Oldum olası,yazın dünyasındaki basılı her tür gazete ve dergileri önemser,bu yayınlara destek
verilmesi gerektiğinin de özellikle altını çizerim.Hele bu yayınlar bir de,dernek yayın organı ise,
daha da önemserim.İşte söz konusu yazıma konu olarak seçtiğim,Kilis Kültür Derneği Kilis Şubesinin 20.yıldönümünü 73.sayısı ile kutlayan Zeytin Dalı'da bu güzide dergi örneklerinden biri.
Anılan derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığını yapan değerli ağabeyim Muhlis Salihoğlu,sö-
zünü ettiğim derginin baş mimarı.Tam 20 yıldan beri 3 ay da bir olarak okuyucularıyla buluşan
Zeytin Dalı,gerek pırıl pırıl baskısı ve gerekse zengin içeriği ile tam bir Kültür kaynağı niteliğine sahip ender dergilerden.O vesile,Zeytin Dalı'nın 20 nci yıldönümünü en kalb-i dileklerimle kutlu-
yor ve daha nice yaşayacakları yıldönümlerinde başarılar diliyorum.
Memleketim Kilis'ten uzakta da olsam,düzenli olarak adresime ulaştırılan Zeytin Dalı'nın her
gelişinde heyecanlanır ve tüm hasretliğimle sayfalarını içime çekerek özlemimi gideririm.İşte basının insan yaşamında ne denli önemli olduğunun bir göstergesi olarak kabul ettiğim yönlerinden bir tanesi de,bu nevi görevler üstlenmiş olmasıdır,diyebilirim.
Hazırlanışındaki ilk aşamasından,elimize ulaştığı an'a kadar,nasıl meşakketli emekleri kat ede-
rek gün ışığına çıkışını bildiğimdendir,köşeme taşıyıp destek verişimin de nedeni bundandır.Bilineceği üzere,sivil toplum örgütlerimizden olan Derneklerin ekonomik yönden gelirleri,üye aidatları ve duyarlı insanların katkıları ile sağlanmaktadır.Bizlere kazandırdıkları yayın organlarını da istisnalar hariç bu yolla sürdürerek hizmet vermeye çalışırlar.Bu nedenledir ki;Zeytin Dalı'nın biz okuyucularına kazandırılması sürecinde,ilk teşekkürümü,sözünü ettiğim duyarlılığı gösterenlere,daha sonra da derginin hazırlanmasında emeği geçen herkese gönderiyorum.
Zeytin Dalı sayfalarında yaptığım gezintiden de söz etmek gerekirse;her bir sayfasında haber,
bilgi ve kültürümüz anlamında birbirinden güzel konuların nasıl nakış-nakış işlenmiş olduğunu,fotoğrafları,şiirleri ve yazıları ile buram buram Kilis'i solukladığımı belirtmek isterim.Eğer bir sevda masalı benzetmesi ile,bu duyguyu yaşamak isteyen varsa,onlara tek önerim,kısa zamanda Muhlis Salihoğlu ile irtibata geçmeleridir.
Dergi,içeriği itibari ile her sayısında olduğu gibi,bu sayısında da farklı konuları taşımış sayfala-
rına.Lakin,bu sayısında beni en çok etkileyen ve bana yeniden çocukluğumu yaşatan NAARBA
köşesindeki "Bir zamanlar çocuktuk" yazısı ile M.Naim Salihoğlu oldu.
Yazısında,benim gibi belli bir yaş'a gelmiş insanlara sanki çocukluğunu yaşatırcasına bir nostal
ci yolculuğuna çıkarıyor.Örneğin,cevabını sabırsızlıkla beklediğimiz mektuplar için nasıl postacı
yolu gözlediğimizi,özel Tv'ler henüz yok iken,TRT'nin açılış ve kapanışındaki İstiklal Marşımızın göndere çekilirken duyduğumuz gurur ve heyecanımızı,beyaz yakalı,siyah önlüklü ilkokul yılları-
mızı,coşkuyla kutladığımız Milli Bayramlarda Trampet çalanlarının fiyakalarını,Kilis'çe NAARBA
adını verdiğimiz dönme dolaplara bindiğimiz bayram günlerini,lastik ayakkabılarla yapılan mahalle maçlarını ve daha nice bu tür çocukluğumuza dair geçmişte yaşananları o kadar güzel sıralamış ki;kalemine,gönlüne sağlık diyor ve teşekkür ediyorum.
Kısacası,Derneklerimizin toplumumuza kazandırdığı bu çeşit Kültür hizmetleri kapsamında ki
çalışma ve yayın organlarını tek ben,sen,o değil,toplum olarak benimsememiz,desteklerimizi de
esirgememiz gerekmektedir.Aydın bir millet olmanın gerekçelerinden biri de böylesi anlayışlara
sahip olmaktan geçtiği unutulmamalıdır.
Efece Haber internet gazeteciği de tıpkı bu yayınlar gibi olup,aynı destek ve duyarlılığı Zeytin
Dalı örneğinde olduğu gibi buna da gösterip,yaşatmayı görev saymalıyız. Bugünkü birlikte-
liğimizi burada noktalandırıyor ve bir kez daha nice yıllara ZEYTİN DALI diyorum.
Efece Haber'in yeni bir gününde yeniden buluşmak üzere şen ve esen kalın...
Mehmet Şenay TAŞKENT
|