Kim takmıştır bu adı onlara? Bir unvan mıdır yoksulluk? Doğuştan sahip olunan bir özellik midir yoksa?
“Bana mı sordunuz adımı koyarken!” diye sitem sözünde saklıdır asıl adı yoksulluğun...
Kimi üstün, kimi ezik. Ey topluma ayak uydurmaya çalışan insanoğlu! Senin adın yoksul...
Bir dilim ekmek için rızkını arayan inşaat işçisinin yalvarışı ekranlarda: “Yoksulum beyim yoksulum!...”
Evde çoluk-çocuk aç, benim neyime ki bayram!...
Haklısın yoksul... Bayram edilecek ne kalmış ki sevinesin!...
Bir kesim almış başını gitmiş varlık alemine, sen hâlâ ekmeğin kilosuna takılmışsın!...
Adalet mi? Adalet bunun neresinde?
Sen yoksulsun...
Sesin bile çıkmayacak yeri geldiğinde...
Kimse sana sormayacak “Derdin ne?” diye?
Hastanede çocuğun rehin kaldığında susacaksın...
Yoksulsun, sesin az çıkacak bu toplumda...
Gideceksin çalışacaksın... Birileri senin sırtından kazandıkça sen evde yediğin çorbaya şükredeceksin...
Kimse senin ihtiyacını düşünmeyecek. Seçimde belki kömür dağıtacaklar, o da zehirli çıkacak. Yaktıkça zehirleneceksin. Dedim ya sen yoksulsun...
Elinde kimliğin, birinin babası, birinin kocası, belki birinin kardeşi olacaksın...
Birilerinin verdiği giyeceklere 1 beden büyük sığacaksın...
Hastalık gelip seni bulduğunda “İnce hastalıktan oldu” denileceksin...
Birileri çıkıp bol bol meyve-sebze yemenin hastalıklara olan direncini tartışacak...
Sen ise bakkalın önünden nasıl geçeceğini düşüneceksin...
Yoksulsun sen... Kim olursan ol her şeyde yok olmak kaderin olacak!...
|