Sonra Mübeccel hanım devam etti: “Biz her seferinde ,Kardeşi_
şim,öğle birini tanımıyoruz.Nedir sık sık arayıp duruyorsunuz?
Artık aramayın.İşte biz öğle dedikçe,o sesini kısıyor ve vaz geci_
yordu konuşmaktan. Ama üç beş günün ardından,yine çıkıyordu
karşımıza.Bıkmıştık. Neyse ,şimdi onları unutalım.Fakat kabahat
sizde,sarışın güzel kızım.Bu kadar cici birisi olmasaydın,otobüste_
ki o kadının ,yani(Tomris hanımı eliyle göstererek) Tomris’in anne_
sinin dikkatini çeker miydin ? Bizim isimlerimizi size o yazdırmıştı.
Rahmetli .Şimdi hatırladın mı?
Afalamıştım söylediklerinden.”Nasıl?” dedim şaşkınlıkla.
O ise elimi tutup ,susturdu.”bak dinle,dedi.Annesi Nermin hanım
Ölmeden çok çok önce,bana anlatmıştı.Sulhiye hanım’la konuş_
tuktan sonra,bir süre düşününce hatırladım.Ankara’ya bir gidişin_
de,otobüste,sarışın ve çok güzel ,genç bir kadına raslamıştı.
O tıpkı sizsiniz.Hep diyordu ki,bir gün mutlaka sizi arayacak;adla_
rınızı ve telefon numaralarınızı yazdırdım.Ama aramadınız.Belki
unuttunuz veya ihmal ettiniz. Sanırım bir yıl önceki sonbahardı.”
“Doğru “ deyip ,çığlık attım sevinçten.Evet ,gerçekten,geç_
miş yılın bel ki eylülüydü veya ekimiydi. Bütün çıplaklığıyla hatır_
lamıştım o günü.Gözlerimin önüne getirerek o yaşlı kadını düşün_
düm.Döndüm Tomris hanıma “otobüsteki kadın sizin anneniz miy_
di ?”dedim.Sadece başıyla bir “evet”işareti yaptı.
Üzüntülüydü.Annesini ben de çok sevmiştim; hatta sonradan ba_
bam için uygun birisi diye düşünmüştüm.Araya olaylar girmiş;bel_
leğimden çıkmış.
Geçmiş sahneleri tek tek sıraladık kafamdan:Ona rastla_
madan önceki Ankara’ya gidişimde ,babam, üstünde bir ad ve te_
lefon numarası kaydettiği bir kağıt vermişti bana.O kağıt ise,borcu
Ödenmiş ve işe yaramaz bir telefon makbuzuydu.kayıt ettiği de
Ankara’da bulunan eski lise arkadaşlarımın telefonları idi.arkadaşlarım bir toplantı için beni aramışlar ve not bırakmışlar.
Babacımda o notu bana verince ben de çantama koymuştum.
İşte bir sonraki gidişimde, tabii ki o makbuz çandamda.
Otobüste kadınla tanışıp konuşunca , onun ismini ,nedense ayıra_
rak,biraz yukarıya;kızının ve ev sahibinin ise bitişik olarak,aşağıya
kaydetmişim. Kocam üstteki Nermin ismini arkadaşlarımla ilgili
sanmış olmalı ki bana onu hiç sormamış hiç alakadar olmamıştı.
Bakın,olaylar ard arda nasıl gelişiyor insanın hayatında.
Oğlum ve babam dolayısıyla daha birkaç kez Ankara’ya gelinip gidiliyor..Takip eden yılının temmuz ayında,o davet gününde ise ,kocam o makbuzu bir yerden bulup ,eline geçiriyor .İşte hikayem.Olay bu kadar basit.
Müge Hanım bunlardan sonra sustu.Saate göz attım;yarı
geceyi çoktan geçmişti.Bir kaç ufak masadan başka,koca bahçe
Issız haldeydi.Garsonlar da çekilmişlerdi kendi kuytularına.Duvar_
ları çeviren lambalar sabit birer asık suratlı sanki;ölü gözler gibi
bakıyorlardı bize ve ağaçlara.Ama yol açtıkları gölgeler hafif rüz_
gardan dolayı öğlesine canlıydı ki,bu çelişkili ve birbirini yenen gö_
rünüşü hayretle ,izliyordum.Karanlık ve ışık toprak üstünde nasıl
hem bitişik hem farklıysa ,biz de öğleydik Müge Hanım’la.
İşte bu nedenle ,göğe uzanmış bir deli kol gibiydi içimdeki aşk.
Bitişik lokantayı bizden ayıran duvar boyunca asma gül_
ler sıralanmıştı.Çoğu kırmızı ve pembeydi.Uzaktaki beyaz bir kü_
meye yürüdüm.Alttan ,görünmez bir köşeden ,birkaç goncalı dal_
çığı koparıp getirdim.
Al, dedim.Bunlar senin duygu dolu hikayen için.
Öğle mi?dedi.Açmamışlar hiç .Teşekkür ederim de ,neden
Onları seçtin özellikle ?
Düşün biraz .İnciçiçeğine benzemiyorlar mı?
Öbür adı Müge yani.Çok hoşsun .Ama bitmedi ki hikayem.Gerisini
dinlemedin daha.
(Devamı haftaya)
|