Günümüze kadar ne şiirler, ne romanlar yazıldı , ne çok filmler ve diziler yapıldı. Ne çok söylemler dile getirildi. Milyonlarca kart postallara işlendi. Dile getirilmek icin KALBE dair duyguları.
Kimbilir ne kadar cok sevdi sevildi yürek, ne cok kalp kırgınlıkları yaşadı. Ne cok sevgiler, ne büyük aşklar sığdırdı, o ufacık yapısına, nefreti barındırmak istemese de kinle beslendi çoğu zaman.
Kalp hakkında düşünceleri, her konumda ki farklı insanlara sorsak, sanırım hepside değişik izah ederler kalp hakkında ki soylemlerini..
Örneğin, tıp dalında bir doktora sorsak, tıbbi terimlerle dolu, açıklamalar yapar. O dalda uzman değilsek anlamayız bile kullandığı terimleri çoğu zaman…
Bir fakire sorsak, o da parasızlığı, ekmek almanın mücadelesiyle dolu yaşamını anlatmaya başlar eminim. Yüreği, yoksulluğun verdiği eziklikle çarpıyordur.. Geçim derdi kalbini yoruyordur, sorsak.. Zengin, yani tuzu kuru olanlar, onlar da paralı olmanın rahatlığıyla belki de paranın her kapıyı açabileceğini düşünerek ahkam keserler. Kalpleri sadece parayla doludur kim bilir ??…Konuşmaları, borsa, dolar, euro, gayrimenkul ve daha çok para, nasıl kazanılır derdindedir. Böbürlenir kalpler. Yüreği hırs dolu olanlar da ayrıdı. Cimri ise her yönden cimridi kendine
bile !! Cömerti söylemeye gerek var mı? Eli gibi yüreğide açıktır..
Aynı soruyu, seven yada sevilen bir kalbe, mecazi anlamda bir kalpsize sorsak ya da ne bileyim hüsrana uğramış bir kalbe sorsak alacağımız cevaplar aynı mı olur?
Sevmiş, sevilmiş bir kalp, mutluluğu sevgi aşk olarak tanımlar. Hepside farklı yorumlar, ama ortak çıkış noktaları sevgidir…Ne fırtınalar kopmuştur yüreklerde, ne şiirler ne romanlar yazılmıştır kalbe dair, ne besteler yapılmıştır yürekleri hoplatan . Damarlarına kadar hisseder insan…..Sevgi dile gelince neden herkes yüreğinde kıpırtılar hisseder…. Elle tutulur bir açıklaması yok. Ne garip? Kendim bile zorlanıyorum yazarken..Bazen hissedilen duygular kaleme dökülemiyor, dile de getirilemiyor sadece hissediliyor.
Neden Allah her uzvumuzu çift yaratmışken bir tek kalbimizi tek yaratmıştır. İnsan bunu düşününce kimbilir kendi dünyasında neler aklına getirir…Ansızın bir girdabın içerisinde buluverir kendini, çıkamaz bir türlü işin içerisinden .. Düşünecek olursak cevapsız bir sürü soru, beynimizi nasıl da yorar…
Herkesin yumruğu büyüklüğünde, ama bir o kadar da tarif edemiyeceğimiz genişlikte ferahlıkta. Günümüz dünyasında, taşa çevirilen yüreğimiz.
Her birisinin içerisinde sakladığı kimbilir ne sırlar vardır. O ufacık, kapalı kutuda ölene dek taşıdığı… Kendine bile söylemekten çekindiği ne sırlar….Doğrularını kendinden bile sakladığı yalanlar...Bir ömür boyu neler yaşar, neler yaşatır, neler saklar, neleri paylaşır. Ne iyilikler yapar, yada ne ihanetleri gizler içerisinde…Kimileri kalbiyle konuşur, kalbinin güzelliği yüzüne vurur. Bazen de kalbinin kötülüğü hem diline hemde yüzüne vuranlar vardır.. Kaçarız çoğu zaman. . Ufacık bir kalp deyip geçiyoruz ama neler yaşatıyor bizlere değil mi?
Ne büyük sevdalar sığdırmaya çalışmıştır içersine, ne gönüller fethetmiştir yada ne gönüller yıkmıştır kim bilebilir?? Çoğu, başka yüreklere kapatmıştır kapılarını, kör bir kilitle kilitlemiştir, kendini bile dışarda bırakmıştır. . Kısacası kendisiyle bile barışık değildir..... Küsmüştür hayata.
Herkesin sahip olduğu, farklı farklı duyguların barındığı kalbimiz, sırdaşımız, canımız, ne kadar zormuş seni anlatmak…Seninle yaşıyoruz bir ömür boyu bizimlesin ama, yeterince tanıyamıyoruz bile seni ….
Sadece kalplerde güzellikleri yaşatsa insanlar, kötülüğe hiç yer vermese, herkes her canlıyı YARADANDAN ötürü sevse, bizlerden sonra gelecek nesillere saygımız olsa, onlara kalplerimizde ki güzelliklerle dolu bir dünya bıraksak ne güzel olur değil mi? Bir Yürek dolusu sevgi yada nefretle, emaneten yaşadığımız şu fanii dünya, inanın kimseye baki kalmaycaktır!!!!!!!.
Emanet aldığımız yüreklere gözümüz gibi baksak!!!! Hoşgörü, sevgi, saygı ve paylaşmayla, nefretsiz, kavgasız bir dünyada, huzuru iliklerimize kadar hissetsek….
KEŞKE!!!!!!!!! ÖNCE KENDİMİZİ TANISAK. TANIYABİLSEK !!!
Sevgi dolu bir yürekle, esen kalın sevgili Efecehaber Ailesi ve Değerli Okuyucuları...
|