BENIM IÇIM ACIYOR…
Dünyanın hiçbir yerinde yoktur, düşmanıyla koyun koyuna yatan bir millet!
İşte bunun için sevmiyorum uzak diyarları…
Vatanımın, milletçe yaşadığı acısını ve sevinçleri, kendi başıma, elim kolum bağlı bir şey yapamamanın çaresizliğini, onların o iç yakan hallerini, boğazımda düğümlerle izlemek, öldürüyor beni.
Kime bağırayım, nerede haykırayım, nasıl katılayım canım memleketimin insanlarının arasına. Yıllardır bu böyle. Boğazımızda düğümler her şehit cenazesinde, yetim kalmış çocukların, ne olduğunu bilmeden,!!! Ne oluyor ?der gibi, o masum bakışları. Belki de acıdan emzirilmeyi unutulmuş, kundakta ki bebelerin ağıtları. Ya karnında umutlarını taşıdığı yavrusuyla dul kalan, ama yürekli ama başı dik, şehit eşleri. Babaya en ihtiyaçları oldukları zamanda yüreklerinden sökülen, delikanlılarımız, genç kızlarımız. Dağıtılmış kaç yuva.
Evladının acısını içerisine gömmüş vatan sağ olsun diyebilirken bile sesleri kısıldı, mağrur gururlu, yüreği yanık, gariban analar, gariban babalar. Gözlerim doluyor boğazımda, düğümler nereye bağırayım, avaz avaz nerede içerimin yangınını haykırışlarımla söndüreyim. Nafile…
Ama insanlar da toplanamıyor artık, bir araya gelemiyorlar, korkutuldular ne acı. Acıda, sevinçte bir olan yüreklerimizi bozdular. Birliğimiz yara aldı. Yabancıların en çok kıskandıkları, her olay da TEK BİLEK olmamız, yara aldı. Hayali dizilerle, kültürümüze uymayan showlarla birliğimizi yok edildi.
Herkes birbirinin kuyusunu kazar hale getirdi, ne yazık. Ne yazık.
Bu ne, bu ne? Allah aşkınıza biri bana söylesin. Dünya'nın neresinde görülmüş, düşmanıyla, düşmanlarıyla koyun koyuna yatan bir memleket ve hala kardeş olarak bağrımıza basmak istediğimiz, kendilerini vatanımızdan soyutlamaya çalışan, acımasız, gözü dönmüş insanlar.
Şu mübarek günlerde bu yapılır mı ya, yapılır mı ? Kimleri sevindiriyorsunuz acımasız kalplerinizle. Kimlere satıyorsunuz vicdandan yoksun yüreklerinizi. Kimlerin maşasısınız?
İnsan gibi yaşamak varken memleketimizi el birliği ile kalkındırmak varken ne bu vahşet ne? Türkiye'den ayrılınca sizi takacaklarınızı mı zannediyorsunuz. Sizi adam yerine koyacaklarını mı zannediyorsunuz..Hıhhhh. Sadece gülerim. İşleri bitene kadar, anlamıyor musunuz? Elinizi vicdanınıza alın diyeceğim ama olmayan vicdan alınır mı? Cumhurbaşkanlığı mertebesine kadar ayırım yapmadan, yücelttiğimiz kimdi. Söyler misiniz ? Şu anda mecliste kim bilir kaç sayıda ayırım yapmadan o koltuklarda oturanlar kim ? Daha ne istiyorsunuz. Sürüden ayrılanı kurtlar kapar bilmiyor musunuz??? Aç gözleriyle bekliyorlar. Başaracakları günleri. Uyanın artık.
Avustralya' da yetmiş iki milletten insan yaşıyor, Çoğu savaştan kaçmış. Çoğu fakirlikten bunalmış. Göçmenler. Buranın vatandaşı olabilmek için can atıyorlar her türlü sıkıntıları çekiyorlar.. Nüfusu en çok Çinliler oluşturuyor. Ama çıkıp ta ortaya kimse, bana toprak verin özerklik verin iki dil olsun resmi dil deyip hükümete küfretmiyor. Kimse bu memlekete hainlik yapmıyor. Kimse, yakıp yıkmıyor. Biraz sıkar. Herkes birbirine saygılı, kimse kimseye sormuyor geçmişini. Vatandaşlık alırken bu memleketin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutacaklarına dair, bu memleketi koruyup kollayacaklarına dair yemin ediliyor. İngilizce bilmeleri şart koşuluyor ve sınava tabii tutuluyor. Yoksa ortada kalmış, beynamaz olursunuz. Vatansız kimliksiz., yaşarsınız ama Vatandaş olamazsınız. Herkes evinde kendi dilini konuşuyor ama dışarıda İngilizce bilmek zorunda. Bana ne ben kendi dilimde konuşacağım dışarıda diye yok etmiyorlar ortalığı.. Daha ne kadar sürecek bu böyle et ile tırnağı nasıl ayıracaksınız. Nasıl ayıklayacaksınız kendinizi Türkiye'den. Büyük şehirlerde yaşayanlarınız ne olacak göç edecekler mi. Nasıl koparacaksınız ya, daha ne kadar kan içeceksiniz. İçtiğiniz kanların hesabını Allah sizden sormayacak mı ? O yetimlerin, tazecik eşlerin, anaların, babaların, kardeşlerin, içleri yanan eşin dostun haklarının hesabını, Bu mübarek günlerde Allah'ı hiçe sayarak emdiğiniz Şehit kanlarının hesabını Sormayacak mı? Yüce Yaradan.
O YANAN ŞEHİTLERİMİZİN HALLERİ HİÇ Mİ GELMEYECEK GÖZÜNÜZÜN ÖNÜNE.
DAHA NE KADAR KUMA GÖMECEKSİNİZ KAFALARINIZI.
OYNANIYORSUNUZ…
OYNUYORLAR GÖRMÜYOR MUSUNUZ?
KARDEŞ KARDEŞİ BİRBİRİNE KIRDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR BİLEMİYOR MUSUNUZ?
KİMLİKLERİMİZİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYORLAR FARKETMİYOR MUSUNUZ?
Bir kez daha,
AZİZ ŞEHİTLERİMİZE ALLAH'TAN RAHMET VE ACILI AİLELERİNE SABIRLAR DİLİYORUM. DAHA YAZACAK ÇOK ŞEY VAR BİLİYORUM AMA DÜĞÜMLERİM TIKADI BOĞAZIMI.
Saygılarımla.
Berat Bahure Anteplioğlu
16.07.2011 Melbourne/Avusturalya
|