baktıklarını dile getirdim

        Ülkemizin her yöresinde yüzlerce, binlerce sokak çocuklarının barındığı yerler olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bunlara rastlamak çok zor. Çünkü aile ve devlet yurtlarından kaçtıkları için görünmemeye çalışırlar. Daha çok köprü altlarında, harabe evlerin içinde saklanırlar.

        Sokak çocuklarıyla alakalı olarak toplumumuzda bir çok insanlar, bu çocuklara karşı maalesef bir mesafe kurmaktalar. Daha doğrusu bu kişiler, sokak çocuklarını düşman görmekte ve acı bir düşünceyi sergilemektedir. Bazen eğitimsiz toplumun şiddetine de maruz kalmaktadır. Bu konuda uzmandan almış olduğum bilgiye göre, sokakta kalmış olan çocukların yasal açıdan bir kamu ayağının olması bildirilmekte. Hatta halkın sokak çocuklarıyla iletişim kurduğu bir aydın yöre olsa bile, amaç çocuklara yer vermek değil, dayanışmayı sağlamaktır. Bu konuda  toplumu sağaltmak, bir toplumsal duyarlılık olması gerektiği de dile getirildi.

       Sevgisizlik, otoriterlik gibi sebeplerle ailelerinden ve devlet yurtlarından ayrılan, hatta kaçmış olan sokak çocuklarına nasıl kucak açmamız, nasıl bir dayanışma içinde bulunmamız gerektiğine dair yine uzmandan almış olduğum bilgiler şöyle olmuştur:

       "Sokakta yaşayan çocukların, sadece bir barınma merkezi olarak kalmaması gerekir. Bu tek taraflı bir yaklaşım olur. Çocukların eğitim- öğretim, sağlık, kültürel etkinlikler gibi yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin yanı sıra, toplumsal hayata katılımları da sağlanmalıdır. Barınma merkezi tesis edildikten sonra, burada çocukların kişisel bakım ve temizlik ihtiyaçları karşılanacak, gelişim süreçlerine uygun beslenmeleri, eğitim hakkını kullanmaları, şiddetten korunmaları için tedbirler alınmalıdır. Tüm bunların haricinde madde kullanan çocuklara da rastlanabilinir. Bu çocuklar için titizlikle rehabilitasyon süreçleri başlatılmalı. Bir taraftan ailesine dönmek isteyenler olursa, bu konuda onlara destek verilecek, yine çocukların bireysel sorunları ele alınacak ve çözülebilmesini sağlamak için danışmanlık hizmeti sunulacak. Topluma yeniden kavuşabilmeleri için eğitsel, sosyal, sanatsal, sportif faaliyetlere yer verilecek ve sık sık etkinliklerden faydalanmaları sağlanacaktır." diye konuştu.

      İşte uzman görüşüyle sokak çocukları için hedeflenen 13-18 yaş arası çocuk yaşam evleri ya da barınma merkezi, sadece çocuklar için değil, toplumsal dayanışmanın da merkezi olmalıdır. Çünkü bu merkezde çocuklarla vakit geçirecek olan insanlar da birbirleriyle kaynaşacak ve aynı zamanda onlarla gerçek dayanışmayı ortaya koyacaklardır.