Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, evini sırtında taşımaktan hoşlanmayan, evinin rengini hiç beğenmeyen sevimsiz bir salyangoz yaşarmış
Bu salyangoz, kelebek ve uğurböceğini çok sever, onlarla dertleşir, sırtında taşıdığı evi arkadaşlarına sürekli şikâyet edermiş.”Ah keşke evimi sırtımda taşımak zorunda olmasam. Hadi taşıyorum, bari sizin ki gibi bol desenli ve renkli olsaydı.’’ Dermiş.
Kelebek ve uğurböceği bir gün salyangoza;”Sevgili arkadaşımız!” demişler.”Hani evim renkli olsun diyorsun ya, biz çaresini bulduk. Ressam olan bir tırtıl var. Seni ona götürürsek eğer, evini rengârenk boyar.” Salyangoz buna çok sevinmiş.”Ne duruyoruz! Hemen gidelim.”demiş. Böylece düşmüşler yola. Tırtılın kapısını çalmışlar. Gelen misafirleri dinleyen tırtıl, boyalarını ve fırçasını alıp çalışmaya başlamış. Sonunda salyangozun evine çok güzel desenler çizmiş. Salyangoz yeni görüntüsünü beğenmiş beğenmesine ama yine de evinin sırtında olması onu çok üzüyormuş. Dönüş yolculuğunda üç arkadaş şiddetli bir yağmura yakalanmış. Kelebek ve uğurböceği öyle ıslanmışlar ki, sele kapılmaktan zor kurtulmuşlar. Oysa salyangoz hemencecik evinin içine girmiş. Yağmur dinip de evinden dışarı çıkınca, arkadaşlarının perişan halini görüp üzülmüş. Sonra da kendi kendine şöyle düşünmüş:”İyi ki saklanabileceğim bir evim var. Rengi olsa da olmasa da, önemli olan beni yağmurdan koruyor ya!”
Sevimli salyangoz bu olaydan sonra bir daha hiç üzülmemiş.
Şöyle bir bakacak olursak; etrafınızda salyangoz misali birçok tanıdığınızın olduğunu, hatta belki de bunların arasında sizinde olduğunuzu görür gibiyim.
Kaç kişi salyangoz gibi ön yargı ve memnuniyetsizliklerini bir kenara atmaya ve mevcut sahipliklerinle mutlu olmaya, şükretmeye hazır?
Büyüklerimiz hep demezler mi, beterin beteri vardır diye… Pekiyi o halde bu yüzlerdeki asıklık, hallerdeki memnuniyetsizlik, sürekli şikâyetler niye?
Kimi mevcut konumunu, makamını, kazancını beğenmez, kimileri sanki kefenin cebi varmışçasına daha daha sının hırsını yapar. Kimi açın halinden anlamaz, gereksiz israf yapar, savurur, atar. Kimileride nereden çıkıp geldiklerini unutup, ne oldum budalası olup çıkar…
Şu an yaşamakta olduğunuz zaman diliminde soluğunuzun nereye kadar yeteceğini biliyor musunuz? Hayır! Eee o halde birbiri içine geçmiş hayatlarımızın içinden, yoğun tempolu metropolden, her türlü negatif etkiyi kendimize ister istemez çekip, yüklüyorken, bırakında kendimize ait enerjimizi istediğimiz yönde, olumlu yönde yönlendirip bu kaosun içinde en az zarar görecek hatta teğet geçecek şekilde lehimize çevirelim…
Hala ‘’İyi ama nasıl olacak bu iş’’ diyenler, Nasıl diye sormayın artık, salyangozun öyküsünü sizler için boşa mı anlattım?
Tüm okurlarıma, uğur böceklerinin uğurunda, kelebeklerin hafifliğinde ve renklerinde, salyangoz evinin güvenliğinde, yağmur bereketinde, ağız tadında mutlu, huzurlu, güzel günler diliyorum.
Sevgimle ve ışıkla kalınız.
|